Sembolizm

WWW.ASTROSET.COM

9 SAYISI ve ENNEAD

  9 Sayısı, Mitolojide varlığına inanılan gök, yer yüzü ve yeraltı dünyalarının sonuncusu olması nedeniyle, bir sona ulaşıldığının ve yeniden başlamanın haber vericisi gibidir. Diğer bir deyişle, bitim ve ölüm olayında olduğu gibi, yeni bir doğum veya filizlenmenin göstericisidir. Yaşam çemberinin son halkasını kilitler.

  9 sayısı sembolizmde yeni başlangıçları da ifade eder… Büyütülmüş Kutsal Üç  ve 9 sayısı acıya tahammül ile de irtibatlandırılır.9 sayısı ilgilenenler için acıya sabretmekte, eşiklerinde yükseliş var demektir.

  Sembolik olarak insanı Semavi şehire götüren 9 adımdır. Semavi (Göksel) şehir, görünenin ardındaki görünmeyene ait derin bilgiler taşır. Altın şehir olarak da ifade edilen bu şehire herkes giremez ancak belli inisiyatik uygulamalar ve süreçlerden sonra varılacak bir duraktır. Semavi şehire gelmek demek, evrensel yasaların işleyişi, neden-sonuç zincirleri hakkında bilgilenmek aynı zamanda da güçlü ve sağlam karakterli, doğru ve sevecen biri olmak, nefsini , öfke ve korkularını aşmış olmak da demektir…Bu aşamaya gelinceye kadar bazı zorlu sınavlara doğru yanıtlar vermenin de anlamıdır 9 sayısı… o nedenle insanın yaşamında yeni bir aşamayı, yeni bir başlangıcı, ölmeden önce ölmeyi de işaret eder…

 Türki halklar arasında önemli bir sayıdır. Bu halklar arasında hediyeleri 9 lu gruplar halinde vermek adetti ve tokuz(9) basitçe “Bir hediye” manasına gelir. 9 düğüm altında duran şeylerin iyi korunduğuna inanılır. 9 köyden kovulan biri sistem dışına çıkmış kabul edilir. Ve 9 köre bir değnek olarak çağrılan kişiler de kesinlikle, sıkıntı ve keder anındaki tek gerçek yardımcılardır.

  Alman deyişlerinde tamamen mutlu olmak dokuzuncu bulutun üstünde olmak gerektiğine inanılır. 9 sayısı sık sık Kelt ve Cermen hikaye ve mitlerinde de karşımıza çıkar. Kral Arthur’un babasının gücünün dokuzuncu kısmına sahip olduğuna inanılırdı. 9 şövalye ona bağlılık yemini etmişti, 9 kahyası vardı. Suyun altında nefesini 9 gün ve gece tutabilen ve aynı süre boyunca uykusuz kalabilen bir Cermen kahramanının öyküsü de ünlüdür.Onun mızrağının diğerlerinin mızrağının 9 katı kadar güçlü olduğuna inanılırdı.

  Kadın kahin İskandinav destanı Völuspa’da şöyle söyler: “Dokuz dünya bilirim, dokuz orman tanırım, merkezdeki muazzam ağacın yerin tozunda toprağında”

  Ve Shakespeare’in “esrarengiz kız kardeşleri” tekrarlar: “Üç kere sana ve bana üç kere ve tekrar üç kere, dokuz yapsın diye "                                        

  Geleneklerin birçoğunda  ve astrolojide, 9 feleklerle bağlıdır ve en yüksek dokuzuncu sema 7 gezegensel feleğin ve sabit yıldızları içeren yukarıdaki gök kubbesinin ötesinde bulunur. Fars ve Türk geleneklerinde dokuz gökten ve dokuz felekten söz edilir. Dokuzuncu felek en üst  göksel  makamı simgeler.

                                          

  Feleklerin ahengi, 9 felek ve u kafalı bir yılan imgesi altında cennetten iner ve yerde son bulur. Her feleğin bir ilham perisi(muse) vardır.Sabit yıldızlar semasının üstünde “ilham perilerinin lideri” Apollo feleklerin ahengini sağlar . Elinde klasik lir yerine bir viola da gamba (barok telli çalgısı) tutar. Apollo’nun üstünde Teslis’in üçgensel sembolü vardır.

