Rüyalarımda
gittiğim bir yer vardı. Orayı bulabilir miyim acaba? Engin bir
dağın yamacında, bir dağ köyü. Burada yerliler yaşıyor, dış
görünüşleri çok sade hatta yoksul, gözleri hafif çekik, asyalı
gibi. Ama yürekleri bilge, bilerek ve hissederek yaşıyorlar,
beni de aralarına alıyorlar ve onların arasında yaşlı bir
bilge var, hep beni çağırıyor. Öyle şefkatli ve keskin bir
bakışı var ki, yüreğime güneş doğmuş gibi hissediyorum
kendimi. Aynı rüyayı birkaç kez gördüm bu aralar. Kim bilir
belki de bu rüya yönlendiriyor beni bir şeylere, ya da ruhumun
sessiz sözsüz bir çağrısı bu yazgıma. Cesur olmalıyım çok
cesur, bu değişim fırsatını kaçırmak istemiyorum. Günlerdir
araştırıyorum hala bulamadım orayı. Biraz da mistik bir
yolculuk benimkisi, o yüzden kolay bulamıyorum ama
vazgeçmeyeceğim, biliyorum çok yakınlaştım. Dünyadaki tüm
kutsal bölgeleri tek tek araştırdım. Andora, Burma, Nikaragua,
Girit, Peru, Lagos, Honduras, Mısır, Senegal, Sri Lanka,
Venezüella, Filipinler…
Hayır, hiçbiri
değil! O ne! Aman tanrım Nepal mi? Evet! İşte orası… Nepal! Bu
ne ihtişam, bu ne gizem, bu ne heybet. Benim dağ köyüm
buralarda olmalı. Çok heyecanlandım, yüreğim ağzıma geldi,
derler ya, işte öyle bir heyecan kapladı her yanımı. Aaa neler
oluyor bana, peki anladım sevgili yürek, içimdeki gizemli ses
ve tüm algı kanallarım. Biraz susar mısınız? Gitmem gereken
yer Nepal’sa ben bunu anlarım, ne olur biraz sakin olun, biraz
susun!… Himalayaların
eteklerinde, engebeli bir arazi üzerine yayılmış bir
özgünlükler ülkesi Nepal: Himalayalar, Everest Tepesi, Budist
tapınakları, Hindu kutsal ibadet yerleri, sessizlik ve gizem.
Tapınaklar, saraylar… Karlı dağ yamaçları, ulaşılmayacak gibi
duran bir zirve. Dünyanın en yüksek dağının ve Himalaya' ların
eteklerinde kendimi aramak istiyorum. Belki de böyle bir
yolculuğa gerek yok ama burada bu kentin gürültüsü ve beni
içine çeken cazibesi altındayken yeterince konsantre
olamıyorum, keşke olabilsem. Olmuyor bir türlü… O yüzden de
konsantrasyonumu yalnız içime ve çevremde gördüklerime
çevirebileceğim bir yere ihtiyacım var. Nepal'de mistik
felsefe ve görkemli Budist tapınakları işime yarayacaktır
eminim. Kralların yarı tanrı
sayıldığı Katmandu'ya da gitmek istiyorum. İnternete girdim.
Dünyanın tek Hindu krallığı olan Nepal'ın görüntüleri geliyor
ekrana. Şimdiden büyülendiğimi itiraf etmeliyim. Budist
felsefe, Budistlerin gizemli tapınakları, Hinduizmle,
Budizm'in dinsel motifleri bir örgü gibi ayrılmaz şekilde
birbirine geçmiş ve çok ilgi çekici resimlerle tanıtılmış.
Dünyanın en yüksek dağı Everest'ten, görüntüler muhteşem.
Nepal'daki otantik tatları mutlaka tatmalıyım. Sadece bu
görüntüler bile öyle hoş bir tat bıraktı ki damağımda,
ruhumda…
Evet! Aradığım yer
burası mistik bir felsefe, görkemli Hindu ve Budist tapınaklar
ve Dünyanın en yüksek dağı Everest’in muhteşem görüntüleri.
