Kristal Çocuklar
Ezoterik
Tradisyonlar, Yeni Çağcılar 1998-2012 arasında büyük bir
değişim yaşanacağını iddia ediyorlar. Bu değişimi başarıyla
gerçekleştirenler kolektif şuur dönüşümünü yaşamış ve başarmış
olarak müjdelenen Yeni Çağın öncüleri olacaklar;
günlük yaşamımızın içinde kristal enerjiyi çocuk saflığında
kullanan büyükler olduğu gibi bu dönem içinde bir başka
gezegene gitmişiz etkisi uyandıran yüksek zekalı çocukların
doğduğuna da tanık olacağız. Aslında şu anda da oluyoruz
zaten. Bu yüksek zekalı çocuklar İndigo'ların ardından gelen
Kristal Çocuklar.
Kristal
Çocukları nasıl tanıyacağız? İlk bakacağımız yer onların gözleridir, iri, derin, anlam dolu
ve her şeyi anlıyormuş gibi bakan gözlere sahipler. Mutluluk
ve sevinç dağıtıyorlar, yargısızlar. Kristal Çocuklar
büyükleri olan İndigo Çocuklardan epey farklıdırlar.
İndigo'ların ruhları savaşçıdır, amaçları eski düşünceleri yani
önceki eğitim, yönetim ve yasal sistemleri yenilemek ve
değiştirmektir. Onlar başkaldırıyı severler. Kristal çocuklar
ise daha yumuşak, bilgeliğe daha yakın ve şefkatlidirler.
Dünyayı ve çevrelerini tanır ve keşfederken kendilerine
güvenmekte, sevmekte ve eğlenmektedirler. Araştırmaktan ve
keşfetmekten büyük zevk alırlar... Ayrıca çok neşelidirler,
bulundukları ortama neşe ve sevinç katarlar…
Kristal Çocukların özellikleri
-1995’li yıllardan sonra doğmaya başlamışlardır,
-Derin, anlamlı ve araştırmacı bakan gözleri vardır,
-Doğal yapılarında manyetik bir gücün çekim etkisi vardır,
-Çok sevecen,neşeli ve eğlencelidirler,
-Şefkatli, duyarlı ve iletişime açık çocuklardır,
-Müziği ve sanatı çok severler,
-Yaratıcılıkları yüksektir,
-Telepattırlar, düşündüğünüzü ve gerçek niyetinizi
hissederler,
-Konuşmaya başlayınca geçmiş yaşam anılarını anlatmaya ve
sizi haylice şaşırtmaya adaydırlar,
-Doğal beslenmeyi çok severleri,
-Her konuda denge ararlar, denge duyguları mükemmeldir,
-Zihinsel iletişim yetenekleri yüzünden geç konuşabilirler,
yüksek algıların nedeniyle zaten pek çok şeyi
hissetmektedirler.
-Yüksek seslerden, gürültüden, kalabalık içinde bulunmaktan,
çok sıcak veya soğuk ortamlardan, dağınıklık ve düzensizlikten
hiç hoşlanmazlar.
-Kristal Çocuklar yüksek enerjiye sahipler, uyurken bir şey
kaçırmak istemediklerinden uykuyu pek sevmezler.
-Kristal Çocuklar, bizim zaman anlayışımızı değil, kendi iç
zamanlarını kullandıkları için zaman anlayışımız birbirine pek
uymayabilir.
Psişik Duyarlılık
Psişik
Yetenekleri ve Psişik Duyarlılıkları hayli yüksek olan ve
Kristal çocuklar olarak tanımlanan bu çocuklar ilk yedi
çakrası aktive olarak gelmiş çocuklardır. Ve bu çocuklar,
bilgi çağının getirdiği avantajlarla, uyaranlarının daha fazla
olması nedeniyle daha çabuk öğrenme ve hatırlama kapasitesine
sahiptirler. Ama burada önemli bir noktanın altını çizmek
gerekiyor: İçinde bulunduğumuz çağ nedeniyle de, bu çocuklar
daha donanımlı geliyorlar. Kısaca, daha yüksek potansiyelde
doğuyorlar ama bu potansiyeli yaşama geçirebilmeleri,
bulundukları koşullara ve aile eğitimlerine bağlı. Farkındalık
yolunda çok hızlı da yürüyebilirler veya bizim
anlayışsızlığımız nedeniyle bir yerde takılı da kalabilirler.
Doğum
Haritası
İndigo
ve Kristal Çocukları daha iyi anlamak için öncelikle onların
doğum haritalarını çıkarttırmak faydalı olabilir çünkü sık
sık metafizik konulardan, Tanrı’dan, meleklerden, dualardan,
öte alemden söz edebilen bu küçük filozoflarla baş edebilmek
için sizin de kalkanlarınız olmalı. Öyle değil mi! Çünkü
onların psişik yetenekleri vardır, örneğin psikokinezi
yapabilirler yani bazı küçük eşyaları düşünceleriyle hareket
ettirebilirler. Anne veya babalarına onların ilk anne ve
babaları olmadıklarını hatta daha ileri gidip daha önce başka
yerde yaşadıklarını söyleyen Kristal Çocuklar da vardır.