  9 Büyülü sayısı bazı hastalıkların iyileştirilmesinde de rol oynar. İyileştirmede ayinsel bir eylem çoğunlukla 9 kere tekrarlanır. Bu adet hem İskoçya’da hem de Almanya’da bilinirdi. 9 tür hastalık 9 özel bitkinin karışımıyla tedavi edilebilir, 9 farklı bitki üzerine okunan bir duanın 9 tür zehire karşı yardım edeceğine inanılır, bu bitkiler 24 Haziran St. John  gününde toplandığı ve bir buket halinde bağlandığında gücü arttırılır. Ayrıca, kişinin dileklerinin gerçekleşmesi için 9 açık gecede aynı 9 yıldızı sayması gerektiğine inanılan batıl bir inançları da vardır.

  Birçok eski halk hikayesinde kahramanın dokuz katlı gücü vardır veya belli başlı dokuz vazifeyi yapmalıdır. Dokuz ayrıca bir mükemmellik sayısı ve son sınır olarak da kullanılır. Bu alışılmadık derecede büyük ve muazzam olan bir şey için kullanılan 9 adamın işi veya çok hünerli birini tarif için 9 elli kişi veya 9 gözlü cin fikirli kişi, dokuz kere zeki olarak bilinir.

  Yunanistan, İran ve Hindistan’ın Hint-Cermen geleneğinde devler ve kahramanlar 9 kolboyu uzunlukta görülür: bu Farsça’da nevgeze’dir, fakat aynı şey Kitab-ı Mukaddes Şahsiyeti Basan’lı Kral Og için de söylenir. Dokuz Hintçe terim ‘Naulakha’da bir  büyüklük ve mükemmellik sayısını da temsil eder, bu masallarda ve halk hikayelerinde en değerli kolyeyi veya mücevherin en çok istenen parçasını tanımlamak için de kullanılan bir kelimedir.

  Hint-Cermen mirası, 9’un özel konumuşla birlikte kadim Yunan’da da gözlemlenebilir. Yeraltı dünyadaki Styx nehrinin 9 dönemeci vardır ve Delfi’de Apollo onuruna her dokuz yılda bir ziyafetler verilir.Petra’daki Dionysus şöleni süresince 9 adam ve 9 kadın ayin yapardı. 9 ilham perisinin eşliğinde Apollo 9 lir taşırdı . 9 İlham perisi bir çok düşünüre ve yazara ilham verirdi bu nedenle Herodot’un eserini onların onuruna 9 kısma ayırdığı söylenir ve bu bağlamda Plotin’in Ennead’larını 9 kitap olarak düşünmek de anlamsız değildir. Onun Yeni eflatuncu felsefesi, Yahudi, Hristiyan ve İslami mistik düşüncesinin gelişmesinde önemli bir parça olmuştur.

  Hristiyan çevrelerde 9 genellikle Teslis kavramıyla irtibatlandırılır. Dante’nin İlahi Komedya’sı bu teslisçi sembolizmin en iyi örneğidir. Eserini terkip ettiği 3 satırlık kıta terzine şiir formundan başlayarak her şey Teslise işaret eder.Meleklerin dereceleri 9 dur ve Dante için bu 9 yine sevgilisi Beatrice’de açığa çıkar, onun hakkında Vita Nuova’da şöyle söyler: “Bu sayı onun gerçek benliğiydi yani melekler aleminin yansıması.”

  Roger Bacon’a göre yıldız haritasındaki dokuzuncu konak, dolaşma ve seyahate, dine, inanca, ve tanrısallığa ilişkindir. Bu, Tanrıya ibadet, bilgelik, kitaplar ve kutsal metinler konağıdır ve Jüpiter’in hakimiyeti altına girer, genellikle de “Büyük Talih” olarak bilinir. Böylece 9 bazı şartlar altında uğurlu bir sayı olarak değerlendirilir. Örneğin, İsviçre eyaleti Aargau’da hasadın sonunda bir tarladın toplanan tahılın son 9 başağının onları bulana iyi şans getireceğine inanılır; bunlara ‘Glückskorn’ iyi şans taneleri denir….

ENNEAD

  Dokuz ilkesini simgeleyen ennead'ı  birçok şekilde çizmek mümkündür. Nonogram dokuz köşeli bir yıldızdır ve onu tek bir çizgi ilke çizmek mümkün olduğu kadar, üç üçgenden oluşmuş şekli de vardır. Heksagramda görülen iki üçgen iki zıt unsuru gösterir, oysa üç üçgende ahenk sağlayan üçüncü bir üçgen bulunmaktadır. Pythagoras'un kullandığı bir sembol de birbirinden büyük üç iç içe üçgendir. Ayrıca, üç üçgenden oluşmuş çeşitli semboller de mevcuttur.

