Makale

WWW.ASTROSET.COM

ASTROLOJİ, DİN VE BİLİM (12)

Dr. Gustav-Adolf Schoener
Çeviren: Işık UÇKUN

Astrolojinin Bugünü

  Astrolojinin yirminci yüzyılda ezoterizm ve psikoloji ile birlikte yeniden ortaya çıktığından daha önce bahsetmiştik. Ayrıca, tıpkı diğer ezoterik düşünceler gibi, astroloji de kısa bir süre sonra Hıristiyan kilisesinde kendine yeni takipçiler buldu. Dolayısıyla günümüzde bu üç alanın birbirleri ile ne tür bir ilişki içinde oldukları sorusu ortaya çıkıyor.

  Artık biliyoruz ki, astroloji göksel cisimlerin veya gizli “güçlerin” pek çok tanrısının olduğuna inanıyor. Bunların hepsi kozmosta işler haldedir. Temelleri itibariyle astrolojinin, bu kozmosu yaratan tek bir tanrıyı tanıma konusunda sorunu yoktur, tıpkı tek tanrılı dinlerde olduğu gibi.

  Ne var ki, işin kalan kısmı bu kadar basit değil. Hıristiyanlık tarihi doğal dinlerin, majinin ve “yabancı” tanrıların kabul edilmesinin ne kadar zor veya imkansız olduğunu gösterdi. 1993 yılına ait “Katollik Kilisesi *İlmihali (*dini kuralları açıklamak için yazılmış kitap)”, bu konuda şöyle bir fikir öne sürmektedir:
  “İlahiliğin tüm formları reddedilmelidir… horoskopların, astrolojinin,
*şiromansinin (*avuç içindeki bazı özellikleri baz alarak kişinin kaderi durumları ile ilgili tahminde bulunmak), fal bakmanın ve bir medyomdan danışma almanın altında; zamana, tarihe ve nihayet insanlara hükmetme isteği olduğu gibi gizli güçleri birinin kullanımına açma isteği yatar. Bu ise sadece Tanrı’ya borçlu olduğumuz sevgi dolu huşu ile karışık bir saygı ile çatışmaktadır. [73]
  Dolayısıyla burada astrolojinin ilahilik ve fal bakmanın her türü ile bir tutulduğunu, ama saçmalık ya da hurafe gibi gösterilmediğini görüyoruz. Bunun tersine, fal bakmanın çeşitli formları gerçek olarak kabul edilen “
gizli güçlere” dönüşmektedir. Dini kitap bu güçlerin şuurlu olarak kötülük amacıyla kullanılmasını ve Hıristiyan inancına tezat olan yanlarını tanımlamaktadır. Buradaki ana mesaj fal bakmanın kişinin HıristiyanTanrısı’na karşı güç kazanma çabasıdır.

  Bununla birlikte, resmi olarak astrolojiyi savunan teologların sayısı şaşırtıcı oranda çoktur. Bunlardan en çok tanınanı Benedictine Father Gerhard Voss olup astroloji ile ilgili bu makalenin kilisenin yayınladığı kitapta bunmasından derin bir üzüntü duymaktadır. Bu konudaki kendi görüşlerini “Astrologie Christlich” isimli kitabında açıklamıştır.

  Gerhard Voss’a göre, astroloji majik uygulamalara ait değildir ve eleştirel bir mantıkla ele alınabilir. Voss ayrıca modern kilisenin pek çok kişi için önemini yitirdiğini düşünmektedir çünkü kilise kozmos ve doğaya ilişkin daha yakın bir ilişkiden yoksundur. Şöyle demektedir: “Astroloji bilgeliğinin kiliseden uzak tutulması teolojide, toplukla dua usulünde ve vaazlarda kilise hayatının kozmik boyutunun eksikliğini göstermektedir. [74]” Father Voss, astroloji gibi ezoterik konuların aynı zamanda Hıristiyan teolojisine de ait olduğunu düşünüyor ve bu görüşünde de yalnız değil. Her şeyden önce, bu kitabın yayınlanışı sayesinde, “Astroloji” makalesini Roma Katolik Kilisesi’nin çok önemli olan Almanca teolojik sözlüğü “Lexicon für Theologie und Kirche için hazırlayabilmiştir ve benzer şekilde Lexikon der Religionen için de “Astrology” makalesini hazırlamıştır. [75]

  Astrolojiyi desteklemesine karşın Gerhard Voss aynı zamanda astrolojinin koşullarını da belirlemiştir. İlk olarak, Hıristiyan inancı astrolojinin herhangi bir formu düşünüldüğünde kesinlikle önceliklidir. İkinci olarak horoskop tahminler yürütmek için kullanılmamalıdır, çünkü astroloji kesin tahminlerde bulunamaz ve bulunmamalıdır. Horoskopu öncelikle psikolojik astrolojinin anladığı gibi algılar; yani insan ruhunun aynadaki imajı gibi. Pratik olarak, horoskop kullanma olasılığını bir meditasyon imajı gibi, meditatif bir deneyim için anahtar olarak görmektedir.

 Böylelikle, Roma Katolik Kilisesi’ndeki astroloji ile ilgili görüşler oldukça radikal bir şekilde birbirinden ayrılmaktadır. Pek çok teolog, örneğin tanınmış kilise eleştirmeni Eugen Drewermann astrolojiyi sadece bir hurafe olarak görmekte ve dolayısıyla da astrolojiyle herhangi bir şekilde ilgilenmeyi reddetmektedir. Dolayısıyla, astroloji ile ilgili görüşler alaylı reddedişlerden ve hatta tehlikeli olduğuna dair ciddi uyarılarda bulunulmasından, ciddi bir uğraşı olarak kabulüne kadar değişmektedir. Doğrusu astrolojiye ilişkin görüşler bundan daha farklı olamazdı.

  Benzer bir görüntü Evangelist Kilisesi’nde de ortaya çıkmaktadır. Burada astroloji konusunda belirgin bir yasaklama bulunmamakla beraber, teologların büyük çoğunluğu arasında şüpheciliğin hakim olduğu görülmektedir. Eugen Drewermann gibi pek çokları astrolojiyi hurafe olarak görmekle birlikte bazıları da astrolojinin kişinin Tanrı yolunda yükselebilmesinde bir araç olarak kabul etmekte, diğer tanrıların da bu amaç için kullanılmakta olduğunu düşünmektedir. Ama, bazı Evangelist teologlar astrolojiyi savunmaktadırlar, örneğin Christoph Schubert-Weller’in Does God Speak Through the Stars? (Spricht Gott Durch die Sterne?/Tanrı Yıldızlar Aracılığıyla Bizimle Konuşuyor mu?) adlı kitabında olduğu gibi. [76] Sözkonusu yazar da astrolojinin psikolojik bir görüş elde etmek için bir araç olarak anlaşıldığını görmek istemektedir. Astroloji ile ilgili görüşler Roma Katolik Kilisesinde olduğu gibi Luther’in çağındakine de benzer bir spektrum ortaya koymaktadır; tartışma hararetlenmeye neden olmakta ve alay etme, ciddi bir biçimde reddetme veya uyarmadan ciddi bir kabul edişe kadar farklılık göstermektedir.

>> Önceki Bölüm

>> Sonraki Bölüm

DİPNOTLAR
73] Katolik Kilisesi İlmihali; 1993; Makale 2116.
74] Voss, Gerhard; 1990; s. 23.
75] Lexikon der Religionen;. 1996.
76] Schubert-Weller, Christoph; 1993.

Yayın Tarihi:05.Mart.2008

 

© Astroset 2004-2010