Orta
Asya kökenli Ön-Türk toplumlarının dünyadaki izlerini sürmek
istersek ada kültürlerine yönelmemiz gerekir. Nedeni de,
adaların dış saldırılara karşı daha iyi korunmuş olması ve
mevcut kültürün oldukça uzun bir süre varlığını sürdürebilmiş
olmasıdır.
“Ada”
deyince,
Avrasya kıtasının etrafını saran ve çepeçeve serpilmiş olan
adaları kast ediyorum. Örneğin, Pasifik adalarındaki ve Asya
kıtasının doğu bölgesindeki adalardan söz ettim.
(Bkz. 56 sayılı Pasifik Dağılımı ve 60
sayılı Asya Dağılımının İzleri başlıklı yazılarım)
Akdeniz
adalarından Girit, Kıbrıs, Malta ve Korsika adalarında, Ege
denizindeki pek çok irili ufaklı adada Asya kökenli kadim
kültürün izlerine halen rastlamak mümkündür. Kıbrıs adasında
bulunmuş olan yazılı taş belgelerdeki abece hakkında
Maurice Pope şu
ifadeyi kullanmaktadır:
(Kaynak: The Story of Decipherment,
sayfa 123, Thames and Hudson yayınevi, Londra, İngiltere)
“Kıbrıs hece yazısı halen
anlaşılması mümkün olmayan ve adına Eteokıbrıs denmiş olan bir
dilde kayıt tutmak için kullanılmıştır. Üstelik, adada bu yazı
tarzından daha eski olan ve Kıbrısın bronz çağından kalma
Cypro-Minoan adı takılmış olan bir yazı türü bulunmuştur.”
Cypro-Minoan yazısı Kıbrıs ile Girit adalarına yerleşmiş olan
kadim bir kültürün yazısı olduğu kesindir.
(Bkz.
49 sayılı Yazının Gelişimi başlıklı yazım)
Alttaki resimde Ege denizindeki Limni adasında bulunmuş olan
Lemnos-Kaminia yazıtı görülmektedir. Bu yazıt önce
Yunanca okunmak istenmiş, başarılamayınca Ermenice, Dravitçe
hatta Kopti dilinde okunmaya çalışılmış fakat bugüne kadar
anlamlı bir sonuç elde edilememiştir. Sonuçta
“Bu yazı
Etrüskçe’dir, o yüzden okunamamıştır”, şeklinde bir yargıya
varılmıştır. Oysa ki Orhun abecesindeki harflerin yardımıyla
okunduğu taktirde hem Türkçe hem de resimle uyumlu bir ifade
ortaya çıkmaktadır. Yazı bustrofedon tarzında, bir
öküzün tarlayı sürüşü gibi, sağdan sola başlayıp satır
sonunda, ters yönde, soldan sağa doğru devam etmektedir.
En üstteki ilk satır sağdan sola doğru
ikinci satır ise soldan sağa doğru okunmalıdır. Ön-Türk
yazıtlarında bustrofedon tarzında yazılmış belgeler
bulunmaktadır.
(Bkz. 38
sayılı Etrüsk Zarındaki Yazılar başlıklı yazım)
Limni yazısındaki ilk iki satırı kendi yorumum olarak alttaki
resimde görüldüğü şekilde okuyorum. İlk iki satırda resimdeki
kişiye hitapla: “AS’ın atası, kam, has babam”
yazılmıştır. Söz konusu halkın
AS
halkı olduğu ve Asya kökenli olduğu anlaşılmaktadır.
Yazıdaki ilk damga AS damgası olup AS,
AZ, OZ veya ÖZ şekillerinde dahi okunabilir. Bu özellik Orhun
abecesinin bir hece yazısı oluşundan türemektedir.
(Bkz.
62 sayılı Finike (Gubla) Abecesi başlıklı yazım)
As damgasının yanındaki dikey çizgi
IS,
İZ veya
ESİS şeklinde okunur ve belirleyen olmaktadır. Türkçe
ASIZ veya ASI anlamını taşır. Üçüncü harf
AT
damgasıdır ve zamanla A harfine dönüşmüştür. Birinci sözcük bu
durumda As’ın Atası olur. İkinci sözcük açıkça
KAM
sözü olup resimdeki kişinin bir şaman olduğuna işarettir.
Üçüncü sözcük ise soldan sağa AS ABAM olsa da H sesinin tek
başına Ön-Türkçe’de bulunmayışından dolayı AS ABAM yazılmış
olsa da aslında HAS BABAM anlamını taşıdığı
görüşündeyim. ABA veya APA kök sözcükleri ÖN-Türkçe /baba/
demek oldukları biliniyor. Tüm yazıyı bu şekilde okumak
mümkündür. Daha fazla ayrıntıya girmeden, bu kısa çözümlemenin
yeterli olduğu ve tüm yazıtın Asya kökenli bir Ön-Türk
toplumuna ait olduğu görüşündeyim.
Avrupa’nın en batısında bulunan İrlanda,
İngiltere ve Orkney adalarında da Asya kökenli bir halkın
izlerine halen rastlamak mümkündür.
(Bkz.
54 sayılı Pikt Dili ve Yazısı başlıklı yazım)
Geçtiğimiz aylarda basılmış olan
The Origin of the British
başlıklı kitapta Stephen Oppenheimer İngiltere halkının
genetik taramasını yapmış ve şu sonuca ulaşmıştır (kendi
çevirim):
İngilizlerin genel genetik görünümüne dayanarak, Keltlerin,
Belklerin, Angloların, Jütlerin, Saksonların, Vikinglerin ve
Normanların, buzul çağının sona ermesi ile boşalan adalara
gelen Bask halkına göre azınlık mülteciler oldukları
anlaşılmaktadır. Yani, İngiliz halkının büyük çoğunluğu
Bask halkına yakın genler taşıdığı sonucu ortaya çıkmıştır.
Bask halkı ise o bölgeye çok eskiden gelmiş olan Asya kökenli
insanlarla aynı geni taşımakta ve Asya kökenli bir dil
konuşmaktadır. Zaten Bask adı çok sonradan Fransızca bir isim
olup İspanyolca Vasco sözünden dönüşmüştür. İspanyolca
Vaca (vaka) sözü /inek/ demek olup, Vasco sözü de /inek
besleyen/ anlamını taşır. Ayrıca, İspanyolca öküz için /buey/
ve boğa için /toro/ dendiğine de dikkatinizi çekmek
isterim. Buey sözündeki
BU
kök sözcüğü için 28 sayılı
Ön-Türk Harflerinin Kökeni
başlıklı yazıma ve TORO
(Tur-OSK) sözü için 6
sayılı
Ok Dilleri
ve 27 sayılı Tur ve Ok
Boylarının Adları başlıklı
yazılarıma bakınız.
|