Britanica veya Larousse gibi büyük ansiklopedilere bakarsanız,
Sümerce'nin yerli ve yalıtık bir dil olduğundan söz ederler.
Hiç başka
bir dil gurubuna ait değildir, derler ve yalıtık (izole) bir
dil
olarak tanımlarlar. Oysa ki hem cümle yapısı hem de sözcükler
Türkçe
ile büyük bir benzerlik içindedirler.
Sümer dilini önce Sami dilleri ile, daha sonra Hind-Avrupa
dilleri
ile karşılaştırdılar. Fakat ne biri ne de diğeri Sümerce ile
uyum
sağlıyordu. Peki, ama neden Ural Altay dilleri ile
karşılaştırmaya
gerek duymadılar? Nedeni, onlara göre M.Ö. 3000 yıllarında
Mezopotamya’da ne Türk toplulukları vardı ne de Macar, onlara
göre
Türk ve Macarların Anadolu’ya gelişleri en erken M.S. 900
yılları
olmalıydı.
İşte bu yanlış ve bağnaz görüşleri o gün olduğu gibi halen
bugün dahi
devam ediyor. Üstelik bizleri de bu yalana inandırdılar. Tarih
kitaplarında Türklerin Anadolu’ya geliş tarihleri olarak 1071
Malazgirt savaşı olduğu yazılıdır.
Gelelim Sümer diline. Alttaki örneklerde önce Sümerce sözcüğü
ve
hemen ardından parantez içinde Türkçesini sunacağım.
Adda (ata, baba), Ama (anne, ana), Aga (yönetici, ağa), An
(tan,
gök), Anu (Gök Tanrı), Ar(er, şeref), As (tek, biricik), Bab
(baba),
Dingir (Tengri), E (ev), Kıya (kıyı),
Es (esmek), Gisko (şişko), Dim (dik), Kol (kol), Uiku (Uyku),
Kus
(kuş), Sag (sağ)
Mesu (meşe), Ag (akıl), En (engin, yüce), Ge (gel), Ka (kan),
Kanal
(kan damarı),
De (demek), Duru (durmak), Kur (dağ, kurgan), Kusu (koşmak),
Güles
(güleç)
Bur (delik,burgu), Bal (balta), Bar (barla/parla), İb (ip),
Alım
(alımlı), Ulu (ulu),
Utu (Güneş, Uçtu), Kup (gitmek, kop), Gim (kim), Ir (er), Odun
(odun,
Ot-un)
Sizlere burada 40 sözcük sundum. Kim bilir uzman bir göz kaç
tane
daha bulabilir. Aradan yaklaşık 5000 yıl geçmiş olmasına
rağmen bu
kadar çok sözcük ortak ses ve anlam benzerliğini koruyabilmiş
ise,
iki dilin aynı kök dilden türediği kesindir. Cümle yapısı ve
sözcüklerin bitişken oluşu da ayrıca Sümer dilinin Asya
Ön-Türk
kökenli olduğunu göstermektedir.
Sümer dilinde ilginç sözler var. Örneğin onların en yüce
tanrılar
tanrısı Dingir iken, bir de gök tanrısı Anu bulunuyor. Oysa ki
yukarıda /An/ sözünün tan ve gök anlamına geldiğini görüyoruz.
Günümüzün dilinde /an/ sözcüğü en kısa zaman aralığı olarak
kullanılıyor. Nedeni de güneşin doğuş zamanı olan tan
zamanının bir
an sürmesi ve bu kısa sürede güneşin ufuktan doğmasıdır. Demek
ki,
Anu sadece güneşin doğuşunu, doğuş zamanını sağlayan tanrı
oluyor.
Çünkü, bir de güneş tanrısı Utu var. Utunun kanatlı oluşu
güneşin en
yüksek durumda olması ve gökteki hareketini sağlaması ile
ilgili
olduğuna işaret ediyor. Bu da gösteriyor ki Dingir hepsinin
üstünde
soyut tek yüce tanrı oluyor.
Sümer Tanrısı ANU
Üstteki resimde tanrı Anu heykeli görülüyor. İlginç olan başlığında
boynuz bulunuşudur. Aynı özelliği tanrı Utu da görüyoruz.
Sümer Tanrısı UTU
Sırası gelmişken Urartu adı üzerinde durayım. Bir önceki yazıda UR
sözünün /uğraşılan bölge/ demek olduğunu söyledim. Urartu sözü
de aynı anlamı taşıdığı ve /uğraşıp yerleşen/ demek olduğu
görüşündeyim.
Boynuz bir güç simgesi olmaktadır. Çünkü hem boğada hem de dağ
keçilerinde bulunuyor. Ayrıca geyiğin de büyük boynuzları var.
Boynuz
sözünde Boy-Uzun sözcükleri bulunuyor. Yani, boynuz
/boy-uzatan/
böylece diğer insanlara göre /daha yüksek görünen/ anlamı da
gizlenmiş oluyor. Tüm Ön-Türk yöneticilerinin bir özelliği de
başlıklarında boynuz bulunuşu idi. Onlar Tur ve OK boylarını
oluşturduklarını söyledim.
Tur-Ok birleşimi sonucu TUR-OKH => TOR-OSK => TORO (Boğa) sözü
ortaya çıkmıştır.
TOROS dağlarının adı da Tur ile Osk halkı tarafından
verilmiştir.Latince sözcüğün Tauros oluşu tesadüf değildir. Bu
sözde
U harfi bulunuyor ve A ile birleşince O olarak okunuyor. Aynen
Alp
adının E-Tur-Osk halkı tarafından verilmiş olduğu gibi. İtalya'daki Toskana veya Tuscany bölgesi vardır ve orası da Tur ile
Oskların yerleşim bölgesi olmuştur. Ayrıca, Tur sözü TAR
şekline de dönüşmüştür. Tar-Khan /Tur-Khan/ yani Türk hanı
demek oluyor. Tarkan ve Türkan isimleri bu sözden türemiştir.
Girit adasındaki Minator adlı boynuzlu, boğa başlı ve insan
bedenli
bir canlının yaşadığından söz edilir. Bu canlı yakalanıp hapse
atılmış ve ömrünün sonuna kadar orada kalıp ölmüştür. Minataur
adında
Min-TUR (Ben-Tur) anlamı bulunuyor ve öyle anlaşılıyor ki
adayı işgal
eden Miken kültürü Ön-Türk asıllı olan Minos (BEN-OSK)
kültürünü yok
etmiştir. Bu konuya değineceğim.
Hitit kabartması (Boğazköy)
Resim de bir Hitit kaya kabartması görülüyor. Kabartma
başlığında
boynuz bulunan ve elinde bir atmaca tutan yönetici/tanrı bir
geyik
üzerinde duruyor. Yani, boynuzlu bir hayvanın üzerinde durarak
kendi
gücünü ve boyunu da arttırmış oluyor. Eldivenli elinde kuş
tutması da
ayrı ve önemli bir simgedir. Çünkü uçan kuş daima güneşin
simgesi
olmuştur. Kuş ile avcılığın bir Asya geleneği olduğu ve
özellikle
Türk boyları tarafından uygulandığı biliniyor. |