Tanrýlara, dünyanýn baþlangýcýný ve sonunu açýklamasý için
Tanrý Odin tarafýndan derin uykusundan uyandýrýlan kadýn kahin
Völva þunlarý söyler:
Zamanýn baþlangýcýnda doðan devleri hatýrlýyorum, Bana yaþam
verenleri hatýrlýyorum, Dokuz dünya biliyorum, Topraðýn baðrýna kadar uzanan o bilge aðaçla Dünya aðacýyla kaplý dokuz felek Yggrasil derler bir diþbudak aðacý vardýr bilirim Zirvesi sulu beyaz bulutlarla yýkanýr, düþer buradan vadiye
çið damlalarý, Urd çeþmesinin üstünde ebediyete kadar yemyeþil dikili durur.
Aðaç,
geleneklerde en sýk rastlanan sembollerden biri olup birçok
yerde hakikat aðacý, hayat aðacý, evrensel aðaç, kozmik aðaç,
dünya ekseni, dünya aðacý, iyi-kötü bilgisinin aðacý, ters
hayat aðacý gibi isimlendirmelerle anýlýr. Hýristiyanlýkta, Yahudilikte, Ýslam’da, Þamanizm’de,
Kýzýlderili Gelenekleri’nde, Çin Kozmolojis’nde, simyada, halk
masallarýnda, Ýran Mitolojisi’nde, Upaniþadlar’da, Mayalar’da
ve daha pek çok gelenekte yeri olan ve bütün bu geleneklerde
kutsal anlamlar yüklenmiþ bir semboldür. Çoðunlukla hayat-ölüm
çemberi, ölümsüzlük, ruhsal tesirin yeryüzüne iniþi, tekamülün
daireselliði, ölüm-yeniden doðum, yenilenmek, yer ve göðü
birleþtirme, dört unsur ve eter, yükselme, güç ve irtibat gibi
açýlýmlarý olan bir semboldür.
Aðaç
evrenin üç seviyesini sembolize eder; toprak altý, toprak ve
gökyüzü. Burada yer ile göðün aðacýn gövdesinde birleþtiðini
görmekteyiz. Aðaçta bütün unsurlarýn bulunduðu görülmektedir;
içeriðindeki özsuyu sayesinde dolaþýmýný saðlar, kökleri
vasýtasýyla toprak bedeni ile bütünleþir, hava yapraklarýný
besler, ateþ ise onun sürtünmesinden meydana gelir. “Hayat
aðacý” olarak adlandýrýlan sembolde de beþinci unsur olan
esir
(1) temsil edilmektedir. Aðaç
sembolünü bir ruhsal yaþam modeli olarak da düþünmek
mümkündür. Kökleriyle yerin; yani dünyanýn; yani maddenin
bilgisini alan ve yukarýya açýlan; dallarýyla ruhsal tesirleri
bünyesinde toplayarak bunlarý kendi gövdesinde biraraya
getiren, birleþtiren bir hayat modeli; bunun yanýnda hem tesir
alan, hem tesir veren canlý bir mekanizmadýr denilebilir.
Aðaç
simgesi kadýný sembolize eder, çünkü toprak anadan gelmiþtir.
Eski inanýþlara göre aðaç kendi yapýsýnda tüm kozmosu yeniler.
Deðiþime uðrar, meyveler verir ve ayný zamanda deðiþime
uðratýr; týpký acý suyu tatlandýran aðaçlar gibi. Hayat aðacý
cennetin ortasýnda dört kollu bir nehrin kenarýna dikilmiþtir;
selamet ve Tanrý Bilgeliði’ni de bildirir. Çoðunlukla
sembolik aðacýn özel bir türünün olmamasýna raðmen, bazý
kültürlerde belli bir aðaç türünün seçilerek kendine ait
nitelikleri eþsiz bir þekilde temsil ettiði
söylenebilmektedir. Örneðin Keltlerde meþe aðacý, Ýskandinav
halklarýnda diþbudak aðacý, Almanlarda ýhlamur aðacý,
Hintlilerde incir aðacý böyledir. Ýslam’da ise zeytin aðacý
kutsaldýr. Tanrýlarla aðaçlar arasýndaki mitolojik iliþkilerin
kurulduðuna da çok sýk rastlanýr; örneðin Attis ile çam aðacý,
Osiris ile sedir aðacý, Jüpiter ile meþe aðacý ve Apollon ile
defne aðacý arasýnda olduðu gibi.
