Mekansızlık kavramının yeni fiziğin astrofizik bilgileriyle
yeniden tanımlanması çok önemlidir. Fizikçi Jean E.Charon,
ruhu taşıyan "ebedi"
parçacıklardan söz ettiği
EON adlı eserinde evrensel zaman-mekan için şunları ifade ediyor:
“Tüm
evrenimiz, mekan adı verilen tek bir maddenin geometrik
şekillerinden ibarettir. Einstein'ın keşiflerinin felsefi veya
daha doğru ifadesiyle metafizik etkileri son derece önemlidir.
Gerçekten de Genel İzafiyet Teorisi sayesinde, evrenimizin bir
bütün olarak kabul edilmesini bilimsel olarak söylemek mümkün
olmuştur. Günümüz Astro fiziğinde genel olarak kabul edilen
bir görüşe göre evrenimizin mekanı
"kapalı"dır. Bütünü
içerisinde mekan hafif bir şekilde kıvrılmıştır; öyle ki,
şayet, uzayda hiç bir şekilde, en ufak bir sapma yapmadan,
dümdüz bir hat üzerinde gitmek mümkün olsaydı, yine eninde
sonunda aynı başlangıçtaki hareket noktasına varılmış olurdu.”
Evrenin tümü için olduğu gibi, mekanın kendi içine kapanma
noktasındaki bu eğilme özelliği iyice incelenmelidir.
Gerçekten de, fiziğin bazı parçacıkları olan elektronların,
kendi içinde kapanmış olan özel bir zaman-mekandan oluşmuş
küçük mikro evrenlerden oluştuğunu göreceğiz. Bu noktada
zaman-mekan, ruhun zaman-mekanına da bir örnek teşkil etmez mi
diye sormak mümkündür. Fizikte temel parçacık adını verdiğimiz şeyin, örneğin bir
elektron veya proton olduğunu ve son derece yoğun bir maddeden
oluştuğunu biliyoruz; bu madde kara deliklerde rastlanan
yoğunluktadır.
Bu
durumda bu parçacıkların bazılarının, hatta tamamının bizim
evrenimiz içinde görünmeyen bir cep teşkil ettiklerini, kendi
içlerinde kara deliklerdekine benzeyen bir zaman mekan
içerdiklerini ve bize ne kadar garip gelirse gelsin, bu zaman
ve mekanı ruhun zaman ve mekanı olarak nitelendirmeye hakkımız
yok mudur? Kısacası bilinen bazı temel parçacıklar bir çeşit
mikro kara delikler olarak düşünülemez mi? Eğer öyleyse, bizim
vücudumuz da bilindiği gibi parçacıklardan oluştuğu için biz
de madde ve ruh arasında bir köprü meydana getiren yolun
üzerinde değil miyiz?
Elektron ve
mikro evren
Elektron
kendine özgü bir zaman ve mekana sahip otonom bir bireysellik
oluşturmaktadır. Ve bu elektrona yönelik zaman-mekan, kara
deliklerde gördüğümüz gibi, bizim normal zaman-mekan
anlayışımızdan farklıdır.
Elektron gerçek bir mikro evrendir; onu oluşturan mekanın
geçmiş durumlarım yeniden bulmasını sağlayan devresel bir
zamana sahiptir; ve diğer taraftan bu mikro evrende olaylar
artan bir negantropi içinde meydana gelirler, yani olaylar
sürekli olarak bilgilerini arttırırlar. Kısacası elektron
kendi içinde bir ruh zaman-mekanı içerir.
Fizik
planda derinleştirilmiş bir analiz, elemanter maddenin
gerçekleştirildiği bu organizasyonlar için gerekli olan bilgi
içeriğinin elektron adı verilen bu basit görünüşlü parçacığın
içinde olduğu izlenimini vermektedir. Çünkü, elektron kendi
mikro evreni içinde bilgi toplama yeteneğine sahip bir mekan
içermekte ve bu bilgiyi her dönüşünde gerçek bir hatırlama
fenomeni ile kullanılabilir hale getirebilmektedir. Yine
organize etmek istediği sistemin diğer elektronları ile
iletişim kurarak ve onlarla müşterek hareket ederek, karmaşık
operasyonları yönetebilmektedir.
Elbette ki bu psişik davranışın gözlerimiz önünde belirgin
şekilde ortaya çıkması için elektronların uygun bir ortamda
toplanması gereklidir. Elektronlar uygun bir ortamda bir araya
gelir gelmez, hemen aralarında ancak 'psişik' (ruhsal) olarak
nitelendirilebilecek birtakım etkileşimler daima daha düzenli
durumlara doğru gelişir.
Evrenin spiritüel kaderini "taşıyabilecek" varlıklar olarak
yalnızca madde, yani daha özel olarak maddenin temel
parçacıkları vardır ve bunlar ciddi olarak, mantıklı ve
bilimsel olarak incelenmeye değer niteliktedir ki madde de
derinlerine inildikçe bildiğimiz katı halini terk edip
soyutlaşmakta, ruhsallaşmakta ve adeta elimizin altından kaçıp
gitmektedir.
Evrenin psişik seviyesinin yükselmesi elemanter maddenin
sürekli olarak art arda yaşadığı deneyimlerle olmaktadır. Bu
deneylerde elemanter madde az veya çok kısa sürelerle bazen
bir minerale, bazen bir canlının yapısına karışır ama süreler
içinde elde ettiği bilgi içeriğini hiçbir zaman kaybetmez.
|