Metafor/Kuantum Evren

WWW.ASTROSET.COM

 

PARÇACIKLAR VE BENLİKLER

  Parçacıklar ve benlikler vardır, eğer varolmamış olsalardı, kendi dünyamız hakkında tartışmasız kabul ettiğimiz birçok şey farklı olurdu. Hem parçacık hem de insan çeşitliliğinden ötürü bireyler varoluşlarıyla ilgili seçimleriyle şeylerin ve olguların varolmasını sağlarlar, sorumluluk taşırlar. Varoluşun iki ayrı uç noktasında da mikroskobik ve insansal olarak bireyler, olayların ve farklılaşmanın odak noktalarıdır.     Eğer kuantumun benlikle ilgili görüşünü ele alırsak, temel parçacıklar dünyasındaki kimliğin doğasının bize, kendi kişisel kimliğimizle özellikle de ikiye bölünen beyin araştırmasında olduğu gibi, benliğin ikiye bölünebilme ve şuurlu olarak anlamı olan bir benlik olabilme dinamiğiyle ilgili söyleyeceği çok fazla şey vardır. Tabii ki ikiye bölünmüş beyin olgusu benliğin ne Descartes'in iddia ettiği gibi ölümsüz ve bölünmez bir bütün olduğunu ne de Newton fiziğinin sandığı gibi ufak, katı ve bölünmez bilardo toplarına benzeyen parçacıklardan ibaret olduğunu kanıtlamıştır. Hem benlikler hem de parçacıklar bundan daha akıcı, ikisi de biraz daha kaygandır; varoluşun içine ve dışına akar, ya tek başlarına dururlar, ya diğer benlikler ya da parçacıklarla birleşirler ya da hep beraber yok olurlar.

  Her an kendini yaratmaya devam eden 'Yeni Bireyin' sahip olduğu özellikler, oluşturduğu ilişkilerin "alt bireyleri"nin özelliklerinin etkisi altındadır. Her koşulda, bu, her yönden, kendi adına, kendi dalgasal yönü ve kendi şartlarında daha başka ilişkilere gebe kapasitesiyle yepyeni bir varlık olarak davranır. Bu zihin ve bedenimizin birbiriyle ilişki biçimi olan "ilişkisel holizm" kavramıdır.

  Kuantum ilişkisiyle yaratılan bütün, parçalarının miktarından daha büyük ve kendi içinde yeni bir şeydir. Yeni ve daha büyük bütünlerin yaratıldığı kuantum bütünlük işlemi öyle sonsuzdur ki evrendeki her parçacık bir dereceye kadar diğer bir parçacıkla ilişki halindedir. Yeni fiziksel gerçekliğe haklı olarak bağlanabilecek bölünmez bütünlük özelliğini yaratır. Fakat bu bölünmez bütünlük, dünyanın şu anki haliyle varolmasında çok önemli bir rol oynayan "taneli" bir yapıya sahiptir. Bu, her biri kendi içindeki gözcükte kendi kimliğini taşıyan daha küçük bileşen bütünlerden oluşmuştur.

  Benliklerimiz, tıpkı parçacık sistemleri gibi alt benliklerle kısmen bütünleşmiş olsalar da zaman zaman kendi kimliklerini ifade ederler. Onların sınırları da içindeki desenlerin heyecanlanım sınırlarına paralel olarak değişir ve kaybolur. Bazen daha parçalı daha çocuk ya da yetişkin, daha uzlaşımsal ya da asi, daha huzursuz ya da huzurlu bazen daha "bütün" oluruz ve daha fazla bütünleşmiş bir benlik alt benlikleri birbirine daha iyi bağlar. Kuantum kişinin benliklerinin içindeki benlikler bazen daha fazla, bazen daha az dalgalanır ve iç içe geçerler her biri kuantum dalga fonksiyonudur. Birbirleri içine geçtikleri bölge o anda "Ben" diye tanımlanır. "Ben", benim benliklerim arasında geçen diyalogların tek tanığı ve benim çok sayıda olan tüm alt-birliklerimin en yüksek birliğiyim. Şuurun kuantum mekaniksel doğası ve kuantum birliklerinin ilişkisel holizmi nedeniyle bu bir yerden bir yere kayan bileşik "Ben" ne hiçtir, ne de yanılsamadır. Bu, asla ne sadece bir ayrı benlikler ne de ayrı beyin durumları dizisine indirgenebilir. "Ben" kendimin ne asi tarafıyım, ne de uzlaşımcı tarafıyım; bunların ikisi de benim iki farklı tarafımdır."Ben" nöron hücre duvarlarımdaki moleküllerin titremesine neden olan değişik beyin dalgaları da değilim.

  Kuantum benliğin birliği, kendi içinde, kendi adına varolan özlü bir birliktir. Kuantum sistemleri daima dalgalanır, sınırları kayıp değiştiğinden bütünlüklü benlik bir andan diğerine değişir. Bir şeye dikkat etme eylemi zihinsel enerjimizin odaklanmasını sağlar. Böylece seçici dikkat mekanizması yoluyla benliğin belli bazı yönlerine daha fazla enerji yöneltebiliriz. Yani diğer yönler arka plana çekilirken biz, benliğin bu yönünü aydınlatırız. Bazı zamanlarda alt-benliklerimizin etki alanına girebiliriz.

   Örneğin sevdiği bir insanla kavga eden kızgın bir insanın onun hakkında hiç iyi bir şey düşünmemesi ya da bunalımda olan bir insanın sorunu yüzünden acı çekerken, mutlu olmak için hiçbir neden bulamaması gibi. Durum böyle olduğunda, kişiliğin kuantum dinamiği alanında bir tanımlama terimi olarak, bu insan 'dengesiz'  deriz. Varlıkların Seçme Özgürlüğü Yasasına göre her an istediği yönü seçmekte özgür olduğunu biliyoruz. Pozitif ya da negatif, olumlu-olumsuz, ruhsal yada maddesel, katı veya dalga halinde olmak bizim seçimlerimize bağlıdır. Her gün, kozmostan aldığımız enerjilerle oluşturduğumuz enerji alanımızın şeffaf ve akışkan olması, sevgi enerjisi, coşku ve neşeyle dolması ve diğer insanların sezgilerini ve ruhsal ışıklarını aydınlatır hale gelmesi, bizim seçme özgürlüğümüzü ve irademizi kullanma gücümüze de bağlıdır.

 
 

© Astroset 2004-2010