Arzu yaşamın itici gücüdür. İsteklerimizin yerine gelmemesi
bizde hayal kırıklığı, öfke ve kızgınlık yaratır. Eğer
arzulardan kurtulmayı başarabilirsek, o zaman ıstıraplardan da
kurtuluruz.
Arzularımızdan kurtulmak için onları aktif olarak durdurmaya
ihtiyaç yoktur. Arzuların olması da doğaldır üstelik. Ancak
arzuların ve isteklerin yıpratıcı etkisinden kurtulmak için daha
çok içimizde, yalnız bize ait olan değerlerin ve hiçbir etkinin
yıpratamadığı bir alanın daha doğrusu bir boşluğun olması
gerekir ki, yüreğimizde bir doyum duygusu yaşayabilelim. Öyle ki
bazı dışsal istekler her zaman
doyurulamayabilir. Zamanı değildir, ortamı oluşmamıştır
ya da
deneyimlenmesi gereken başka olaylar vardır.
Böyle zamanlarda tıpkı özenle hazırlanmış bir
zen bahçesi gibi kendimize ait bir
bahçemiz olursa, orada kendi iç varlığımızın çiçeklerini
yetiştirmek için sabırla ve sevgiyle uğraşabilir, dış etkilerin
bizi bir yaprak gibi sürüklemesinden kurtulabiliriz. Örneğin biz
genelde paramız olmadığından değil, daha fazlasını istediğimiz
için ıstırap çekiyoruz. Gerçek iç huzura kavuştuğumuzda sahip olduklarımızdan hoşnut olacağız. Hala bazı
maddi eksikliklerimiz olsa bile, bu eksiklik
ya da ihtiyaç iç huzurumuzu
bozamayacak veya rahatsızlık yaratamayacaktır.
Eğer iç
şifacıyı uyandırmak yolunda etkin bir çalışma yapmak istiyorsak,
bazı temel ilkeleri göz ardı edemeyiz. Ruhsal enerjiye kanal
olmak için, kendi aşırı isteklerimizden ve arzularımızdan
feragat etmemiz gerekir. Bu ise
ancak kendimize karşı dürüst olmakla elde edilir; Bizi neler
motive ediyor? Gerçekten karşılıksız sevmeye hazır mıyız? Daha
fazla para kazanmak için bizim için hangi önem sırasında? Yalnız
kalmak ve içimize dönüp bakmak için yeterince zaman
ayırmayı istiyor muyuz? Gibi temel
sorular bizim içimizdeki şifacıyı uyandırmaya hazır olup
olmadığımızı yanıtlar.
Evet! Bilgeliğin ışık dolu yolunda yürümek ve yürürken de
başkalarını da aydınlatmak istiyorum, böyle temel bir ihtiyacım
var diyorsa yürek; o zaman bilgeliğin ışık dolu yolları bize
açılıyor demektir.
Kendimize sorduğumuz sorulardaki dürüstlük, iç varlığımıza
haksızlık etmemek için gerekli.
“Hayır! Henüz ben şan-şöhret- maddi
zevklerin hiç birinden bir eksilme duygusu yaşamak istemiyorum.
Başarı sadece maddi kazançla ölçülür.”
diyebilmek
cesaretini
göstermek de önemlidir. İnsan
iç varlığı hazır olmadan kendine çelişkili durumlar yaratırsa bu
da bir hastalık nedeni olabilir.
Binlerce
yıldır bize aktarılan
“KENDİNİ BİL”
mesajı, kim olduğunu, nereye
baktığını ve gerçekten ne istediğini bil anlamına gelir. Kendini tanımak
için çaba harcayan insan, samimi ve dürüst bir insan her yolu,
büyük bir rahatlıkla açabilir. Korkusuzdur çünkü kendi
samimiyetine ve dürüstlüğüne güveni vardır.
|