Elektronik araçları etkileyen Kristal Çocuklar da
izlenmektedir. Onların telepatik yeteneklerine çok dikkat
edilmelidir, anne ve babalarına veya diğer yakınlarına bazen o
etkileyici ve derin gözleriyle uzun uzun bakmalarıyla
ünlüdürler. Eğer iyi gözlenirse birçok Kristal Çocuğun
annesinin isteklerini sözel aktarım olmadan yaptıkları
izlenebilir. Bu yeteneklerin sergilenmesindeki amaç,
insanlığın doğal yeteneklerinin büyüklere hatırlanması
şeklinde yorumlansa bile bu küçük filozof-bilgelerle ya da
büyüklerin deyimiyle çok bilmişlerle baş etmek için sizin
öncelikle tercih edeceğiniz donanımlara bir an önce sahip
olmaya çalışmanızda yarar vardır.
Dikkat edilecek noktalar
Kristal
Çocuklarla ilgili yazı yazan İnternet sitelerinde yayınlanan
Danışman psikolog ve terapist Doreen Virtue önerilerine kısaca
bir göz gezdirebiliriz. Dilerseniz İndigo veya Kristal Çocuk
yazıp bu konuda daha aktif sitelere de danışabilir,
yüreğinizin ve aklınızın sesini dinleyerek, çocuğunuzla ilgili
yanılgıya düşmemek için tıp desteğini de asla göz ardı etmeden
iletişim kurabilirsiniz.
* Onların görsel olduklarını unutmayın, sözel
değil, görsel yöntemlerle eğitin,
* Hiçbir konuda zorlamayın, açıklamalarda bulunun,
* Onlara bağlanın yani sık sık beraber olun ve dokunun,
* Hayvanları örnek gösterin; “Bak köpek seni izliyor...” gibi,
* Kuralcı olmayın, dürüst olun ve onlara kendileri olma
özgürlüğünü verin,
* Siz kendinize iyi bakın, temiz, bakımlı ve etkili olun,
* Onları asla küçümsemeyin, arkadaş gibi ilişki kurun,
* Sesinizi melodik biçimde yani tonlayarak kullanın,
* Meraklarını giderin, öğrenin ve öğretin,
* Dikkatinizi verin, onları ihmal etmeyin, yalan söylemeyin,
* Sabırlı, tutarlı ve gerçekçi olun, onlara süreklilik
sağlayın,
* Siz ne düşünürseniz onlar öyle olacaklardır, onları negatif
tanımlamalarla tanımlamayın, onlardan da bir şeyler
öğrenebilirsiniz,
* Onların imgelerine yani canlandırmalarına veya hayallerine
katılın,
* Onlara enerji yardımı yapın. Mümkünse meditasyon ve yoga
öğretin,
* Onları tartışmasız sevin.
* Onlara kendi negatif, ayrımcı, bölücü, fanatik, tutucu,
geleneksel ve zarar verici düşüncelerinizi aşılamayın. Çünkü
geçmişte ve şu anda hiçbir konuda haklı ve başarılı
değilsiniz...
Kristal Titreşimi Taşıyan Büyükler
Kristal
Çocuklar konusunda yalnız onlardan söz etmek yeterli değildir.
Bizler de bundan sonraki yıllarda Kristal Titreşimi taşıyan
yetişkinler olarak yeni bir bakış açısı ile yaşama şansını
elde ederken sessizce doğan Kristal Doğuşlara da tanık olmaya
devam edeceğiz. Kristal Çocuklardan söz ederken, bu yetenekleri
taşıyan Kristal Büyükleri unutmamalıyız. Kristal büyükler de
bundan böyle saklandıkları yerden çıkacaklar ve öykülerini
dünya ile paylaşmak isteyecekler. Ayrıca, son zamanlarda
içinden geçmiş olduğunuz enerjideki değişimler nedeni ile,
çoğumuz alışkın olmadığımız bu niteliklerden bazılarını
geliştirmeye başladık bile. Bireysel Gelişime önem verenler
her birimizin içindeki Kristal Çocuğun Uyanışını
rahatlıkla gözlemliyorlar. Dün yaptıklarını bugün
yapmadıklarını izleyip, şaşkınlıkla; “bu yanım değişmez
sanırdım, ne de kolay değişmişim” demekteler. Bu yetişkinler
ve çocuklar gelmeye devam ederken ve güçlerini kullanırken,bu
tüm insanlıkta bu yetenekleri uyandıracaklar. Bu kolektif ve
mucizevi bir uyanış hali.