En
genel anlamýyla aðaç sembolizmi kozmosun yaþamýný sembolize
etmekte, ahenkliliði, büyümeyi, çoðalmayý, üretici ve
yenileyici süreçleri iþaret etmektedir. Hiç bitmeyen bir
hayatý temsil etmekte, dolayýsýyla da ölümsüzlüðün sembolü
olmaktadýr. Eliade’a göre, ölümü olmayan yaþam kavramý
ontolojik
(2)
açýdan “mutlak gerçeðe” iþaret etmektedir ve böylelikle de
aðaç sembolü de mutlak gerçeðin, yani dünyanýn merkezinin bir
sembolü olmaktadýr. Neospiritüalizmin Türkiye’deki
öncülerinden Ergün Arýkdal’a göre ise kökleri yerde, dallarý
gökte olan aðaç yer ile gök arasýnda kurulan iliþkinin
simgesidir ve bu anlamda bir merkez niteliði taþýr. Bu durumda
ise dünya aðacý dünya ekseniyle eþ anlamlýdýr. Eksen aðaç
Sibirya ve Orta Asya’daki Þaman Çadýrýnýn ve Siu
Kýzýldeirlilerinin güneþ dansý hücresinin ortasýnda bulunur.
At derisinden yapýlan Þaman çadýrýnýn ortasýnda kayýn
aðacýndan yapýlmýþ bir direk vardýr. Þaman bu çadýrýn
içerisinde transa geçer ve çeþitli ruhsal planlarla irtibat
kurar. Çinlilerin Kiyen-Mu adýný verdikleri aðaç da dünyanýn
merkezinde kabul edilir. Bu öyle bir aðaçtýr ki dibine gölge
düþmez ve sallanmaz. Sekiz dalý, sekiz kökü vardýr. Bunlarla
sekiz göðe ve ölülerin oturduðu sekiz kaynaða dokunur.
Resuller yer ile gök arasýna onunla iner çýkarlar.
Neolitik
dönemin öncelerine uzanan dünya ekseni sembolizmi ise daha
farklý bir sembolik ifadeye sahiptir; kozmosun merkezini
temsil etmektedir. Yani dünya ekseni derken aslýnda kozmosun
merkezi ifade edilmek istenmektedir. Aðaç dünyanýn merkezinde
yeraldýðýnda yalnýzca üç dünyayý birleþtiren bir sembol
olmaktadýr. Üç sayýsýnýn sembolizmindeki üç dünya
sembolizminin aðacýn üç temel bölümünü yansýtýyor olmasý da
ilginçtir; kök, gövde ve dallar. Aðacýn dünya ekseni ve sonu
gelmeyen bir hayat döngüsünün (geliþme ve büyüme) sembolü
olarak genel önemi içinde farklý kültürler ve mitolojiler üç
dört farklý anlam çýkarmaktadýr. Bunlarýn bazýlarý sadece
temel sembolizmin bazý yönleri olurken diðerleri sembole daha
da fazla bir zenginlik katmaktadýr.
