Ön-Türkler
Anadolu'ya birkaç koldan gelmişlerdir. Bir kısmı kuzey doğudan,
bir kısmı güney doğudan ve bir kısmı da kuzey batıdan, Trakya
üzerinden gelmişlerdir. Ama, hepsi de aynı kültürün farklı
kolları oldukları için birbirlerinden bağımsız şehir
devletleri kurup barış içinde yaşamlarını sürdürdüler. Anadolu
adının Ana-dolu şeklinde yorumlayanlar olmuştur. Çok da yanlış
sayılmazlar, çünkü Anadolu tanrıçalar ve kadın yöneticiler
toprağı olmuştur. Pek çok ana tanrıça adının Anadolu'dan
çıktığı biliniyor. Fakat, ben biraz farklı bir yorum
yapacağım. Anadolu sözü
ANA-OT-OL-ÖYÜ sözlerinden
oluşmuştur ve anlamı da
/Ateş anaların olduğu bölge/
demektir. Zaten böyle olduğunu Anadolu'nun Yunanlılar
tarafından telaffuz şeklinden daha iyi anlıyoruz. Yunanca
Anadolu ANATOLIA olup asıl şeklin
ANA-OT-OL-ÖYÜ =>
ANATOLYA => ANATOLU => ANADOLU olduğu görülmektedir. Kimdi peki
bu ateş analar? Bunlar Anadolu'da birçok şehir kurmuş ve o
şehirlere ANA adını katarak bir anaerkil kültür olduklarını
belirtmişlerdir. Örnek olarak ANKARA adı
ANA-OK-ARA kök
sözcüklerinden oluşmuş olup anlamı /OK anaların arasında kalan
bölge/ olmaktadır. Sonradan Bizans döneminde Ankira şeklinde
dönüşmüştür. Keza, ADANA
adı
ATA-ANA olup, açıklama bile gerektirmeyen bir
anlama sahiptir. Bir diğer şehir AMASYA adı
AMA-AS-ÖYÜ
/AS ana bölgesi/ demektir. AS halkının doğudan geldiği ve ASYA
adının
AS-ÖYÜ demek olduğunu açıklamıştım. Daha da
ilginci İZMİR adının kökenidir. İzmir adı Yunanca Zmirna olup
AS-HİR-ANA => AZMİR-ANA => ZMİRNA => İZMİR
şekillerinden dönüşüme uğramıştır. HİR sözünün Çuvaş
Türkçesinde KIZ demek olduğunu belirtmiştim.
(Bkz. Altay
Dili Çuvaşça adlı 30 sayılı yazım) Şu halde İzmir
şehrini kuran KIZ-ANA, AS boylarından Çuvaşça konuşan, AMAZON
kadınlarıdır. Bu isim dahi köken olarak
AMA-AS-ON =>
AMAZON şekline bağlanır ve /Güneş AS anası/ demektir.
ON kök sözünün hem güneş hem de evren anlamına geldiğini
görmüştük. MÖ. 5.
yüzyılda yaşamış olan tarihçi Herodot Amazonlar ile
Sarmatların aynı halk olduğunu, daha doğrusu Sarmatların
Amazonların torunları olduğunu söyler. SARMAT adı da
AS-OR-AMA-OT
=> SARMAT şeklinden türemiştir. OR, yüksek veya büyük demek
olup Sarmat adının anlamı /Ateşe (Güneşe) tapan büyük AS ana/
demektir. Heredot Sarmatları, Sauromatae şeklinde yazmıştır ki
bu yazılışta Sauro sözünde AS-OR şekli belirgindir.
(Kaynak: Herodot tarihi, sayfa 110-117)
Tarkandemos
Mühürü
Heredot,
Sarmatların ve Amazonların dilini Sakaların diline eş tutar.
Saka adını AS-OK kök sözcüklerinden türediğini söylemiştim.
Üstelik Herodot , Sarmatların anaerkil bir toplum olduğunu ve
kadınlar tarafından yönetildiğini de belirtir. Şimdi buna bir
kanıt olarak resimde görülen paraya bakmanızı istiyorum.
Resimde uzun etekli, uzun saçlı ve küpeli olarak görülen şahıs
erkek değil, bir kadındır. Daha doğrusu, erkek gibi savaşçı
bir kadın yöneticidir. Elindeki asa da zaten bunu belirtiyor. Tarkandemos
mühürü olarak bilinen bu gümüş para üstünde çevrede çivi
yazısı ortada Hitit damgaları görülüyor. Demek ki o dönemde
Sümer çivi yazısı halen etkinliğini sürdürüyordu ve Anadolunun
Hurri ve Hitit kökenli halkı hem damga yazısını hem de çivi
yazısını kullanıyordu. Bu yazı: TAR-RİK-TİM
ME-SAR-MAT ER-ME
, şeklinde okunmuştur.
(Kaynak: Türk Dilinin Beşbin Yılı,
Selahi Diker, sayfa 169, İzmir)
Selahi Diker bu ifadeyi /Oturuktım
men Ser Mata Arim/ şeklinde okumuştur. Oysa ki bu yazıyı ben
de şu şekilde yorumluyorum: TUR-OK-TIM
AMA SARMAT ERİM ,
yani /Ben TUR-OK idim ama Sarmat eriyim/. Açıkça kökeninin
TUR-OK = Türk olduğunu söylüyor ve şimdi Sarmat eri olduğunu
belirtiyor. Burada –TIM takısı açıkça /idim/ anlamındadır ve
ME sözcüğü de AMA anlamı taşıdığını, İsveççe halen /MEN/
sözünün ama demek olduğundan anlıyoruz. Demek ki yazı türünden
çok konuşulan dil önemlidir.
Ayrıca
Tarkondemos adının da
TUR-OK-ON-DAN olduğu görülüyor.
TUR-OK-ON => TARKAN olmuştur. Bu mührün sahibi tam olarak
TUR-OK olmasa da onlardan olduğu, onların torunu olduğunu
belirten –DEN veya –DEM takısı da adına eklenmiş bulunuyor. Saka boyları
kuzey batı Avrupa bölgelerine de gitmişler ve Çuvaş
Türkçe'sinden Fin ile Viking dillerinin oluşumuna katkıda
bulunmuşlardır. Hun'ların, Gagavuzların ve Peçenek'lerin aynı
kökten türeyen boylar olduklarını biliyoruz. Zaten Gagavuz =
GÖK-OĞUZ sözlerinden oluşmuş bileşik bir isimdir. Keza HUN
sözü OKH-ON (Evrenin OK halkı) demektir. Peçenek adı da
ABA-EZEN-OK => BEZEN-OK => PEÇEN-OK => PEÇENEK
dönüşümlerine uğramıştır. ABA-EZEN
sözleri ABA = BABA ilişkisinden /baba ezen/ demek olup bu
özellik erkek düşmanı savaşçı Amazon kadınlarına ait bir
sıfattır. Bu sözün BEZEN haline dönüştüğünü Peçeneklerin
ülkelerine
BEZENYÖ = BEZEN-ÖYÜ demelerinden anlıyoruz.
Peçenek ülkesi ise bugünkü Macaristan ve Romanya
topraklarıdır. ABA-EZEN
sözünden ABAZA ve ABHAZ adları da türemiştir. Abaza halkının
yaşadığı bölge kuzey Kafkasya olup bölgeye
ABAZA-ÖYÜ =>
ABHAZİYA denmektedir. Kafkas adı da
OK-AS => KOK-AS =>
KAUKAS => KAFKAS dönüşümleri geçirmiştir.
|