Halk masallarımızdaki ünlü Keloğlan öykülerini bilmeyen
yoktur. Bu tanımlar yapılmadan önce de Anadolu insanı kendi
halk kahramanlarında ve halk masallarında o kendine has ruhsal
ve özgün yanını yaşamayı ve yaşatmayı bildi. Kuantum fiziğinin
‘sende haklısın sen de’ küresel mantığıyla birebir örtüşen
Nasreddin Hoca fıkralarımızdan başka Kristal Çocuk ya da Büyük
olmaya en güzel örnekleri Keloğlan masalları ve deyişleri
verir:
Bir varmış, bir yokmuş. Allah'ın kulu çokmuş. Evvel zaman
içinde bir Keloğlan varmış. İhtiyar ve yoksul annesi, bu
biricik oğlunu "Kel oğlum,keleş oğlum" diye severmiş.
Günlerden bir gün Keloğlan annesinden izin alıp balık tutmaya
gitmiş. Belki bir kaç balık yakalarım. Anacığımla pişirir,
yeriz. Aç karnımızı doyururuz" diye düşünüyormuş.
Irmağın kenarına gelip oltasını salmış. Öğleye doğru kocaman
bir balık tutmuş. Pulları gümüş gibi parlak, gözleri cam gibi
aydınlık, güzel mi güzel bir balıkmış bu...
Keloğlan balığın pullarını kazımış, karnını yarıp temizlemek
istemiş. Bir de ne görsün! Balığın karnı içinde kocaman bir
tas durmuyor mu? Keloğlan bir sevinmiş, bir sevinmiş ki
sormayın. "Hem balığı götürürüm anama, hem tası" demiş.
Tası su ile doldurup balığı yıkamak istemiş. Birden
inanılmayacak bir şey olmuş. Tastan boşalttığı sular altın
olarak akıyormuş yere. Keloğlan çok şaşırmış. Bir kaç kere
denemiş, hep altın akıyormuş tastan. "Bu, sihirli bir tas
galiba. Hemen anama haber vereyim" demiş. Evlerine koşmuş.
Sihirli tasa küpler dolusu suyu doldurup doldurup boşaltmış.
Suyu boşalan küplere de altınları biriktirmiş. Artık ülke
hükümdarı bile onun yanında fakir sayılırmış...
Keloğlan günler sonra büyük bir saray yaptırıp oraya taşınmış.
Kendisine hizmetçiler tutmuş. Sevdiği ve istediği her şeyi
alıyor, en güzel yemekleri yiyormuş. Sonunda altınlarının
çokluğu onu şımartmaya başlamış.
Gereksiz masraflara, lüzumsuz harcamalara girişmiş. "Oğlum bu
işin sonu kötü olabilir" diye öğüt vermeye çalışan anasını
bile dinlememiş.
Sihirli tas elimde, ne istersem yapabilirim..." diyormuş.
Keloğlan'ın böyle kendini beğenmesi, şımarması ve hırsa
kapılması, insanların ona duyduğu sevgiyi azaltmış.
Herkes "Eski hali bundan daha iyiydi. Gözünü hırs bürüdü
Keloğlan'ın" demeye başlamış.
Keloğlan bir gün daha çok altın elde etmek için, sihirli
tasını eline alıp ırmağın kenarına gelmiş. "Suyu tükenecek
değil ya, bir saray da buraya yaptırayım. " demiş. Gurur ve
kibirle tasını suya daldırmış. Kıyıda biriken altınlar hırsını
artırıyormuş. Daha hızlı daha hızlı daldırmaya başlamış tası.
Artık altınlardan başka bir şey düşünmüyormuş. Birden tas
elinden kayıp suya düşmüş. Keloğlan onu tutmak için eğilince
kendisi de ırmağa yuvarlanmış. Yüzme bilmediği için hızla akan
ırmakta nerdeyse boğulacakmış. Bin bir güçlükle kenara çıkmış.
Kendisi suda çırpınıp dururken,biriktirdiği altınları da
hırsızlar çalıp götürmüşler.
Artık tası bulmanın da imkanı kalmadığından ağlaya ağlaya
annesinin yanına dönmüş. Başına gelenleri anlatmış. Yaşlı
kadın:
- Üzülme yavrum, demiş. Hay'dan gelen Hû'ya gider. Zaten, sen
o tası alnının teri, elinin emeği ile kazanmamıştın. Üstelik
zenginlik seni iyice şımartmıştı. Böylesi daha iyi oldu. Hiç
olmazsa kendini başkalarından üstün görme
hastalığından
kurtulursun."
Keloğlan bu sözlerle teselli bulmuş. Anasına hak vermiş.
O günden sonra da Sihirli Tası bir daha hiç anmamış.
Kristal
Büyükler olmak için madde hırsımızın ve egonun halk
masallarımızdaki Keloğlan saflığına ve temizliğine ulaşması
dileğiyle…
|