Aðaç,
yeraltýndaki kökleri ve gökyüzüne yükselen dallarýyla yukarýya
doðru bir eðilimi sembolize eder ve dolayýsýyla da merdiven
veya dað gibi diðer sembollerle de iliþkilidir ki bunlar da üç
dünya arasýndaki baðlantýyý temsil ederler; yer altý dünyasý
yani cehennem; orta alem, yani dünya ve yukarýdaki alem, yani
cennet… Aðaç
sembolü Tevrat’tan kaynaklanan iki temel þekilde incelenir,
bunlardan birincisi Hayat Aðacý, diðeri ise Hakikat ( bilgi)
aðacýdýr. Hayat aðacý da çeþitli inanýþlarda ve geleneklerde
kendi içinde de kökünü yerden alan ve kökünü gökten alan (ters
hayat aðacý) olmak üzere iki þekilde ortaya çýkmaktadýr.
1-Hayat Aðacý Evrensel
aðaç olarak da adlandýrýlan hayat aðacý kavramý kökenini esas
olarak Yahudiliðin kutsal kitabý Tevrat’tan almaktadýr. Hayat
aðacý Tevrat’ta þöyle geçmektedir:
“Ve Rab
Allah yerin topraðýndan adamý yaptý, ve onun burnuna hayat
nefesini üfledi;
ve adam yaþayan can oldu. Ve Rab Allah þarka doðru Ade’nde
bir bahçe dikti; ve yaptýðý adamý oraya koydu. Ve Rab Allah
görünüþü güzel ve yenilmesi iyi olan her aðacý ve bahçenin
ortasýnda hayat aðacýný ve iyilik ve kötülüðü bilme aðacýný
yerden bitirdi. Ve bahçeyi sulamak için Aden’den bir ýrmak
çýktý; ve oradan bölündü, ve dört kol oldu… Bahçenin her
aðacýndan istediðin gibi ye; fakat iyilik ve kötülüðü bilme
aðacýndan yemeyeceksin; çünkü ondan yediðin günde mutlaka
ölürsün”.
(Tekvin:
2/7)
Sözkonusu
anlatým Ergün Arýkdal tarafýndan þöyle yorumlanmaktadýr: “Buradaki
‘ölürsün’ kelimesiyle normal fiziki ölüm kastedilmemektedir,
aslýnda bu anlatým sembolik bir ifadedir. Gerçekte ‘iyilik ve
kötülüðü bilme aðacý’ diye bir aðaç da yoktur, ancak iyilik ve
kötülüðü bilen þuur vardýr. Ýnsan iyilik ve kötülüðü
birbirinden ayýracak þuur uyanýklýðýna ulaþtýðý zaman eski
gerçekliðinde ölür, yeni bir gerçeklikte doðar”. Bu
gerçekleþtiði taktirde Adem’in Aden gerçekliði içinde
kalmasýna da gerek yoktur”.
Hayat aðacý
her þeyden önce bir merkez fonksiyonuna sahiptir. Bu aðacýn
meyvesi ölümsüzlük saðlar. Bu sembol, insanlarýn ölmeme
çabasýný ve isteðini de ifade ediyor da denilebilir. Arþetipik
olarak ölümsüzlük isteði beslene beslene “hayat aðacý”
sembolüne atfedilmiþtir. Aden’deki hayat aðacýnýn meyveleri,
Göksel Kudüs’ün meyveleri, Hesperides
(3) bahçelerinin altýn
elmalarý, Acemler’deki Soma aðacýnýn özsuyu bu ölümsüzlükle
ilgilidir. Ýslam’da Tuba aðacý buna özdeþtir.
Hayat
aðacý kavramý en çok Þaman Türk Topluluklarý’nýn
geleneklerinde yeralýr. Altay ve Yakut Türkleri’nde hayat
aðacýna dünya aðacý da denir ve onlar aðacýn tesir kaynaðý
olarak bir yýldýzý gösterirler. Eski Türk geleneklerine göre
bu aðaç dünyayý ortasýndan ötealeme ve demir kazýk yýldýzýna
(kutup yýldýzý veya Sirius’un eski adý) baðlayan, dallarý
aracýlýðýyla Þamanlara yeryüzünden yüksek alemlere yolculuk
yapma olanaðý veren bir aðaçtýr.
