Ölüme yakın deneyimlerin ünlü ismi, S.Muldoon’un deneyimleri
ekseriyetle uyku durumunda başlıyordu. Kendisinin bu durumuna
dayanarak, isteyenlerin uykuya dalmadan önce, uyku sırasında
astral yolculuk yapabileceklerini kendi kendilerine telkin
ederlerse, başarılı olabileceklerini belirtmiştir. Benzer
şekilde, insan kendisine rüyadan da beden dışı bir deneyime
(BDD) geçebileceğini telkin edebilir. Bununla ilgili olarak,
Muldoon’un önerilerine göre; uçma sahneleri içeren rüyalar bu
iş için özellikle elverişlidir. Muldoon, ayrıca; bazı gevşeme
tekniklerinin de yararlarından sözetmiştir.
Muldoon’un sağlığı
düzeldikçe, bu yeteneğini yitirmiş ve sonunda ortadan tamamen
kalkmıştır. Bununla birlikte, konuya karşı ilgisi kesilmemiş;
örneğin, 1951’de yine Herreward Carrington’la birlikte bir
kitap daha çıkartmıştır: ‘The Case for Astral Projection’
Fox ve Muldoon,
literatüre BDD’lerini en iyi şekilde kaydetmiş iki isim olarak
geçmiş olmalarına rağmen, literatürde başka isimler de yok
değildir: Fransa’da Marcel Louis
Forhan, ‘Pratik Astral Projeksiyon’; Amerikalı Cora Richmond,
‘My Experiments out of the Body’; İngiliz Vincent Turney,
‘Projeksiyon ve Durugörüyle İlgili Deneyimler’; William Budley Pelley ve
Shine Gifford’da bu arada sayılabilir. Ayrıca,
yukarıdakilere ek olarak; deneyimlerinin kayıtlarını çok iyi
tutmuş olan bir başka isim de; Capetown Üniversitesi’nde
matemetik profesörü Dr.M.Whiteman’dır. Bu tür deneyimlerini, ‘The
Mystical Life’ adlı eserinde
toplamıştır.
Buraya kadar, belli
başlı bireysel deneyimlerden örnekler verdik. Biraz da bu
konudaki araştırmacıların çalışmalarından sözedelim:
Araştırmacılar 60’lı yıllara kadar
konuyla ilgili etkinlik olarak (yukarıda örneklerini
verdiğimiz) bireysel deneyimlerin aktarılmasını görüyoruz.
Dr.Robert
Crookall:
Aberdeen
Üniversitesi’nde görev yapmış bulunan Dr.Robert Crookall BDD
raporları üzerinde yaptığı incelemelerden özellikle şu ortak
yanları saptamış bulunmaktadır:
- BDD’deyken şahıs
genellikle bedenini kafa kısmından çıktığını hissediyordu. - Bedenden ayrılış
sırasında bir kararma oluyordu (‘şuur bulanıklığı’). - Fizik bedenden
ayrılan ‘ince beden’ onun üzerinde ve havada asılı olarak
durabiliyordu. - BDD sona ermeden
astral beden , fizik bedenin üzerinde bir süre duruyor. - Fizik bedenle
yeniden birleşmeden az önce de bir kararma olmaktadır. - Astral beden, fizik
bedene aniden girerse, fizik beden için şoka neden olmaktadır
(baş ağrısı vb.).
Ayrıca, Crookall’ın
gözlemine göre, deneyimleri iki ana grupta toplamak olasıdır:
Uykuya dalarken ve anestezi, şok ya da ipnoz sırasında
projeksiyon... Kendiliğinden BDD’lerde fenomen daha açık,
seçik ve net gerçekleşmektedir. Bu olaylarda tesadüf (?)
olasılığını merak eden Hornell HART, yaptığı çalışma sonunda;
ancak, milyonda bir şans olasılığının bulunduğunu
belirtmiştir. Crookall’ın bu çalışmalarından sonra da,
varlığını sürdüren bir ‘ultra fizik beden’i bulunmaktadır.
Prof. Charles TART:
ABD’de deneysel psikolog olarak çalışmakta olan TART, rüya
laboratuarında BDD’lerle ilgili etüdlerine; beyin
dalgalarının ölçülmesini hızlı göz hareketlerini de (REM’leri
de) dahil etmiştir. Bu nedenle TART’ın çalışmaları BDD
konusunda ilk ‘deneysel etüdler’ olarak kabul edilir. Dr.TART
ilk denemelerini Virginia Üniversitesi’nde yapmıştır. Bu
denemelerde, süjesi Robert MONROE’den deney odasında BDD
haline geçmeye çalışmasını istemiş ve bu haldeyken süjenin
beyinsel etkinliklerinin grafiğini de saptayabilmiştir.
TART’ın ikinci
yetenekli süjesi, raporunda ‘Z’ olarak geçer. Yine, Davis’te
başlanan çalışmaların ikinci gününde olumlu sonuçlar gelmişti.
TART, bu bayanla yaptığı BDD çalışmasında, ayağa kalkınca bile
göremediği bir rafa rakamlar bıraktı. Bu rakamlar 4.cü
gecedeki çalışmalarında BDD halindeyken bayan ‘Z’ tarafından
okundu. Söz konusu rakamlar ancak insanın yattığı yerden
yükseldiği zaman görülebilecek bir yerde bulunuyordu.
Dr.Karlis
OSIS: Medyom Ingo SWAN ile çalışmıştır. O
zamanlar ABD Ruhsal Arş. Derneği Bşk. Olan Dr.Osis konuya
önemli katkıları olmuş bir araştırmacıdır. Ingo SWAN ise aynı
zamanda bir durugörü medyomudur. Kendisinin BDD’lerine bir
örnek olarak şunu aktarabiliriz:
Ingo
SWAN’ın BD deneyimleri onun
duyular dışı algılamalarından (DDA) öte bir durum arzediyordu.
Bir defasında kendisini, kapısı kilitlenip mühürlenmiş bir
odaya projekte etmek zorunda kalmıştı. Bu testte birşey
göremedi; çünki, ona göre oda son derece karanlıktı. Teste
katılan asistanlardan biri (Janet Mitchell) gidipte, sözkonusu
odaya baktığında, ampülün yanmış (patlamış) olduğunu
görmüştür.
|