Everest arkada mistik bir fonun devamı ya da tamamlayıcısı
gibi duruyor. Yüksek tepelerdeki kar, sonsuzluk duygusunu
şimdiden uyandırdı bende, ya gerçeği kim bilir ne
olağanüstüdür… Karar verdim, gidiyorum, beni hiçbir şey
tutamaz buralarda, bir süre bensiz idare etsinler ne yapayım.
Ben bende olmadıktan sonra, onlar benimle olduklarını sansalar
ne olur ki? Önce ben beni bulayım da, dönünce her şeyi kısa
sürede tamamlarım nasıl olsa? "Frodo 'nun dediği
gibi, hepimiz bizi kendi serüvenimize iten mücadeleleri
yaşıyor ve sonunda yaşamımızın anlamını keşfediyoruz. Frodo
’nun Arayışı’nı okurken orada beni derinden etkileyen motifler
oldu. Filmi de defalarca seyrettim. Hani şu Yüzüklerin
efendisi. Yüzüklerin Efendisi, hangi gözle seyredersen o
yönden yanıt veren ezoterik bir film. Kitapları da öyle ama
doğrusu Harry Potter dizisi gibi bir solukta okuyamadım.
Filmini seyretmek daha kolaydı. İçsel benliğin keşfi için
uygun bir alem olan Orta Dünya'yı yani içimizdeki ortayı,
içimizdeki asıl Ben’i bin bir zorluğun ardında, bir yüzüğün
tılsımında arayan Frodo’nun öyküsü aslında hepimizin öyküsü
dedirtti kitap bana… Doğruyu, özünü bulmayı, kötülüğü ve
acımasız egoyu yenmeyi anlatan bu kendini keşfediş macerasının
masalsı öyküsü derinden etkiliyor beni. İnisiyatik bir
kardeşlik bilgisinin, yüksek benliğin, ölümün, yeniden doğuşun
ve kötülüğün yenilgisinin destansı anlatımı ezoterik
bilgileri olmayanlar için sadece öykü, destan, masal ya da
film, roman olabilir ama bilenler ve hissedenler için öyle mi?
Görünenin ardındaki görünmeyeni ve onun ana mesajını bir film
ya da bir kitap yoluyla da yakalamanın her zaman mümkün
olabileceğinin en güzel kanıtı bu tip yapıtlar. Yüzüklerin
Efendisindeki Frodo ’ya ezoterik bir açıdan baktığımda
görüyorum ki hepimiz, bizi arayışa yöneltecek olan kadim aklı
aramaktan başka bir şey yapmıyoruz bu yaşam adı verilen
serüvende…
Ben kendi payıma düşen
kadim aklı Nepal, Katmandu ve Himalaya ların karlı eteklerinde
aramaya karar verdim bile. İçimdeki Frodo’yu artık uyandırsam
iyi olacak, bakalım belki bende bir yüzük bulurum, iyiliği
kötülüğe egemen kılmak için… Ya da neyse ne, daha ne aradığımı
da bilmiyorum ki… Yolculuk hiç zor
olmayacak şimdiden belli, yine de büyük konuşmayayım, her
zamanki bilgiçliğim tuttu yine… Önemli olan karar vermek ve
aradığını net bir şekilde bilmekti. Her konuda olduğu gibi…
Yaşam beni en uygun turizm şirketine yönlendirdi, bir anda
kendimi rezervasyonumu yaptırırken buldum. Bu kez yalnız olmak
istiyorum. Bazen öyle yolculuklar vardır ki, onlara giderken
yanınıza kimseyi alamazsınız. Sizden size giden derin bir yol,
derin bir yolculuktur bu, içerideki mabedin merdivenlerinden
sadece tek başına inebilir her insan…
|