Hýristiyanlýk’ta ve Ýbraniler’de hayat aðacý hem ebedi aðaç,
hem de iyilik-kötülük bilgisinin aðacýdýr. Ayný zamanda
Kurtarýcý’nýn haçýyla özdeþleþtirilmektedir ve haç genellikle
Hýristiyan ikonografisinde Hayat Aðacý olarak
betimlenmektedir. Haçýn aðaçla iliþkilendirilen kýsmý elbette
dikey eksenidir, dolayýsýyla bu ayný zamanda dünya eksenidir.
Hýristiyanlýk’ta Kudüs Hayat Aðacý’nýn simgesidir.
Hayat aðacý
bir kez keþfedildiðinde varlýða ölümsüzlüðü sunabilir ama onu
keþfetmek kolay deðildir. O týpký Gýlgamýþ’ýn denizin dibinde
aradýðý ölümsüzlük bitkisi gibi saklýdýr ya da Hesperidler’in
altýn elmalarý gibi canavarlar tarafýndan korunuyordur. Babil
Cenneti’nin batý kapýsýnda Hakikat Aðacý ve Hayat Aðacý
büyür.
Hayat
aðacýna doðu sanatýnda çeþitli formlarda rastlanýr. Birbirine
bakan iki efsanevi varlýðýn ya da iki hayvanýn arasýna
yerleþtirilmiþ merkez aðacý motifi Mezopotamya kökenli bir
temaya sahiptir ve Persliler, Araplar ve Bizanslýlar
tarafýndan hem batýya hem de Uzakdoðu’ya ulaþtýrýlmýþlardýr.
Anadolu’da köylerde kilim desenleri olarak iþlenmiþ aðaç
figürleriyle karþýlaþýlýr. Bu desenler de hayat aðacýnýn
simgeleridir. Ýran halk sanatlarýnda büyük halýlarýn üzerine
iri gövdeli aðaçlar iþlenir. Mýsýr ikonografisinde de hayat
aðacý sembolü görülür, bu tasvirde Tanrý’nýn elleri aðaçtan
çýkmýþtýr ve ellerinde hayat suyunu daðýttýðý vazo
bulunmaktadýr.
1.2-Ters Hayat Aðacý
Ters hayat
aðacý ya da Kozmik aðaç bilgisine Vedalar’da, Ýbrani
geleneklerinde (Yahudi mistisizminin en önemli eserlerinden
biri olan
Zohar’da), Türk ve Ýslam geleneklerinde, Upaniþadlarda,
Sabilik, Ýzlanda, Ýskandinavya, Lapon, Finlandiya, Avustralya
ve Hint geleneklerinde rastlanýr. Canlý varlýðýn çoðalýþýnda
güneþ ve ýþýðýn rolü olduðu düþüncesinden ortaya çýkan bir
semboldür. Hayat canlýya yukarýdan gelmektedir ve canlý
aþaðýda onun kendisine nüfuz etmesi için çaba harcar. Hayat
gökten gelip topraða nüfuz eder. Bu kavram, Uzakdoðuda
kutsallaþtýrýlmýþtýr ve göksel varlýklarýn gücüyle açýklanýr.
Bagavatgita’da açýklanan “ters hayat aðacýnýn” kökleri
tezahürün prensibidir. Dallar ise çiçeklenen tezahürdür, yani
tezahürün maddeleþmesi. Bunu ilkeler ve uygulamalarý gibi
düþünmek de mümkündür. Ters aðaç evreni simgelemektedir.
Eflatun’un insanýn ters bir bitkiye benzediðini söylediðine
dair bilgiler bulunmaktadýr. Ýbrani Gizlibilimciliðinde ise
þöyle bir bilgi vardýr: “Hayat aðacý yukarýdan aþaðý doðru
uzanýr. Ve güneþ her þeyi aydýnlatýr” (Zohar’dan
bir alýntý).
