Güney-doğu Asya halkı olan
Tayland, Malezya, Vietnam, Kamboçya ve Laos halkı genel
hatları itibariyle diğer Asyalılardan ayrılırlar. Bu farklı
görünüşün sebebini bundan 74,000 yıl önce Endonezya’da, geniş
bir çevrede ekolojik felaket yaratmış olan, Toba yanardağının
patlayışına bağlayabiliriz.
(Bkz.
59 sayılı Genetik Bulgular başlıklı yazım)
Toba yanardağının patlaması ve tüm bölgeye kül yayması sonucu
alttaki resimde kırmızı ile gösterdiğim bölgede insan nesli
hemen hemen tükenmiştir. Geriye kalan az sayıda insanın
yeniden çoğalıp bölgeye yayılması binlerce yıl sürmüştür.
Haritada sarı renkte gösterdiğim
bölgede yeniden yaşamın gelişmesi için binlerce yıl
gerekmiştir. Bu durumu kanıtlayan verileri bölgedeki
insanların dişlerindeki birtakım ufak farklılıklarda
bulmaktayız. Arizona devlet üniversitesinde antropoloji
profesörü olan Christy G. Turner, insan dişlerindeki
farklılıklar üzerine uzman bir
Diş
Antropologu olarak
tanınmaktadır. Teeth and
Prehistory in Asia (Asyada Dişler ve Prehistorya)
başlıklı makalesinde bu konuyu ele almıştır.
(Kaynak:
Scientific American, Şubat 1989, sayfa 70)
Bu çalışmasında
C. G. Turner,
insanların diş yapılarında iki temel ayırım bulunduğunu ortaya
çıkarmıştır. Dişlerin yapısındaki küçük fakat önemli birtakım
farklılıkların belli insan guruplarında nesiller boyunca
değişmeden korunduğunu saptamış ve iki kaynak bölge
tanımlamıştır. Bu bölgeler haritada sarı ve mavi ile
göstermiş olduğum bölgelerdir. Mavi bölgeden yayılan
insanların da diş yapılarında ortak bir yapı bulunduğunu
göstermiştir. Mavi bölgeden türeyen insan guruplarına tüm
Sibirya, Kuzey ve kuzey-doğu Asya halkları, Çinliler, Japonlar
ve tüm kuzey ile güney Amerika yerli halkları dahildir. Bu
toplumların ortak diş tipine
Orta Asya Diş tipi (OAD)
diyelim. Bu tip dişlere Avrupalılar da sahiptirler. Haritada
sarı ile gösterdiğim bölgede yaşayan tüm güney-doğu Asya halkı
ortak ve farklı tip diş yapısına sahiptirler. Bu diş tipine de
Güney Doğu Asya Diş Tipi
(GDAD)
diyelim.
GDAD gurubuna Endonezya
ile Avustralya yerli halkı dahil değildir. Avustralya’da
yaşayan Aborijin denen yerli halk ile Endonezya adalarındaki
halk, kuzey bölgelerden şimdi yaşamakta oldukları adalara göç
ederken diğer gurup insanlara hiç karışmamış oldukları
anlaşılıyor.
GDAD tipine Sarawak
adasındaki bir mağarada bulunmuş olan kafataslarında
rastlanmış ve bu kafatasların 40,000 yıl önceye ait oldukları
saptanmıştır. Endonezya ile Filipin adaları buzul dönemi
öncesinde şimdiki seviyelerine göre yaklaşık 100 metre daha
yüksek idiler. Dolayısıyla buzullar erimeden o bölgelere göç
etmek oldukça kolaydı. Buzulların erimesi ise günümüzden
yaklaşık 16,000 yıl öncesine rastlar.
(Bkz.
33 sayılı 20,000 Yıllık İklim Değişimi başlıklı yazım)
Buzulların erimesi ile birlikte güney-doğu Asya bölgesi ve o
bölgedeki adaların birçoğu sular altında kalınca insanlar
kuzeye doğru göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu dağılımın
izlerine 11,000 yıl öncesine ait oldukları saptanmış olan
Çin’deki Çukut
mağasında bulunmuş kafataslarında rastlıyoruz.
Kazı bilimsel bulgular, genetik ve diş yapılarındaki bulgular
sayesinde orta Asya kökenli OAD tipine sahip toplumların
Bering boğazını geçerek günümüzden 14,000 yıl önce güney
Amerika kıtasının en güney ucundaki
Monte Verde ve
Los Toldos
mağaralarına ulaşıp yerleştikleri kesin olarak kanıtlanmış
bulunuyor. Alttaki resimde Bering boğazındaki A harfi ile
belirttiğim bölgeden B noktasına ulaşmaları binlerce yıl
almıştır.
(Kaynak:
Sasha Nemecek, Who Were the first Americans, Scientific
American, Eylül 2000, sayfa 80)
|