Bilimsel
yöntemlerin artan kesinliği ve rasyonelliğe adanan bir teoloji,
astrolojinin onsekizinci ve ondokuzuncu yüzyıllarda kabul gören bir
kültürden çıkarılmış olduğu gerçeğinin yanında aynı zamanda güven
oluşturan bir tablo çizmektedir. Bununla birlikte, astroloji bir yeniden
canlanma süreci yaşamaktadır, ancak bu elbette gelişen doğal bilimler
dahilinde değil, öncelikle ezoterik halkalar dahilinde olmaktadır.
1875’te, Theosophical Society (Teozofi Derneği) kuruldu. Bu derneğin
kurucuları, öte alemden bazı varlıklardan, bazı üstatlardan talimatlar
aldıklarını açıkladılar. Onlardan, tüm dinlerde varolan ezoterik
öğretilerin bilinmesini sağlamaları talimatını almışlardı. Kısmen Budist
ve Hindu öğretilerine ve aynı zamanda da mistik Hıristiyan ve Yahudi
tradisyonlarına güveniyorlar ve onları kendileirne göre yorumluyorlardı.
Modern doğal
bilimler ve sihirli, ilahi güçlerle dolu olan dünyanın ruhsal doğası
hakkında konuşmak öncelikli ilgi alanlarıydı. Tüm doğa, taşlar,
bitkiler, hayvanlar, kadim zamanlarda olduğu gibi gizemli ilahi güçlerle
doluydu. Teozofik öğretilere göre, kabul edilen doğal bilimler
tamamlanmış sayılamaz, çünkü onlar sadece doğaya dair
çanağın dışını araştırmaktadır. Yani
doğada işler halde olan canlı, spiritüel güçler doğal bilimlerde göz
önüne alınmamaktadır. Dolayısıyla teozoflara göre, gezegenler sadece
cansız, fiziksel cisimler olarak görülmemelidir. Aynı zamanda cansız
cisimler oldukları da doğrudur, ancak içlerinde onlarla birlikte çalışan
canlı özlere sahiptirler.
Bu bağlamda,
astroloji ondokuzuncu yüzyılın sonunda yeniden gelişebilme potansiyeline
sahipti. Gezegenler ve zodyak burçları şimdi tekrar ortadaydı, hatta
bunlar, doğal özelliklerine ilave olarak, kendilerinden gizemli
ışınların yayınlandığı tanrılar olarak görülmekteydiler. İngiliz Alice
Ann Bailey (1880-1949) Esoteric Astrology (Ezoterik Astroloji) [48] adında, modern astrolojinin dünya görüşü açısından vazgeçilmez olan
kitaplardan birini yazmıştır. Burada zodyağın çeşitli gezegenleri ve
burçları, onlara tekabül eden güçler ve fonksiyonlarla birlikte
açıklanmaktadır. Alice Bailey’e göre, görünür kozmos tüm göksel
cisimleriyle birlikte belirli bir göksel hiyerarşiyi yansıtmaktadır. O
aynı zamanda İsa ile, bu göksel hiyerarşi içindeki astrolojik-kozmik
yorumuyla da ilgilenmektedir. Ayrıca, yakın zamanda gerçekleşecek olan
“İsa’nın ikinci gelişi” ile birlikte bir
“Yeni Çağ”ın başlayacağını
savunmuştur.
Alice Bailey, astrolojinin dünya görüşünü tıpkı kadim astrologlar gibi
kozmosu açıklayarak yeniden canlandırmıştır. Bu görüşe göre gezegenler
belirli ruhsal varlıklara tekabül ediyordu. Bailey aynı zamanda yakın
zamanda gerçekleşecek olan “ikinci kez geliş”i de astrolojik olarak
yakında gerçekleşecek olan “Kova Burcu çağı”
[49] ile
ilgili olarak açıklamıştır. Söz konusu Kova Burcu Çağı, gerçek bir
astronomik hesaplama üzerine dayalıdır; ilkbaharın başlangıcı zodyakta
dünyanın kendi ekseninde belirli bir hareketine bağlı olarak yavaşça
ilerler ve yirminci yüzyılın sonunda “Balık” burcundan çıkarak “Kova”
burcuna girer. Şu anda bu değişimin aynı zamanda insanlar arasında da,
yüksek bir ruhsal gelişimle bağlantılı olduğu kabul ediliyor.