Ýslam’da
“mutluluk aðacý” kavramý vardýr, bu aðaç Tuba aðacý olarak
isimlendirilir ve bu aðacýn kökleri son göðün içindeki
Sidre’den çýkmaktadýr. Sidretül Münteha ise Hz. Muhammed’in
miracý sýrasýnda eriþtiði yer olarak belirtilir.
Upaniþadlar’da da ters hayat aðaç kavramý görülmektedir ve bu
aðacýn dallarý eter (esiri madde), hava, ateþ, su ve havadýr.
Dante de ayný þekilde göksel küreler modelini kökleri
yukarýdan büyüyen bir aðacýn dallarý olarak tanýmlar. Diðer
geleneklerde ise böyle bir ters yönlülük yoktur ve bu sembol
yukarý yönde dikey büyüme sembolünü bize açmaktadýr. Ebedi
olan Açvata aðacý Brahma’nýn (Mutlak Allah) evrendeki
tezahürünü bütün parlaklýðý içinde sunar. Yani yaradýlýþ,
yukarýdan aþaðýya inen bir hareket gibidir.
Sembol ile ilgili olarak H. P. Blavatsky þunlarý
söylemektedir; “Baþlangýçta kökleri gökyüzünde meydana
getirilmiþti ve tüm varlýklarýn kökü olmayan kökünden
büyümüþtü… Gövdesi büyüdü ve geliþti ve Pleroma
(4)
bölgelerini geçti, yan yollara gür dallarý taþtý, önce
güçlükle ayýrd edilebilen madde düzlemine, ardýndan da
aþaðýya, ta ki dünyasal düzleme gelinceye kadar. Bu yüzden de
bu aðaca kökleri yukarýdan, dallarý ise aþaðýya doðru büyüyen
aðaç denmektedir”.
Ters aðaç
sembolizminde hayat aðacý, ruhsal tesirlerin süptil planlardan
en yoðun maddi ortam olan fiziksel ortama doðru, derece derece
yoðunlaþan esiri ortamlarda geçerek iniþini, tedrici
tezahürünü ve ayrýca Semavi Yönetim’in yeryüzündekilerin sevk
ve idare edilmesi ile ilgili tesirlerini, bu tesirlerin
iniþini, iþleyiþini ifade eder.
Simyada ise
ay sembolünü barýndýran bir aðaç aya ait eseri gösterirken
(küçük görevler) güneþ sembollerini barýndýran aðaç güneþe ait
eseri (büyük görevler) temsil eder. Ayrýca simyada bilgi
aðacýna evrimleþmenin ya da bir düþüncenin geliþmesinin, bir
yeteneðin ya da gücün sembolü anlamýna gelen arbor
philosophica adý verilir. Filozof aðacýný yetiþtirmek
yaratýcý imajinasyonu harekete geçirmek anlamýna gelir. Yedi
gezegenin burçlarýný barýndýran aðaç, bütün farklýlaþmalarýn
ondan türediði temel maddeyi sembolize eder… Kaynak, ejderha
ve yýlan da aðaç sembolüyle sýk sýk iliþkilendirilir.
Ejderhalar ve yýlanlar (temel güçler) köklerle
iliþkilendirilir, aslan, tek boynuzlu at, erkek geyik ve
yükselmeyi, saldýrganlýðý ve nüfuz etmeyi ifade eden diðer
hayvanlar aðacýn gövdesiyle; kuþlar ile diðer göksel cisimler
de dallarla iliþkilendirilirler… Aðacýn etrafýna sarýlý yýlan
ise baþka bir sembolü, spirali temsil eder.
