Bir ulusun bağımsız
olup olmadığını tedavülde olan paralardaki yazılardan
anlayabiliriz. Bağımsız uluslar daima kendilerine ait yazı ve
resimleri kullanarak para basmışlardır. Bağımsız olmayan
ulusların paralarında ise daima hakim gücün dili ve simgeleri
bulunur.
Orta Asya’da belli bir
dönem bağımsız olarak varlık göstermiş ve kendi parasını
basmış uluslardan biri de Göktürk ulusudur. Üstelik, basmış
olduğu madeni sikkeler üzerine kendi yazı tarzı olan Orhun
abecesi ile birtakım sözler yazmayı da ihmal etmemiştir. Orhun
abecesi bir hece yazısı olduğundan paralara yazılı sözleri
okumak bazen hiç de kolay değildir. Hele sözler arasında
belirgin bir aralık veya genel gelenekte olduğu gibi iki nokta
üst-üste konmamışsa!
Alttaki resimde bir Göktürk parası üzerinde bulunan Orhun
abecesine ait aralıksız harfleri görmekteyiz.
(Kaynak:
Eski Türklerde Para, Osman F. Sertkaya ve Rysbek Alimov,
Ötüken yayınları, sayfa 13, İstanbul 2006)
Kaynak kitaptan resimde
görülen yazı hakkındaki açıklamaları aynen aktarıyorum:
“Türk alfabesi malum
olduğundan burada da bütün harfler malum olduğu için bunun
okunması lazım gelmektedir. Burada dikkate çarpan kelimeler
arasında iki noktanın olmamasıdır. Bundan ötürü benim
sandığıma göre bu iki nokta yerine Türk alfabesindeki s harfi
olan “|” işareti kullanılmıştır. Zaten bazan bu iki
noktanın ihmal edildiğini biliyoruz.
O halde s’leri
iki nokta sayarak okumağa çalışabilirsek de bu suretle de bir
mâna elde etmeğe imkân yoktur. Binaenaleyh bu sözü müstesna
olarak sağdan sola değil, soldan sağa doğru okumalıdır. Zira o
zaman manası olan kelimelere tesadüf edilmektedir. Öyle ise bu
paranın yazılarının transkripsiyonu şöyle olur:
Bir
: ellien : barım”
Yukarıdaki ifadede
belirtildiği gibi yazıyı okumak için iki adet varsayım
yapılmıştır.
1)
Kelime ayırımı
için hiç mevcudiyeti önceden var olmayan ve hiçbir örneği
bulunmayan, aslında s harfi olan, düz çizginin kullanılmış
olduğu ve
2)
Genel
uygulamada sağdan sola doğru yazılan sözcüklerin bu örnekte
özel olarak soldan sağa doğru yazılmış olduğu,
varsayımlarına rağmen ortaya çıkan ifadenin Türkçe bir anlam
taşıyıp taşımadığı tartışma konusudur.
Paradaki yazıyı ben
kendi yorumum olarak yukarıda ok ile belirttiğim gibi , sağdan
sola doğru ve düz dikey çizgiye “se”
sesini vererek okudum. Mavi renkte gösterdiğim sözcükleri
soldan sağa doğru yeniden yazarsak
"EMRE BESEN İLLE
SERİB"
ifadesi ortaya çıkar. Bu ifadenin anlamını bir miktar açmak
gerekir. İlk iki sözcük olan
EMRE BESEN sözcükleri
ile bu paranın /emredilip
basıldığı/
belirtiliyor. Son iki sözcük olan
İLLE SERİB
ifadesi ise /ile
yayıldığı/
yani, tedavüle sokulduğu belirtiliyor. Şu halde dört
sözcükteki anlam /Emredilip
basıldı ve kullanıma (tedavüle) girdi/
olmaktadır.
İl
sözü ile ülkenin ve ser
sözü ile de yaymak kast edildiği açıktır. Bugün dahi halıyı
seriyoruz. Sergi sözü
de /ser/
kökünden türer. Fransızca “dizili”
anlamını taşıyan ve dilimize
seri
olarak girmiş olan /série/
sözünde dahi Ön-Türkçe ser kök sözcüğü bulunabilir. Para
üzerindeki ‘ser’
sözü bu paranın Turfan bölgesinde kullanılmış olduğuna işaret
ediyor. Zira, dağlık bölgede yaşayan Altay Türkleri düz ova
olan Turfan bölgesine
Yayık
derler.
(Kaynak:
Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı, Fuzuli Bayat, sayfa 155, Ötüken
yayınları, İstanbul 2006)
Yaymak ve sermek aynı
anlama geldiğine göre, paranın serildiği bölge büyük
olasılıkla Göktürklerin yaşamış olduğu doğu Türkistan
bölgesidir.
Ayrıca, “besen”
(basan) sözcüğünden Türklerin, çok eski dönemlerden beri, para
bastıklarını ve para basmanın bir bağımsızlık ifadesi
taşıdığını anlıyoruz.
İl sözünün çok kadim bir
Ön-Türkçe kök sözcük olduğunu bilinmektedir. Bir önceki 64
sayılı yazımda Truva şehrine İlion
veya İlias dendiğinden
söz ettim. Keza Türk hakanı İlteriş Kağan
adında /İl
derleyen/
(ülke toparlayan) anlamı bulunmaktadır.
Yine bir önceki yazımda
belirttiğim gibi, iki farklı dönemde ve coğrafyada aynı “basılmış
olan”
anlamını taşıyan Basileos ile Besen sözlerini paralarında
kullanan kültürlerin aynı kökten türemiş olmaları kuvvetle
muhtemeldir. |