Nea Nepal'de

Bölüm 2

WWW.ASTROSET.COM

Yeni dünyalar tanımak

“Doğrusu, tam olarak onun istediği de buydu zaten; Yeni dünyalar tanımak. Piramitlere hiçbir zaman varamayacak olsa da tanıdığı bütün çobanlardan çok daha uzaklara gitmişti şimdiden…”

  Rüyalarımda gittiğim bir yer vardı. Orayı bulabilir miyim acaba? Engin bir dağın yamacında, bir dağ köyü. Burada yerliler yaşıyor, dış görünüşleri çok sade hatta yoksul, gözleri hafif çekik, asyalı gibi. Ama yürekleri bilge, bilerek ve hissederek yaşıyorlar, beni de aralarına alıyorlar ve onların arasında yaşlı bir bilge var, hep beni çağırıyor. Öyle şefkatli ve keskin bir bakışı var ki, yüreğime güneş doğmuş gibi hissediyorum kendimi. Aynı rüyayı birkaç kez gördüm bu aralar. Kim bilir belki de bu rüya yönlendiriyor beni bir şeylere, ya da ruhumun sessiz sözsüz bir çağrısı bu yazgıma. Cesur olmalıyım çok cesur, bu değişim fırsatını kaçırmak istemiyorum.  
  Günlerdir araştırıyorum hala bulamadım orayı. Biraz da mistik bir yolculuk benimkisi, o yüzden kolay bulamıyorum ama vazgeçmeyeceğim, biliyorum çok yakınlaştım. Dünyadaki tüm kutsal bölgeleri tek tek araştırdım. Andora, Burma, Nikaragua, Girit, Peru, Lagos, Honduras, Mısır, Senegal, Sri Lanka, Venezüella, Filipinler…

  Hayır, hiçbiri değil! O ne! Aman tanrım Nepal mi? Evet! İşte orası… Nepal! Bu ne ihtişam, bu ne gizem, bu ne heybet. Benim dağ köyüm buralarda olmalı. Çok heyecanlandım, yüreğim ağzıma geldi, derler ya, işte öyle bir heyecan kapladı her yanımı. Aaa neler oluyor bana, peki anladım sevgili yürek, içimdeki gizemli ses ve tüm algı kanallarım. Biraz susar mısınız? Gitmem gereken yer Nepal’sa ben bunu anlarım, ne olur biraz sakin olun, biraz susun!…
   Himalayaların eteklerinde, engebeli bir arazi üzerine yayılmış bir özgünlükler ülkesi Nepal: Himalayalar, Everest Tepesi, Budist tapınakları, Hindu kutsal ibadet yerleri, sessizlik ve gizem. Tapınaklar, saraylar… Karlı dağ yamaçları, ulaşılmayacak gibi duran bir zirve. Dünyanın en yüksek dağının ve Himalaya' ların eteklerinde kendimi aramak istiyorum.
  Belki de böyle bir yolculuğa gerek yok ama burada bu kentin gürültüsü ve beni içine çeken cazibesi altındayken yeterince konsantre olamıyorum, keşke olabilsem. Olmuyor bir türlü… O yüzden de konsantrasyonumu yalnız içime ve çevremde gördüklerime çevirebileceğim bir yere ihtiyacım var. Nepal'de mistik felsefe ve görkemli Budist tapınakları işime yarayacaktır eminim.
  Kralların yarı tanrı sayıldığı Katmandu'ya da gitmek istiyorum. İnternete girdim. Dünyanın tek Hindu krallığı olan Nepal'ın görüntüleri geliyor ekrana. Şimdiden büyülendiğimi itiraf etmeliyim. Budist felsefe, Budistlerin gizemli tapınakları, Hinduizmle, Budizm'in dinsel motifleri bir örgü gibi ayrılmaz şekilde birbirine geçmiş ve  çok ilgi çekici resimlerle tanıtılmış. Dünyanın en yüksek dağı Everest'ten, görüntüler muhteşem. Nepal'daki otantik tatları mutlaka tatmalıyım. Sadece bu görüntüler bile öyle hoş bir tat bıraktı ki damağımda, ruhumda…