Bütün
bu aðaç sembollerine ilave olarak, Buda’nýn altýnda oturarak
þuur aydýnlýðýna ulaþtýðý Bodi Aðacýnýn da hayat aðacý olduðu
ve ölümsüzlük içeceði saðladýðý bilinmektedir. Bu aðaç
ýstýrabýn ve sevincin yaný sýra aydýnlanmayý da sembolize eder
ve bir Angkor yazýtýna göre kökleri Brahma, gövdesi Þiva,
dallarý da Viþnu’dur. Çin’de Yin
ve Yang’ýn birliðini teþkil eden “birleþtirilmiþ aðaç” simgesi
vardýr. baþlangýçta birbirinden ayrý olan dallar, aðaç
büyüdükçe birbirine girmiþtir ve bu da ayrýlýktan sonra
birliðe dönüþü temsil eder. Ayrýca Çin’de zodyaðýn oniki
güneþini barýndýran bir aðaç sembolü de mevcuttur. Eski Çin
kozmolojisine ait bir diðer aðaç sembolü ise içi oyuk dut
aðacý ve içi oyuk Pavlonya aðacýdýr. Bu aðaçlarýn her ikisi de
ayný anda hem bir oyuk aðacý hem de bir daðý temsil ediyordu,
ayrýca her ikisi de güneþlerin saklanabileceði bir yer ve
hükümdarlar için bir barýnak olarak kullanýlýyorlardý.
Aðaç gücün
arþetipik tezahürüdür. Bilinmeyen ancak her þeye hakim olan
göksel gücün en eski imajý olarak ortaya çýkmýþtýr.
2-Hakikat
Aðacý -Bilgi Aðacý-Ýyi ve Kötüyü Bilme Aðacý
Tevrat’ta
anlatýldýðýna göre Adem Aden’de kötülüðün, dünyasal isteklerin
ne olduðunu bilmeden yaþamaktadýr. Ancak bir gün bahçeye
yapýlan bir ziyaretle bu otomatik yaþayýþý deðiþir. Tevrat’ta
yýlanýn Havva’yý ayartmasý ya da bilgilendirmesi ve Ademin
yeryüzüne gönderilmesi þöyle anlatýlýr:
“Ve
kadýn yýlana dedi: Bahçenin aðaçlarýnýn meyvelerindan
yiyebiliriz fakat bahçenin ortasýnda olan aðacýn meyvesi
hakkýnda Allah: Ondan yemeyin, ve ona dokunmayýn ki
ölmiyesiniz dedi. Ve yýlan kadýna dedi: Katiyen ölmezsiniz,
çünkü Allah bilir ki ondan yediðiniz gün o vakit gözleriniz
açýlacak, ve iyiyi ve kötüyü bilerek Allah gibi olacaksýnýz.
Ve kadýn gördü ki aðaç yemek için iyi, ve gözlere hoþ, ve
anlayýþlý kýlmak için arzu olunur bir aðaçtý, ve onun
meyvasýndan aldý, ve yedi, ve kendisi ile beraber kocasýna da
verdi, o da yedi. Ýkisinin de gözleri açýldý ve kendilerinin
çýplak olduklarýný bildiler ve incir yapraklarý dikip
kendilerine önlükler yaptýlar”. (Tekvin:
3/2)
Bunun
üzerine Yehova onlarý yeryüzüne gönderme kararý alýr ve þöyle
der: “Ýþte Adem iyiyi ve kötüyü bilmede bizden biri oldu”.
Yehova Adem’e ve Havva’ya giysiler yaptýrýp onlarý yeryüzüne
indirir.
Bilgi aðacý
sembolünde hayat aðacýnýn birliðine karþý bir ikilikle karþý
çýkma olduðu görülür, çünkü iyilik ve kötülük denildiði zaman
bir düalite (ikilik) ortaya çýkmaktadýr. Tevrat’ta anlatýlan
sembolizmdeki Aden bahçesi ya da cennet, düalitenin olmadýðý
süptil (ince, seyyal) bir gerçekliði anlatýr. Oysa düalite
içine girilmeden ayýrd etme bilgisi elde edilemez ve bir
geliþme gösterilemez. Ýnsan ruhlarý bilgiyi ancak süptil
plandan fiziksel alemdeki dünyalara inerek uygulamayla elde
edebilirler. Bu ilke meyvesi iyi ve kötüyü bilmeye yarayan
hakikat aðacý ile ya da diðer adýyla bilgi aðacý ile ifade
edilmiþtir.
