Makale

WWW.ASTROSET.COM

ASTROLOJİ, DİN VE BİLİM (3)

Dr. Gustav-Adolf Schoener
Çeviren: Işık UÇKUN

MISIR

  Mısır astrolojisi hakkında bizleri bilgilendiren kaynakların çoğunun, Helenistik Dönem’den önce olmayan bir periyoda ait olduğu görülmektedir. Bu bilgilerin pek çoğu bugün on iki ciltlik Catalogus codicum astrologorum Graecorum’da [21] toplanmıştır. Franz Cumont ise özellikle Mısır Astrolojisi’ni derlemiştir. [22] Cladius Ptolemy (İ.S. 100-178) gibi bazı kadim döneme ait Mısırlı astrologlar, astrolojinin orijinal anavatanını Mısır olarak görmekteler. [23] Ancak böyle iddialar, tarihi değerler göz önüne alındığında belirsiz kalmaktadırlar. 

  Sümer-Babil astrolojisinin zıddı olarak, Mısır astrolojisi tarihi olarak az çok tanımlanabilen bir kurucu kabul etmektedir. Helenistik yazarlara göre ise, Tanrı olarak tapınılan Hermes Trismegistos (“Üç defa büyük” Hermes) seçilmiş öğrencilerine ve rahiplerine sihri, bilimi, yazmayı ve astrolojiyi öğretirdi. [24] Diğer yazarlar, örneğin Ps. Manetho [25] Hermes Trismegistos’un, göksel cisimlerin sihirli etkilerinin öğretilerini duvarlara ve en kutsal tapınakların kolonlarına kazıdığını bildirmektedir . İ.S. ikinci yüzyıldan beri, Hermes-Thoth’a atfedilen ve nesilden nesile aktarılan kapsamlı bir literatürün varolduğu söylenmektedir. Clemens Alexandrinus (İ.S. 150-211) Hermes’e ait ve dördü astroloji ile ilgili olan kırkiki önemli kitaptan bahsetmektedir. [26] Bu kayıp Hermetik yazılar ise “Hermetika” olarak bilinmektedir. 

  Hermes Trismegistos aynı zamanda Mısır Tanrısı Thoth’un Yunan’daki karşılığıdır. Önceleri ay ile, daha sonra ise Merkür Gezegeni ile (Hermes) ilişkilendirilmiştir. Sonraları, Helenistik Dönem’e ait yazılarda, tanrılar hanedanının son temsilcisi ve ilk insan olarak ortaya çıkmaktadır. [27] Burada, tanrılar (Thoth-Tot) arasında, gezegenlerle (Ay ve Merkür) ve bir doktrin olarak astrolojinin aktarılmasıyla da ilişkilendirilerek doğrudan bir bağlantı yapılmaktadır. Böylelikle burada da astroloji geleneğinin yıldızlara ilişkin dini kaynaklara işaret ettiğini görmekteyiz.

  Tarih açısından, Hermes’in öğretileri; bir doktor ve piramit inşaatçısı olan ve Kral Djoser’in (İ.Ö. 2668-2649 arasında hüküm sürmüştür) sarayında, onun saltanatı sırasında yaşayan İmhotep ile ilişkilendirilebilir. Mısır Astrolojisi’nin ortaya çıkışı böylelikle İ.Ö. üçüncü Milenyumun ortalarında gerçekleşmiştir; zamana dair bu tahmin, Sümer-Babil Astrolojisi için de geçerlidir.

  Helenistik Dönem’e ait yazılar, seçilmiş kişilere aktarılan daha ileri düzeydeki ilahi sırları bildirmektedir. İşte Helenistik Dönem’de ve geç dönemde yaygın olan Nechepso ve Petosiris [28] adları altındaki yazıların, kanallar vasıtasıyla gerçekleştirilen bu aktarımlara kadar izlenebilir oldukları kabul edilmektedir. Astrolog Vettius Valens (İ.S. ikinci yüzyıl) Nechepso’nun (İ.Ö. 677-672; 26. hanedanın firavunu) kendi kanalıyla bilgi alışını şöyle tanımlamaktadır: “bana öyle geldi ki, bütün gece dua edip göklere baktım; derken gökyüzü açıldı ve göklerden bir ses geldi. Ardından, üzerinde gökyüzünün gece görünümü resmedilmiş olan gök mavisi bir cüppe kendi kendine bedenimi sardı. Böylelikle ben, evrenin hareketlerinde tüm ebedi düzeni deneyimledim. [29]

  Firmicus Maternus’a göre (İ.S. 335’lerde), Petosiris’in de Hermes-Thoth’un astroloji öğretilerine dair aktardığı bilgileri kendi kanalıyla aldığı tahmin edilmektedir. Tarihsel kimliğine bakıldığında Petosiris, olasılıkla İ.S. dördüncü yüzyılda yaşamış bir rahiptir. [30] Pek çok astrolojik yazı Petosiris’ten Nechepso ile birlikte bahsetmektedir ancak söz konusu iki kişi Helenistik Dönem’de bireysel yazarlar olarak da bilinmektedir. “Hermetika” ile birlikte bu iki kişinin yazdıkları “Helenistik Vulgata” yı oluşturmaktadır.

