"Boşluk
diye bir şey yoktur,
yalnızca ruhsal yaşamın tüm kürelerinin birbirinin içine
girmesi vardır. Hepsi bir titreşimdir. Gördükleriniz,
hissettikleriniz sizin kendi titreşimlerinizi hızlandırma
yeteneğinize,astral veya ruhsal dünyanın titreşimleriyle
olan ahenge bağlıdır. İçsel dünyalara girmek için ölmek
zorunda değilsiniz."
Beyaz
Kartal
Dünya
kuruldu kurulalı, ruhsal eğitim, ruhsal rehberlik, ruhsal
yolculuk varoldu ve dünya durdukça da varolmaya devam
edecek… Binlerce yıldır çeşitli
‘Bilgelik
Okulları’
eğitimlerini sessiz-sedasız sürdürüyorlar. Ve o okullarda
sayısını bilemeyeceğimiz kadar çok insan; içsel yolculuğa
çıkarak kendilerine özgürlük ve sonsuzluk kapılarını açtı.
İçsel yolculuk özgürlük kapısına, ölümsüzlük anlayışına ve
sonsuzluk algısına uzanan bir köprü gibidir. İçsel yolculuk
yapmayı dilemez ve hep görünen dış dünya ile ilgilenirsek,
görünenin ardındaki görünmeyen dünya bize kapısını açamaz
ki!...
‘Ruhsal
Eğitim’
veren ‘Bilgelik
Okulları’nın
ve bilgelerin, koşulsuz
sevgiden söz ederken ve sevmeyi öğrenmemiz gerektiğini
söylerken, konsantrasyon ve
meditasyonu ön plana almaları bu
bağlamda oldukça önemlidir.
Konsantrasyon, dua ve meditasyon,
içsel varlığımızla ve ulaşılabilen diğer şuur aşamalarıyla
temas kurma yoluyla zihnin sakinleştirilmesi işlemidir ki,
zihin daha geniş algılamalara açık olabilsin.
Ruhsal Öğretiler bize, elçiliğe ve şefkate giden bir yol
olarak yoğun düşünmeyi (kontemplasyon)
önerirler. Yoğun düşünme, kendimizi daha derinlemesine
anlayabilmemiz ve iç sükuneti yakalayarak ıstıraplarımızın
çözümlenebilmesi için kullanabileceğimiz bir araçtır. Bu
yolla içimizdeki ruhsallığı keşfedebilir ve bunu
başkalarıyla paylaşma yeteneğini kazanabiliriz.
Şifacılığı
harekete geçirmek istiyorsak önce, hangi tarz şifacılığa
yöneleceğimizi saptamalıyız. Eğer sadece kendi enerjimizi
bir başkasına vermek istiyorsak fazla bir şeye gerek yoktur.
Fakat daha derin ve kişisel olmayan bir seviyeden yardımcı
olmayı istiyorsak o zaman kendimiz hakkında daha berrak bir
anlayışa ulaşmak ve bu anlayışa giren yolda ilerlemek,
çalışmamızın temelini oluşturmalıdır.
Kendimize ne kadar yardım edebilirsek, başkalarına da ancak
o kadar edebiliriz. Eğer kendi içimize bakmaz ve olup biteni
sevgiyle kabullenmezsek, bir başkasına hastalığının
görünmeyen formlarından kurtulmasında gerçekten yardımcı
olamayız. Eğer huzur içinde değilsek, başkalarına huzuru
keşfetmeleri için yardım etmeyi bekleyemeyiz. Eğer iç
sesimizi dinlemeyi öğrenmemişsek, bir başkasınınkini
işitemeyiz.
|