Pek çok
halkanın oluşturduğu bir bütünün ifadesi olan zincir;
Şamanizmde, Mısır Ezoterizmi’nde, Dogon Gelenekleri’nde,
tasavvufta ve diğer pek çok gelenekte yeri olan bir semboldür.
Çoğunlukla yer ile göğün irtibatı, ruhsal tesirin kademe
kademe yeryüzüne inişi, yedi kat gök, gezegensel zincir, ip
sembolü, ezoterik geleneğin devamlılığı, körlük ve maddi
tutkulara bağımlılık gibi kavramlarla özdeşleştirildiği
görülür.
Kozmik
düzlemde zincir, gökyüzünün ve yeryüzünün evliliğinin sembolü
olup. dünyasal varoluş düzleminde ise evliliğin sembolüdür;
her bir halka gerçekten veya potansiyel olarak bir kan bağını
ifade eder: anne-baba, erkek-kız çocuklar gibi.
Zincir sembolü bir yandan evrenin gelişme-gerileme şeklindeki
ikili akışlarını simgeleyen Merkür’ün Kadüse’sine ve diğer
yandan da zincirin genel sembolizmine işaret etmekte,
birbirine bağlama ve iletişim anlamlarını ifade etmektedir.
Kadüse ise Merkür’ün, kendilerini onun asasına dolamış iki
yılanın savaşına müdahalesini sembolize eder. Kozmostaki bazı
güçlerin kutupsallığını ve dengesini, *düaliteyi (*ikilik) ve
Sirius yıldızlarının karşılıklı çizdikleri yörüngeleri
simgeler. Mısır hiyeroglifine ait olan ve iki çizginin
oluşturduğu içiçe geçmiş üç halkanın meydana getirdiği düşey
bir zincir işareti de benzer şekilde ikili bir sembolizme
sahiptir. Burada da karşımıza çıkan iki sayısı ve düalite
sembollerini incelediğimizde ışık ve karanlık, iyi ve kötü,
eril ve dişil gibi birbirine karşıt olan unsurları, kainatın
bu tür düalitelerinin bulunduğu ortamlarını, yaradılışla
birlikte ortaya çıkan kutupsallığı ve maddi yaşamı sembolize
ettiklerini görürüz.
Zincir
sembolünün ilişkili olduğu bir diğer sembol de ip sembolüdür.
İp sembolünün geleneklerdeki anlamları incelendiğinde yer ile
gök arasında irtibat, sebep-sonuç yasası, ruh ile fiziksel
beden arasındaki bağ, ruhsal gelişim, insanlar arasındaki
psişik irtibat anlamlarına geldiği de görülür.
Tunguz Şamanizmi’nde ipe “yol” denirdi ve bu yeri göğe
bağlayan yol anlamını ifade ederdi. Tibet’in Budizm öncesi Bon
Dini Geleneği’nde Tibetliler ilk krallarının gökten yere iple
indiğine inanırlardı. Yine Bon Dini İnanışları’na göre; iyi
insanların ruhları bir merdivene veya ipe tırmanarak Gök’te
oturan ilahların yanına giderlerdi. Zincir sembolü, Asya Şaman
Geleneğinde ve diğer bazı geleneklerde “yedi kat gök” olarak
ifade edilen esiri derecelenme anlamını da kapsar. Sözkonusu
“göklerin” bu şekilde kademeli olarak sıralanışına teozofik
terminolojide “gezegensel zincir” adı verilir. Gezegensel
zincir planlarında ya da kademelerinde yoğun maddeden en
süptil (ince, akışkan, yüksek seviyeli) plana doğru yükselme
hareketine “yükseliş yayı” denir. Gezegensel zincir
sıralamasının inisiyasyonlardaki yedi aşamayı, yedi gerçekliği
ve yedi şuur halini temsil ettiğine dair görüşler de vardır.
Dogon Geleneğinde Sirius Yıldız Sistemi’nden gelen “Nommo’nun
Gemisi’nin” asılı olduğu bir zincir vardır. Bu zincir, Sirius
kaynaklı tesir bağlantısını temsil etmektedir.
Zincir
sembolünün Mevlevilikte de yansımaları görülür; Mevleviler
“sema” ayini sırasında bir ellerini yukarı açarlar, bir
ellerini de aşağıda tutarlar. Ruhsal tesirin bir yerden alınıp
bir yere nakledilmesi ilkesini gerçekleştirmek de evrenin
evrimleşmesindeki hiyerarşik zincirin bir halkası görevini
yerine getirmek anlamına gelir. Bu ise bilginin kuşaktan
kuşağa geçmesinde görev yapmak demektir ve gerçekte “gelenek”
kelimesiyle kastedilen de budur. Ezoterik gelenekte buna
“spiritüel tesir zinciri” adı verilir ve yüksek planlardan
kademeli bir şekilde inen tesirin inisiyatöre ve ondan da
öğrencilerine aktarılmasını ifade eder. Öğrenci inisiye
olduğunda yani bu tesiri kendisi indirip aktarabilir düzeye
geldiğinde aldığını vermek zorunda olduğundan tesiri
başkalarına aktarmaya başlar ve böylece kendisi de ruhsal
tesir zincirinin bir halkası haline gelir ve buna “İnisiyatik
Zincir” adının da verildiği görülür. Bu şekilde tarihler
boyunca ezoterik geleneğin devamlılığı sağlanır.