  Evet! Aradığım yer burası mistik bir felsefe, görkemli Hindu ve Budist tapınaklar ve Dünyanın en yüksek dağı Everest’in muhteşem görüntüleri. Everest arkada mistik bir fonun devamı ya da tamamlayıcısı gibi duruyor. Yüksek tepelerdeki kar, sonsuzluk duygusunu şimdiden uyandırdı bende, ya gerçeği kim bilir ne olağanüstüdür… Karar verdim, gidiyorum, beni hiçbir şey tutamaz buralarda, bir süre bensiz idare etsinler ne yapayım. Ben bende olmadıktan sonra, onlar benimle olduklarını sansalar ne olur ki? Önce ben beni  bulayım da, dönünce her şeyi kısa sürede tamamlarım nasıl olsa?
  "Frodo 'nun dediği gibi, hepimiz bizi kendi serüvenimize iten mücadeleleri yaşıyor ve sonunda yaşamımızın anlamını keşfediyoruz. Frodo ’nun Arayışı’nı okurken orada beni derinden etkileyen motifler oldu. Filmi de defalarca seyrettim. Hani şu Yüzüklerin efendisi. Yüzüklerin Efendisi, hangi gözle seyredersen o yönden yanıt veren ezoterik bir film. Kitapları da öyle ama doğrusu Harry Potter dizisi gibi bir solukta okuyamadım. Filmini seyretmek daha kolaydı. İçsel benliğin keşfi için uygun bir alem olan Orta Dünya'yı yani içimizdeki ortayı, içimizdeki asıl Ben’i bin bir zorluğun ardında, bir yüzüğün tılsımında arayan Frodo’nun öyküsü aslında hepimizin öyküsü dedirtti kitap bana… Doğruyu, özünü bulmayı, kötülüğü ve acımasız egoyu yenmeyi anlatan bu kendini keşfediş macerasının masalsı öyküsü derinden etkiliyor beni.
   İnisiyatik bir kardeşlik bilgisinin, yüksek benliğin, ölümün, yeniden doğuşun ve kötülüğün yenilgisinin  destansı anlatımı ezoterik bilgileri olmayanlar için sadece öykü, destan, masal ya da film, roman olabilir ama bilenler ve hissedenler için öyle mi? Görünenin ardındaki görünmeyeni ve onun ana mesajını bir film ya da bir kitap yoluyla da yakalamanın her zaman mümkün olabileceğinin en güzel kanıtı bu tip yapıtlar. Yüzüklerin Efendisindeki Frodo ’ya ezoterik bir açıdan baktığımda görüyorum ki hepimiz, bizi arayışa yöneltecek olan kadim aklı aramaktan başka bir şey yapmıyoruz bu yaşam adı verilen serüvende…

Ben kendi payıma düşen kadim aklı Nepal, Katmandu ve Himalaya ların karlı eteklerinde aramaya karar verdim bile. İçimdeki Frodo’yu artık uyandırsam iyi olacak, bakalım belki bende bir yüzük bulurum, iyiliği kötülüğe egemen kılmak için… Ya da neyse ne, daha ne aradığımı da bilmiyorum ki…
  Yolculuk hiç zor olmayacak şimdiden belli, yine de büyük konuşmayayım, her zamanki bilgiçliğim tuttu yine… Önemli olan karar vermek ve aradığını net bir şekilde bilmekti. Her konuda olduğu gibi… Yaşam beni en uygun turizm şirketine yönlendirdi, bir anda kendimi rezervasyonumu yaptırırken buldum. Bu kez yalnız olmak istiyorum. Bazen öyle yolculuklar vardır ki, onlara giderken yanınıza kimseyi alamazsınız. Sizden size giden derin bir yol, derin bir yolculuktur bu, içerideki mabedin merdivenlerinden sadece tek başına inebilir her insan…

<< Önceki Bölüm

Sonraki Bölüm >>

 

© Astroset 2004-2010