  Dolayısıyla Nechepso ve Petosiris’in astrolojisinin doğal-mistik veya ilahi ifşaatla (ifşaat: gizli olanın açığa vurulması) ortaya çıkarılmış olduğunu görmekteyiz. Burada, “evrenin düzeni ve hareketleri” insan ve evrenin dinsel ilişkisi ile yakından bağlantılıdır. Mısırolog Jan Assman bu ilişkiyi kozmoteizm (kozmoteizm: Tanrıyı doğanın dışında tinsel bir varlık, doğaüstü bir güç olarak değil; doğanın içindeki bir varlık olarak gören akım) olarak tanımlamaktadır. [31] Gezegenler ve yıldızlar, Sümer-Babil Mitolojisinde olduğu gibi, tanrılar olarak kabul edilmekte olup, bunların arasında özellikle de güneş tanrı Ra öne çıkan bir konumda bulunmaktadır. Güneş tanrıya tapınmak halk arasında öyle yerleşmişti ki Amenofis IV’ün (Echnaton) hükümdarlığı sırasında Ra; kısa bir süre İ.S. 1364-1347 yıllarından itibaren, olasılıkla Mısır’ın tek tanrısıydı. Ayrıca, kadim Mısır Ay Tanrısı Thoth (sonradan İsis ay tanrıçası olmuştur) ve Merkür de önemli fonksiyonlara sahip olmuşlardır. Bütün bunlara ilave olarak, tanrılar olarak tapınılan pek çok parlak sabit yıldız ve takımyıldızlar da vardı.

  Ancak, Mısır Astrolojisinde gezegen-tanrılardan çok daha önemli olanı “onluk”lardır. Sümer-Babil astrolojisinin güneş yörüngesini her biri 30 derecelik on iki Zodyak Burcuna bölmesi gibi Mısırlı astrologlar da yıllık güneş yörüngesini, her biri 10 derece olan 36 özdeş bölüme ayırarak düzenlemişlerdir. Mısırlılar yılın 365 günden oluşmasından haberdardılar ve bu bir yılı, her biri on günden oluşan 36 hafta olarak düzenlemişlerdi. On günlük hafta bir onluktu ve o onluğa ait olan bir tanrıya veya şeytana adanmıştı. Bilinen en eski onluk, İ.Ö. 2500-2350’lerde hüküm süren beşinci hanedana aittir. Dendera’daki (Dendera: Mısır’da bulunan ve Tanrı Hathor’a adanan tapınak) onluk-tanrılarının olduğu Mısır Zodyağı tasviri ünlüdür ve şu anda Paris’te Louvre Müzesi’nde görülebilmektedir.

  Sonradan Mısır Astrolojisi Sümer-Babil Zodyak burçlarına göre daha baskın olmuş ve onlukları bu sisteme adapte etmiştir. Böylelikle zodyağın 30 derecelik burçlarının her biri artık üçer tane 10 derecelik onluğa daha bölünmüştü.  

  Horoskoplardaki Zodyak burçlarının ve onlukların bu kombinasyonunu; belirli bir burca sahip olarak doğmuş olan bazı kişiler için yapılan yorumları üçe bölünmüş haliyle hala bazı dergilerde bulabilmekteyiz. Dolayısıyla da haftalık veya aylık olarak yapılan bazı yorumlar şöyle olmaktadır: Koç burcu, birinci onluk; koç burcu ikinci onluk…” vb. Belirli bir onluğa ait tanrı ve şeytanın döneminde doğan insanlar genelde onun adını alıyor ve yaşamları boyunca onunla bağlantılı kalıyorlardı.

  Mısır astrolojisinde gökyüzünün bir diğer bölünüşü daha vardı. Güneş yörüngesinin 360 derecelik siklusunun her derecesi de benzer şekilde özel olarak isimlendirilmiş ve bir tanrıya veya şeytana atfedilmişti. Bu tek derecelere “kader noktası (monomoiriai)” adı veriliyordu ve horoskop yorumlarında bunlar da kullanılıyordu. Romalı astrolog Firmicus Maternus (İ.S.335) bu bölümlemeyi, öğretisini Asklepios’a on iki kitapta açıkladığı tahmin edilen Hermes Trismegistos’a kadar izlemektedir.