Zincir sembolü olumsuz anlamıyla ele alındığında ise
inisiyatik bakımdan aydınlanmamış ve uyanmamış oluşu temsil
eder. Bu durumdaki kişi maddi tutkulara bağımlı, nefsaniyete
teslim olmuş, dünyaya bu şekilde zincirlenmiş, hareket
yeteneği kısıtlı bir kişidir.
Sembol bazı geleneklerde olayların birbirlerine neden-sonuç
ilişkisi ile bağlı olmasını, bir başka deyişle “Sebep-Sonuç
Yasası’nı” da simgeler. Her yapılan eylemin bir sonucunun, her
sonucun bir nedeninin olduğu gerçeği aynı zamanda karma yasası
ile de ilişkilidir. Teozofiye göre insan, sahip olduğu ahlaki
ve zihinsel yetenekleriyle ve de karşılaştığı her olayla
geçmişin kesintisiz, adeta bir zincir gibi devam edişidir.
“İster
iyi ister kötü, her ne eylemde bulunursa bulunsun, önceki
hayatta yapılan her şey mutlaka ya sevinç ya da acı
verecektir” Anugita, III. Bölüm
Neospiritüalist görüşte zincir gelişim halkaları anlamına
gelir ve yaşam programlarının uyumlu şekilde tamamlanmasını
simgeler. Bu da bireyler tekamül zincirlerine bağlı olarak hem
gelişiyor hem de geliştiriyor anlamına gelir.. Zincirin
halkalarından birinin gelişimi demek, diğerlerinin gelişimine
katkı ve gelişirken geliştirmek demektir. Zincir sembolünde
görülemeyen metafizik bağlantılar sanıldığından çok daha
mühimdir.
Her
bir varlığın, her bir bireyin, diğeri üzerinde bir sorumluluğu
vardır ve her biri diğeri üzerinde bir etki yaratır Birey hem
düşünsel olarak hem de hareket ve eylemlerle bir etki, bir
yayın yapar ve bu etki de dalga dalga görünmeyen zincirlerle
tüm evrene yayılır.Varlıkların kendilerini tek başlarına veya
tek bir birey olarak algılamaktan çok, diğerleriyle zincir
bağlarla bağlı olduklarını fark ederek bunun sorumluluğunu
anlamaları önemlidir. Böyle bir eylem, varlığın sorumluluk
bilincini alması demektir. Bir kişinin diğer bir kişiye
göndermiş olduğu etkinin sorumluluk bilincini taşıması gerekir
çünkü o zincirde oluşabilecek herhangi bir zayıf nokta
zincirin diğer halkalarına da etki yapacak, onların da
güçsüzleşmesine neden olacaktır. Aynı şekilde gerçekleştirilen
olumlu bir gelişme ve çalışma da diğer zincirler üzerinde
olumlu bir etki yapacaktır.
Sembolün bir diğer açılımı ise aydınlanırken, aydınlatmaktır.
Diğerlerinin de aydınlanması gerektiğini görebilmek ve bunun
için yapabileceklerini kendinde saklı tutmamaktır. Kendi
aydınlanmasının diğerlerinin aydınlaması, diğerlerinin
aydınlanmasının kendi aydınlanması demek olduğunu anlamaktır.
Geliştirmek, gelişmekle eşit değerdedir ve bunlar birbirine
bağlı zincirlerdir. Biri olmadan diğeri bir işe yaramaz.
Bireyler kendilerinden başkalarını da görebildiklerinde bu
sembolü de daha iyi idrak edeceklerdir. Hiçbirimiz sandığımız
kadar tekil ve bireysel varlıklar değiliz.
Ezoterik ve bilimsel olarak da birimizdeki atom altı parçacık
düzeyindeki gelişim bile, her an nefes almakta ve canlı olan
evrenin bir başka köşesinde tezahür eder ve belki de başka tür
bir etki olarak açığa çıkar, bu açığa çıkan etki de başka
olaylara sebebiyet verir...Bunlar henüz bizim göremediğiniz
ama varolan görünmeyendeki zincirlerdir ve bir sistem
dahilinde herşey birbirine bağlıdır. |