  Ennead dokuz sayısının sembolüdür. İlk tek sayının karesi (3 x 3) olması dışında birçok ilginç matematik özellikleri vardır. Herhangi bir sayı ile çarpıldığında çıkan sayının birim sayılarının toplamı yeni dokuz verir. Kabala'da dokuzuncu sefirat'a ay tekabül eder.

  Gurdjieff sisteminin kilit sembolü bir dairenin içerisinde dokuz köşeli bir şekilden oluşan enegramı, son zamanlarda pek çok alternatif spekülasyonlara yol açtığı için aşağıda gösterilmektedir:

  Gudjieff enegramı şöyle izah etmektedir: "Çizgilerle birbirine bağlı dokuz parçaya bölünmüş bir daire şeklindeki sembol, yedi yasası ile üç yasasının birleşimini belirtmektedir.

  "Oktav, yedi tona sahiptir ve sekizincisi birincinin tekrarıdır. mi-fa ile si-do arasındaki `aralıkları'nı dolduran iki `ilave şokla' beraber dokuz eleman vardır"

  "Daire dokuz eşit parçaya bölünmüştür. Altı nokta, dairenin en üstündeki nokta ile kesişen çapa göre simetrik bir şekli oluşturun çizgilerle bağlanmıştır. Ayrıca, en üstteki nokta, bu esas karmaşık şeklinin oluşmasına katkıda bulunmayan noktaları bağlayan bir eşkenar üçgenin tepe noktasıdır.

  "Anlaşılmalıdır ki genel anlamda enegram evrensel bir semboldür. Her çeşit bilgi enegrama aktarılabilir ve enegram yardımıyla yorumlanabilir... Onu kullanabilen insana enegram kitap ve kütüphaneleri tamamıyla gereksiz kılar. Bir insan tek başına çölün ortasında olabilir, kumda enegramı çizip, onun yardımıyla evrenin ebedi yasalarını okuyabilir."

  Gurdjieff öğretilerini Uzak-Doğu, Orta-Asya, Yakın-Doğu ve Kuzey Afrika'yı ziyaret ettiği merkezlerden toplayarak edindi. Gurdjieff'in hedefi kadim çağlardan arta kalan kayıp bir bilginin parçalarını toplamaktı. Onun öğretileri bu tür bilgi kırıntılarının varlığını göstermektedir. Ancak Gurdjieff öğretisinde bilinmesi gereken bazı noktalar vardır. Gurdjieff bütün bildiklerini aktarmıyordu; öğrettiği sistemdeki psikolojik unsurlar her ne kadar dikkatte değerse, kozmoloji ve teknik bilgilerin çoğu ne bilime, ne de okült tradisyona uymamakla beraber yine de bazı paralel kavramlar içermektedir; Gurdjieff'in öğrettiği sistem öğrencilerine kendini tanımak konusunda belirli bir etki aşılamaya yönelikti ve zaman zaman mecazi olarak alınması gereken kasıtlı yanıltılar ve suni kavramlar da içeriyordu. O halde enegramı bu parametreler içerisinde almamız gerekir. Belki de enegram çok önemli yasaları saklayan kadim bir semboldür ve Gurdjieff onu ziyaret ettiği bilgi merkezlerinden edindi. Bu taktirde onu Gurdjieff'in garip fiziyolojik, kimyasal ve kozmolojik teorilerinden soyutlamak gerekir.

Diğer Yazımız >>

Kaynakça

· SALT, Alparslan; Semboller; RM Yayınları; İstanbul 2006.
·
 SCHIMMEL, Ann Marie; Tanrı’nın Yeryüzündeki İşaretleri; Kabalcı Yayınları; İstanbul 2004.
·
 SCHIMMEL, Ann Marie; Sayıların Gizemi; Kabalcı Yayınları; İstanbul 2000
·
 Ruh ve Madde Ciltleri, Gurdcief yazıları

Yayına Hazırlayan: Astroset Semboller Araştırma Grubu

Yayın Tarihi: 28.Hazsiran.2013
 
 

© Astroset 2003-2013