Monoton bir
rahatlýk yerine ýstýrabý içeren bilginin tercih edilmesini ve
sorumluluk sahibi olunmasýný gösteren hakikat aðacý
sembolizminde ayrýca, yeryüzünde enkarne olmayla otomatik
yaþayýþtan çýkýlacaðý, farksýzlýklar gerçekliðinden
farklýlýklar gerçekliðine geçileceði, özgür iradeyle uygulama
yapýlacaðý bilgisi bulunmaktadýr.
Hayat
aðacý sembolünde sanki insanlar iyinin ve kötünün ne olduðunu
bilmiyorlarmýþ gibi sadece bir hayat fikri ortaya konulmuþtur.
Bilgi yani hakikat aðacýnda ise ayný zamanda ‘iyilik ve
kötülüðü bilme’ kavramý ortaya konulmaktadýr. Böylelikle
iyilik ve kötülük anlamýna gelen eksi ve artý prensiplerinin
hayatý meydana getirdiðini görmekteyiz. Bu bilgi bize “oluþu”
meydana getiren gücün tek bir güç olmadýðýný, hayatý meydana
getirenin en az iki güçten oluþtuðunu göstermektedir. Bilgi
aðacý, Adem’in dünyaya sürülüþüne sebep olmuþtur. Ademin
dünyaya sürülüþü Hýristiyan teolojisinde “düþüþ”, yani
cennetten kovulma olarak kabul edilir.
Hýristiyan
sembolizminde, aðacýn farklý dünyalarý birbirine baðlayan bir
eksen olduðuna dikkat çekilmektedir. Yazar Rabanus Maurus’un
Allegoirae in Sacram Scipturam adlý eserine göre aðaç
ayný zamanda, mikrokozmosla makrokozmosun dengelenmesinden
meydana gelen insanýn doðasýný sembolize etmektedir.
Aðacýn ikili görünümlerine sýklýkla rastlanýr (örneðin Babil
Cenneti’nin batý kapýsýnda hem Hakikat Aðacý’nýn hem de
Hayat Aðacý’nýn büyümesi gibi) ve bu görünüm sembolün temel
önemini deðiþtirmemekle birlikte ona ikizler burcuna ait daha
ileri bazý sembolik anlamlar ekler; aðaç iki sayýsý sembolünün
etkisi altýnda yaþamýn ve bilmenin (Hayat Aðacý ve Bilgi
Aðacý) paralel dünyalarýný yansýtmaktadýr. Ay sembolü yönünden
bakýldýðýnda bu, hayat aðacýdýr ve ayýn dünyaya ait hareketler
gerçeði ile özdeþleþmesini vurgulamaktadýr. Güneþ sembolizmi
yönünden incelendiðinde ise bilgiye ve ölüme iþaret eder ki
bilgi ve ölüm sembolizmde sýklýkla özdeþleþtirilen iki
kavramdýr. Ýkonografide hayat aðacý (ikili veya üçlü aðacýn ay
sembolü yönü) açmýþ çiçek olarak resmedilir, ölüm veya bilgi
aðacý ise (ya da iki veya üç aðacýnýn güneþ sembolizmi yönü)
kurudur ve ateþin sembollerini gösterir… Pek çok resimde
güneþ, ay ve yýldýzlar aðaçla iliþkilendirilir ve böylelikle
aðacýn kozmik ve astral karakteri vurgulanýr. Hindistan’da üç
güneþe sahip bir üçlü aðaç buluruz, bu Trimurti’nin (5)
sembolüdür.
|