  Böylelikle, Zodyak birçok tanrı ve şeytanlarla halkın anlayacağı şekle sokulmuş oldu ve bunlar sadece gezegenlere ve sabit yıldızlara bağlı olmakla kalmayıp aynı zamanda gökyüzünün sistematik olarak bölünmüş belirli alanlarını da işgal etmekteydi. Bu tanrılar ve şeytanlar sonradan, güneş kendi bölgelerinden geçtiğinde insanlar için kesin hale geldiler. Ancak bununla birlikte horoskopların yorumlanması da çok karmaşıklaştı. Güneşin geçtiği her nokta en az üç tanrı veya şeytan tarafından belirleniyordu. Bir Zodyak burcunun tanrısı bütün bir ay boyunca hüküm sürüyordu, yani güneş o burçtan geçtiği sürece bu devam ediyordu. Aynı zamanda, güneş zodyağın bir burcunun, her biri on gün süren üç onluğunun birinden geçiyordu. Bunun dışında da, güneşin bir günde geçtiği tek dereceler vardı. (Bu arada Mısır astrolojisi belirli tanrıları olan daha da fazla bölünmelere aşinadır; bunlar, sınırlar adı verilen değişen büyük derecelerdeki bölünmelerdir. Böylece gerçekte üçten fazla tanrı günün belirli bir zamanının niteliğini belirlemektedir…)


Onlukların tanrılarının olduğu Dendera’daki Eski Mısır Zodyak’ı. Gundel, V.8’den alınmıştır. 

  Mısır Astrolojisi’nin kendine özgü olan yanı, Helenistik Periyot’tan bildiğimiz gibi dikkati çekecek kadar karmaşık bir şifa (tıp) sistemini: Iatromathematics’i geliştirmiş olmasıdır. Bu periyoda ait bazı astrolojik yazılar bu tasarımı başlıklarında taşımışlardır. Her bir taş, her bir bitki, her bir hayvan belirli bir astral tanrıya adanmıştı ve bu da şu demekti: bu taşta veya organizmada, bu tanrının gücü etkindi. Benzer şekilde, her insan bedeni, her organ, tek bir organdan daha büyük olan her beden parçası ve onun bölündüğü her bir parça bir Zodyak burcunun bir tanrısına, bir onluk tanrısına, ya da bir kader noktası (monomairiai) tanrısına atfedilmişti. Eğer bir organ hastalandıysa, bunun nedeni ona tekabül eden tanrıyla ya da şeytanla ilişkiliydi. Dolayısıyla da hasta organ, ona tekabül eden bitkiyle ya da aynı tanrının hayvanlarına ait bazı nesnelerle iyileştirilebilirdi. Ya da hastalığa neden olan şeytanla savaşacak olan panzehir aranabilirdi. Iatromatematics; (Iatros, doktorun Yunanca isimlendirmesi olup kadim zamanlarda, ortaçağda ve modernitenin erken döneminde yıldız gözlemlerinin ve hesaplamalarının her türlüsüne mathematics deniyordu) sadece Helenistik Dönem’de ve Roma Devri’nde değil aynı zamanda erken modern dönemde de en yaygın hekimlik türüydü ve şu anda da çeşitli astrolojik ve alternatif tıp türleri tarafından yeniden keşfedilmektedir.

  Dünya ölçeğindeki olayların yanı sıra bireyleri de kozmosun ilahi düzeni ile bağlantılı olarak tanımlamaya çalışan Sümer ve Babil Astrolojileri gibi Mısır Astrolojisi de bu bağlantıyı her şeyden önce şifa veya tıp perspektifinden görmeye çalışır. Ancak Mısır Astrolojisine göre iyi olmak sadece kişisel zaaflardan kurtulmak anlamına gelmiyor. Asıl temel düşünce, çok daha kapsamlıdır. Eğer bu güçler birbirleriyle uyum içindeyse kişi sağlıklı olmanın yanı sıra aynı ilahi düzenin hakim olduğu makro kozmosla da uyumlu olarak canlı olacaktır.

  Mezopotamya ve Mısır astroloji akımlarının her ikisinin de Helenistik Dönem’de birlikte aktığı, diğer dinler ve felsefeler tarafından tetiklendiği, ayrıca Yahudilik, Hıristiyanlık ve daha sonra da İslam gibi büyük dinlere de girebildiği görülmektedir.

>> Önceki Bölüm

>> Sonraki Bölüm

DİPNOTLAR
21] Cumont, Franz ve dig.; CCAG (Catalogus codicum astrologorium Greacorum); Brüksel; 1898-1953.
22] Cumont, Franz; L’Égypte des astrologues; Brussels; 1937.
23] Ptolemy, Claudius; 1980; “Book I”, 3; s.31.
24] Gundel, Wilhelm/Gundel; Hans Georg; 1966; s. 10.
25] Ps. Manetho. Apotelsmata V (VI), s. 1 ve devamı.
26] İskenderiyeli Clemens; Stromateis; “Book VI”; 35, 2-37, 1.
27] Ona "ilahi" denir (JeioV), örneğin, CCAG IV 81, 5’deki gibi.
28] Riess, Ernestus; 1892.
29] Vettius Valens. Anthologien II, 3; Almanca’ya çevirilmiştir: Gundel, Wilhelm/Gundel, Hans Georg. 1966. s. 30.
30] Spiegelberg, Wilhelm; "Eine neue Spur des Astrologen Petosiris" Heidelberg: Sitzungsberichte der Heidelberger Akademie der Wissenschaften; 1922, 3rd Abh.
31] Assmann, Jan. Stein der Zeit – Mensch und Gesellschaft im alten Ägypten. Münih, 1995. s. 59.

Yayın Tarihi:13.Kasım.2007

 

© Astroset 2004-2010