Alice Bailey’in
eseri ile astroloji bir kez daha dünyanın ruhsal bakımdan da
yorumlanmasını sağlama ve aynı zamanda da bilimsel bilgiyi bu amaç için
kullanma talebini açığa çıkarmıştır. Böylece astrolojinin kadim içeriği,
din ve aynı zamanda da bilim olarak bir kez daha ele alınmıştır.
Bununla birlikte, Bailey horoskoplar üreterek pratik rehberlik sağlama
konusuna eğilmemiştir. Bunun yerine tüm kozmosun ilahi bir yönetim
düzenine tabi olduğunu sunmakla çok daha fazla ilgilenmiştir.
William
F. Allan
William F. Allan
(1860-1917) “Allan Leo” (Aslan Allan) olarak bilinirdi çünkü aslan
burcunda doğmuştu ve astrolojinin uygulamalı yanı üzerine çalışıyor,
horoskop yorumları yapıyordu. Bir İngiltereli olarak aynı zamanda
Teozofi Derneği’nin de üyesiydi ve Londra’da bir dergi çıkarmış, ayrıca
astroloji üzerine, Paris ve New York’ta da ofisleri olan bir yayınevi
kurmuştu. Kurduğu yayınevinden, isteyen herkes “bir şilinlik horoskop”
çıkarttırabiliyordu. Küçük bir ücret karşılığında, her ilgili kişi kendi
Zodyak burcunu, yükselenini ve doğum anındaki gezegenlerin
pozisyonlarını fotokopi olarak alabiliyordu. Her kişi böylelikle “kendi”
burcunun ve “kendi” yükselen burcunun ne anlama geldiğini kısa bir özet
halinde okuyabiliyordu. [50] Bu yorumların temeli göksel cisimlerin
kadim tanımlamalarıydı. Örneğin bir horoskopta gezegen ve savaş tanrısı
Mars’ın yükselen olarak bulunması (yani Mars’ın doğu ufkunda bulunması)
o kişinin tıpkı Roma Savaş Tanrısı gibi canlı ve agresif bir yüz
ifadesine sahip olmasına neden olur. Bu pozisyonda Venüs etkisi altında
olanlar ise tıpkı Roma aşk tanrıçası gibi fiziksel güzellikleri ile
dikkat çeken kişiler olacaklardır. Böylelikle, her kişiye teolojik
anlamda hayattaki kendi kişisel eğilimleri ve amacı verilmiş oluyordu.
Ezoterik astrolojiye
ilişkin bu yazıda, Budizm ve Hinduizm’den bilinen öğretiler hem ayrı
ayrı verimli, hem de birleştirilmiştir. İsa ile birlikte Buda da
teozofide merkezi bir rol oynar. Bu sadece Buda’yı değil, aynı zamanda
onun karma ve yeniden doğuş öğretilerine de işaret etmektedir ki bu
sadece genel teozofik öğretiye değil, aynı zamanda ezoterik astrolojiye
de akmış bir bilgidir. Karma ve yeniden doğuş, bir insanın karakterinin
ve deneyimlerinin geçmişte yaptıkları ile belirlendiği anlamına gelir.
Böylelikle horoskop astroloğu karması ve bunların sonucu ortaya çıkan
görevleri ile ilgili olarak bilgilendirir. Özel bazı yöntemlerle çalışan
“Karmik horoskop analizi” bugün bazı astroloji okullarında
öğretilmektedir ve bu okullar sözkonusu analiz konusundaki eğilimden
gelişerek ortaya çıkmışlardır. Zürih’teki “Astrodata” da bunlardan
biridir. [51]
Bütün bu
anlatılanlardan, ezoterik astrolojiden uygulamalı horoskop yorumuna
geçişin belirsiz olduğu ortaya çıkarken, ezoterik temelli horoskop
yorumunun tam olarak nerede günlük tahminler yapan popüler astrolojiye
geçiş yaptığını belirlemek zordur. Yine de çok şey söylemek mümkün, Alan
Leo’nun ticari olarak takip edilen astrolojisi basım yoluyla
yayınlanarak yayılmaktaydı ve böylelikle medyanın büyük bir kesimi için
modern horoskop yorumu yolu açılmış oluyordu. Gazeteler ve dergiler
günlük, haftalık ve yıllık horoskopların çok kısa sürede yayılmasını
mümkün kılıyordu. Teozofik bir arka plana sahip olmak ise, gazete
horoskoplarında zaman zaman “yeniden doğum” ve “karma” göndermeleri yer
alsa bile genelde hiçbir role sahip olmuyordu. Popüler astroloji genelde
sadece belirli bir merakı gidermek ve karakterleri ve yakın zamanda
gerçekleşecek olayları tahmin etmek için ilgilenilen bir alandı.
