Keops Piramidinde Hermes İnisiyasyonu
Hermes’in müridlerince inşa edildiği bu
denli açık olan Keops Piramidi’nin içinde varlığı saptanan
bölmeler, Hermetik inisiyasyonun değişik aşamalarında
kullanılan odalar ve salonlardı. Piramitlerde pekçok kişi
inisiye edilmişti. Asıl adı Hossersif olan Musa Peygamber
burada yaklaşık 20 yıl inisiyasyondan geçmiş ve sonunda
başrahipliğe kadar da yükselmişti.
Kadim Mısır kültüründe,
Ramses’den önceki
hanedan döneminde hükümdarlar Hermes rahibiydi. Bu hükümdar
(ya da kral) rahipler, Hermes kültünün de doğal reisiydi.
Ramses Hanedanı’yla birlikte, Hermes kültünün dışından
firavunlar başa geçmeye başlamıştır. Bununla birlikte, kültün
dokunulmazlığı sürüp gitti ve firavun hanedanlıkları döneminde
de değerinden bir şey yitirmedi.
Yukarıda belirttiğimiz Musa Peygamber’den ve Fisagor’dan ayrı
olarak; Orfe, Platon ve Oklitus gibi düşünürler de Hermes
İnisiyasyonu’ndan geçmiş ve bu insanlık uluları kendi
okullarında pekçok mürid yetiştirmiştir.
Hermetizm, aslında bir din değil; doğanın ve varlığın
sırlarını araştırma yoludur.
Hermetizm; ölçülebileni ölçme,
ölçülemeyeni ölçülebilir hale getirme ilkesinden yola çıkarak,
varlığın gerçek doğasına nüfuz etme yollarını araştırmış ve bu
yolda da epeyce başarılı olmuştur. Evreni bu şekilde tanıma
yoluna da “geometri”
denmiştir. Bu sözcük; “geo” ve “metron”
olmak üzere iki kısımdan oluşur: Bunlardan “geo” dünya,
“metron” ise ölçmek/ölçüm demektir. Ölçmek ve ölçümlemek; bir
şeyin, bir başka şey karşısındaki durumunu tanımlamaktır.
Fisagor ve Oklitus aritmetik ve geometri bilimlerinin
sırlarına, çok uzun süre yaşadıkları ve piramit denen bu
mabedlerde ermişlerdir.
Simyanın asıl amacı
Dünya
beşerinin tarih boyunca ilgisini çok çeken bilim dallarından
biri de simyadır. Zamanla amacından saptırılıp, aç gözlü
insanların ilgi alanında kalan simyanın da babası Hermes’tir.
Simya biliminin ana amacı;
elementte kusursuzluğu ve safiyeti yakalamaktı.
Bilinen en saf ve “temiz” olabilecek
element altındır. Her maddede belli bir yüzde safiyetsizlik
varken, altındaki saflık %99.99’dur.
Simyanın amacı elementin niteliğini değiştirme yoluyla,
maddenin niteliğini değiştirmek, yani maddeye egemen olmaktı.
Maddeye egemen olmak, nefse hakimiyet ve kendini bilmek,
tanımak demektir. Simyacı
elementin niteliğini değiştirme yoluyla asıl kendini
değiştirmeyi hedefler ve bedene ve maddeye hakimiyet
sağlamanın, ruhsal yönlerini geliştirmenin yollarını arardı.
Simya da maddeden altın elde etmek şeklinde yolundan
saptırılmadan önce bir inisiyasyon yoluydu.
Orta Çağdan itibaren
Hermetik metinlerin kaynağıyla ilgili rivayetler olmuştur.
Bunların Hermes Trimegistus adı verilen Mısır bilgelik
tanrısı Thot tarafından beşeriyete iletildiği ve kuşaktan
kuşağa aktarılarak, sonunda Helenistik Dönem’de Yunanca’ya
çevrildiği ama orijinallerinin çok daha eski olduğu da
araştırmacılar tarafından öne sürülmüştür. Tapınaklarda
inisiye edilen çeşitli uluslardan gelen cesur ve varlık
bilgisine susamış kişiler inisiyasyonlarının sonunda; ya bu
inisyasyon merkezlerinde kaldılar, ya da vatanlarına dönüp,
mürid yetiştirmişlerdir.
Birçok filozofun memleketi olan
Yunanistan’daki insanlar Hermetik bilgiler ile Fisagor
zamanında karşılaşmıştır. Ünlü düşünür
Fisagor dünya bilgisini elde
etmek için çıktığı dünya turunda Mısır’a gelmiş ve Hermetik
bilgilere inisiye olabilmek için yaklaşık 20 yılını Hermes
mabedlerinde geçirmiştir. Platon
da temel bilgilerini Fisagor’dan almıştır. Bu nedenle,
Platon’un eserlerinin Hermetika’ya benzemesine şaşmamak
gerek. Bu geleneğin Mezopotamya kolunu ise, Zerdüşt
tarafından yazıldığı farz edilen
Kalde Kitapları
oluşturmuştur. İbrahim Peygamber Kalde’lidir. Bu anlayış,
İbraniler yoluyla, ama üzeri epeyce tozlanarak, Yahudi
Mistisizmi olan Kabala ile günümüze kadar gelmiştir.
İskenderyeli Kleman; Mısırlı rahiplerin, Hermes’in 42 kitabına
da sahip olduklarını söyler. Bunlardan 36 tanesinde tüm
felsefeleri ve öğretileri mevcuttur. Geri kalan 6 kitabın da
tıbbi konular içerdiği söylenmektedir. Tıp ile bağlantılı
olarak, Mısır’da M.Ö.2000 yılında beyin ve mikro-cerrahi
ameliyatlarının yapıldığına dair kanıtlanabilir iddialar da
bulunmaktadır. Bu kanıtlara dayanarak, Hermetik tıbbın;
anatomi ve fizyolojide ne kadar ileri olduğunu söylemek zor
olmasa gerek. Yunan Hermetik Edebiyatı’nda da Mısır
inanışlarının ve ifade şekillerinin kullanıldığı gözden
kaçmaz. Önce astroloji bilimiyle ilgili eserler vermekle
başlayan bu edebiyat daha sonra; simya, sihir ve bunun biraz
saptırılmış hali olan büyü ve çok daha mistik felsefi
yapıtların katılımıyla zenginleşmiştir. |