Yukarı Nil
bölgesi bugünkü Sudan ülkesi olup, kadim dönemde KUŞ
krallığının yerleşim alanı idi. Kuş krallarından en önemli
olanı Taharka adıyla bilinir. Oysa ki onun asıl adı Turhaka
idi ve anlamı da TUR-HAKAN olarak TUR halkının hakanı olmakta
idi. Kuş adına gelince OK-UÇ => KUÇ => KUŞ şeklinde
dönüşümlere uğradığı görüşündeyim. OK-UÇ ise /uçta duran OK/,
yani yönetici olan OK halkı demek oluyor.
UÇ-
ÜÇ damgaları
UÇ ile ÜÇ
arasında da bir ilişki vardır. Yandaki Şekilde UÇ-ÜÇ-3
ilişkisi görülüyor. Sol alt köşede görülen kanatlı tanrıça
İsis KUŞ ülkesinin ana tanrıçası idi. Kanatlı oluşu ve bir kuş
gibi görünmesi ile ülkenin KUŞ adında olması tesadüf olabilir
mi? KUŞ sözünün Türkçe anlamında hem uçma yeteneği olan (şaman
olan), hem de Güneş-Tanrı ile ortak özellikler paylaşıp
göklerde dolaşabilen bir varlık anlaşılmalıdır. Böyle bir
varlığa tanrıça olarak bakılması ve ülkeye Kuş ülkesi
denmesi bence doğaldır ve tesadüf ile hiçbir ilgisi yoktur. Sol üst
bölümde ise Orhon harflerini görüyoruz. 3 kollu Ç harfi hem üç
hem de uç kavramlarını anımsatıyor. Sağ üst köşede ise E
şeklinde görülen damga bazen yana yatık, bazen de ters yöne
bakar şekilde çizilmiş olan Ön-Türk yazı tarzının UÇ
damgasıdır. Bu ters tarafa bakan E harfi Arap 3 sayısına da
kaynak olmuştur.
Resmin sağ
tarafında görülen kadın figürü Girit adasındaki kadim Minoan
kültürüne ait bir çömlek üzerinde bulunmuştur. Öncelikle
belinin ince oluşu bir kadın figürü olduğuna işaret ediyor.
Ayrıca, etrafında çizilmiş olan 3 kollu işaretler Orhon Ç
harfini ve dolayısıyla uçta bulunan ve manevi uçuşlar
yapabilen yönetici şaman kadını simgeliyor. Resmin sağ alt
köşesinde birtakım önemli simgeleri belirttim. Bu simgeler
oraya süs olarak konmamışlardır. Her biri bir Ön-Türk
damgasıdır ve anlamlıdır. Örneğin İsveç dilinde Y harfi Ü
olarak okunur. Keza Latin yazısında V harfi U olarak okunur.
Demek ki, bu damgalarda hem U sesi hem de Ç sesi vardır ve
verilmek istenen mesaj UÇ kök sözcüğüdür.
Kuş-kadın
Örnekleri
Resmin sağ
alt köşesinde ise yine Girit adasında bulunmuş eski para
örnekleri görülüyor. Bu paralarda kuş başlı kadınların
çizilmiş olması herhalde anlamsız değildir. Paralara hep
yönetici resmi çizildiği biliniyor. Şu halde bu kuş-kadınlar
şaman dişi yöneticiler olsa gerek. Manevi
uçuşlar yapabilen kadın heykelciklerine birçok yerde
rastlıyoruz. Yine aynı resimde farklı bölgelerde ortaya çıkmış
kuş-kadın heykelleri görülüyor. Bu küçük heykellerin birçok
farklı bölgede ortaya çıkışı, onlarda uğur getirici ve
koruyucu bir güç bulunduğu inancına dayanmaktadır. Ayrıca,
anaerkil toplumlarda bu kadın heykelcikleri yönetici ve
koruyucu ana simgesi olarak bir ipe takılıp boyunda asılı
olarak taşınıyorlardı. Asya kökenli kuş kadınlardan Maya kültürünün kökeni hakkında
Ön Türklerde Şamanlık adlı 14 sayılı yazımda söz ettim. Sol
üst köşede görülen çizim Fransa’nın Lascaux mağara duvarından
bir görüntüdür. Bu mağaraya gelen insanların yaklaşık 14,000
yıl önce bu resimleri çizdikleri ve resimlerin dış etkenlerden
uzak olmalarından dolayı günümüze kadar bozulmadan
gelebildikleri görüşü hakimdir.
Bu mağaranın
duvarlarında birçok hayvan resmi ile birtakım anlamı
bilinmeyen işaretlerin çizilmiş olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Resimde açıkça bir Y harfi ve oradan yükselen bir çizginin
ucunda bir kuş görülüyor. Burada görülen Y işareti aslında
Ön-Türk UÇ/ÜÇ damgasıdır ve kuş resmi de bu görüşe destek
veriyor. Uzun çizgi yükselişi simgeliyor. Sağda
görülen kuş-kadın heykelcikleri Harrapa ve Mahenjo-Daro
bölgesinde bulunmuşlardır. Bu bölge şimdiki Pakistan ülkesi
hudutları içindedir ve genelde İndüs vadisi olarak bilinir.
İNDÜS sözü dahi Ön-Türkçe olduğu görüşündeyim. Çünkü, İN kök
sözcüğü insanı belirtir ve İN-DÜS => İN-DİR olup iki anlam
taşır. Biri, kuzey bölgelerden bu vadiye inildiği, diğer
anlamı ise şehrin insan eseri olduğuna işaret ettiğidir -DİR
bu durumda bir belirtgeç takı olmaktadır. İNDİYA da
/İnsanların ülkesi/ olmaktadır. Asya'da
Hindistan ile Pakistan’ın kuzey bölgelerinde Kuş hanlığı
bulunuyordu. Bu millete verilen isim Kuşhan krallığı
olup, bölgesi Hindikuş dağlarının kuzey etekleri idi. Zaten,
Hindikuş dağlarının adı
Hint ile Kuş ülkeleri arasında
kalan sıradağlar olmaktadır. Hem Kuzey batı Hindistan
bölgesinde hem de bugünkü Sudan bölgesinde iki ayrı fakat aynı
adlı KUŞ ülkesi var olmuş ise bu bir tesadüf olamaz. Mutlaka
iki halk arasında ortak kültürel bağlar vardı.
İndus Vadisinden
İndüs
vadisinde Harrapa ve Mahenjo-Daro şehirlerinde küçük kil
tabletlere kazılmış ilginç resimler bulunmuştur. Bu resimlerin
bir tür yazı olduğu görüşü vardır. Ancak günümüze kadar kesin
bir çözüme varılamamıştır. Bu tabletlerde iki örneğini Resim
19c de görüyoruz. Her iki örnek negatif olarak kazılmışlardır.
Yumuşak kil üzerine bastırıldıklarında kabartma olarak
görüleceklerdir. İlginç olan yönleri bu iki kil damgada
görünen büyükbaş sığırların 3 adet baş sahibi olmalarıdır.
Eğer deminki mantıkla bakarsak bu kil tabletlerde şu mesaj
aktarılmak isteniyor: Bu mührü
basmış olan kişi uçta duran bir yöneticidir. Kendisinde
boğanın gücü ve kutsallığı vardır. Bugün dahi Hindistan halkı ineğin kutsal bir hayvan olduğuna
inanmaktadır.
|