Özellikle
1920’lerde, bu gazete astrolojisi popülerlik adına inanılmaz bir artış
yaşadı ki bu, yirminci
yüzyılın ikinci yarısında daha da geliştirilebilirdi.
[52] Bugün herkes
günlük ya da haftalık horoskopu için gazeteye bakıp karakter
tanımlamalarının ve tahminlerin ne kadar doğru olduğunu kontrol
edebiliyor. Yazılanlar çoğunlukla oldukça genel olurken, doğruluklarına
dair hemen hiçbir ciddi sınamaya izin vermemektedirler, ya da bunun
kişinin kendi hikayesiyle hemen hiçbir somut ilişkisi yoktur.
Popüler
astrolojiyi böyle genelleştirmek, kurumlar ve hesaplama yöntemleri
bakımlarından son derece sorgulanabilirdir. Horoskop astronomik
hesaplama yöntemiyle elde edilir ve her yorumun temelini oluştururken
her birey için çok farklılaşmış yetenekler ortaya koyar. Bu şu gerçeğe
kadar izlenebilirdir; gezegenler ve onların birbirlerine göre açısal
ilişkileri, Zodyak burçlarının ve evlerin pozisyonlarının da olduğu gibi
her biri kendine göre özel bir anlama sahiptir. Çeşitli gezegenlerin
hızına ve dünyanın dönüşüne göre, bu pozisyonlar oldukça hızlı bir
şekilde değişmektedir. Böylelikle, her horoskop kesin doğum yerine ve
zamanına, ayrıca (bu
bilgilere dair)
en küçük bir yanılmanın getirdiği değişimlere bağımlı olmaktadır. Eğer
sürekli değişen yıldızlı gökler her kişinin yeteneklerinin aynası ise ve
astrolojide temel alınıyorsa, çok az kişinin aynı horoskopa sahip
olması mantıklı olmaktadır; yani sadece aynı yer ve zamanda doğanlar.
Popüler astroloji, aynı burca sahip olan herkes için aynı açıklama ve
yorumların yapılabileceğini kabul etmektedir.
Elbetteki
popüler astrolojinin varoluşundan ezoterik astroloji suçlanamaz, tıpkı
kadim eğitimli astrolojinin Roma İmparatorluğu zamanında “fal bakma”
faaliyetlerinden sorumlu tutulamayacağı gibi. Bununla beraber, Alan
Leo’nun bir şilinlik horoskopları, sadeleştirilmiş ve kitleler için
üretilmiş horoskop yorumları ve ezoterik anlamda bireysel anlayışlara
işaret etmekle kalmayıp aynı zamanda basit ve sıradan bir merakı da
teşvik eden ihtiyaçlara dair açıklamaları ile astrolojinin
popülerleşmesinde bir tetikleyici olmuş gibi görünmektedir.
Bugün, ezoterik
astroloji özellikle teozofi, antropozofi ve hepsinden önce Rozkrua
(Gülhaç) örgütünde yaygındır. Bugün, 1909 yılında Max Heindel tarafından
kurulan Rozkrua Derneği tüm Avrupa’da gezegenlerin kesin konumlarını
vererek *Ephemeris’i
(*Gezegenlerin gün içindeki konumlarını gösteren gök
günlüğü) yayınlamaktadır, ki sözkonusu bilgi her astroloji uygulayıcısı
için vazgeçilmezdir. Ephemerisler elli ya da yüz yıllık bir zaman
aralığı için önemli tüm veriyi içermektedir.
[53] Ezoterik
astroloji aynı zamanda ezoterik sahnenin organize olmamış, bireysel
çevresinin de ilgi alanındadır. Ayrıca pek çok astroloji okulunda da
astroloji “ezoterik doktrinler”
yöntemiyle öğretilmektedir ve bu da sadece
“karma” ve
“yeniden doğuş” ile
ilgili çok genel göndermelere veya parça parça anlatımlardan ibarettir.
Net olarak tanımlanmış bir doktrin formundaki bir ezoterik astrolojiyi
burada ayırd etmek güçtür.
|