Bir önceki Ön-Türk Harflerinin Kökeni
adlı 28 sayılı yazımda Vikinglerin orta Asya kökenli bir halk
olduğu ve yazılarının Orhon yazı tarzına çok benzediğinden söz
ettim. Şimdi onların Karadeniz kıyısındaki SAKA = AS ve OK
boyları ile yakın akraba olduklarını kanıtlayacağım. Aşağıdaki
şekilde Kırımda bulunmuş yazılı bir taş kabartma görülüyor
(Kaynak: Doğu Avrupa'daki
Göktürk (Runik) İşaretli Yazılar, Yazan İsmail
Doğan, Ankara 2002, sayfa 46). Üstteki damga açıkça Tengri
damgası olup aynı zamanda Odin haçı olarak da bilinir.
(Bkz. Gök
Tengri-Odin aldı 11 sayılı yazım ve resim)
Kırım'da
bulunmuş kabartmalı taş
Resmin sağında yazıyı Orhon
ve Viking harfleri yardımıyla okuyorum. Sağdan sola doğru K2
(ince sesli bir K hecesi), İkinci harf Viking R harfi olup
aynısını Orhon abecesinde bulamıyoruz. Ama Ön-Türk damgası
olduğunu gösterdim.
(Bkz. 15 sayılı yazım ve resimdeki kadim
Anadolu kültürü olan Ön-Türk kökenli Etrüsk-Likya yazısındaki
R harfi)
Üçüncü harf hem Ö hem de Ü olarak
okunabilir. Son harf ise M harfi olup
yukarıdaki
resimdeki şeklin aynısıdır. Harfleri sağdan sola doğru
yazarken bazen harflerin yansımış simetrik görüntüleri da
kullanılırdı. Zaten en sağ harfin altındaki küçük işaret
okunuşun başlama noktasını belirtiyor. Böylece ortaya çıkan
söz KÖRÜM => KIRIM olup asıl kökü OK-OR-UM, yani
OK
halkına ait geniş bölge demek oluyor. Çünkü OR kök
sözcüğünü Orta, Ordu gibi sözlerde buluyoruz ve anlamı da
/geniş, büyük/ kavramlarını içerir. Ayrıca Karadeniz'in
kuzeyindeki Ukrayna ülke adı OK-OR-ÖYÜ => UKRANYA şeklinde
değişime uğramıştır. Yukarıdaki anlamı tekrar buluyoruz. Zira
OK-OR-ÖYÜ /OK halkının büyük bölgesi/ demektir.
Tüm bu görüntülü belgeler
ve yazı benzerliği Vikinglerin Asya kökenli bir halk olduğu ve
dillerinin de Ön-Türkçeden dönüşmüş olduğu görüşünü kanıtlar
durumdadır. Ön-Türk kültüründe yükselme ve yücelme kavramları
çeşitli şekillerde ifade bulmuştur. Bir önceki yazımda sözünü
ettiğim UB / BU damgasına geri dönmek istiyorum. Bu kök sözcüğünden BUĞU ve
BUHAR sözleri türemiştir. Her iki sözcük kaynayan sudan
yükselen dumanla ilgilidir. Güneşi kutsal sayan Ön-Türk
kültürü güneşe doğru yükselmeye özel önem vermiş, onu
başarabilen hayvanları kutsal saymıştır. Boynuzlu hayvanları
kutsal saymaları sadece maddi güç ve yeteneklerinden dolayı
değil, boynuzun kendi başına bir yükseliş simgesi olmasından
dolayıdır. Buğu ve buhar
sözcüklerindeki BU kök sözcüğü bu yükseliş ile ilişkilidir.
Tüm yöneticilerde görülen boynuzlu başlıklar, veya altın
elbiseli adamdaki sivri külah aynı imgenin simgeleridirler.
Altın elbiseli adamdan Issık Kurganı ve Kutsal Hayvanlar adlı
26 sayılı yazımda söz ettim. Kurganda gümüşten bir kâse ve bu
kâseye kazınmış 26 işaretten oluşan bir yazı bulunmuştur.
Gümüş Kasedeki Yazı
Resimde görülen yazının
okunuşu hakkında halen bile bir fikir birliği oluşmuş
değildir. Batılı dilciler bu yazının Yunanca (veya o türden
bir dil) olmasını isterler, çünkü onların inancına göre
Sakalar Hind-Avrupa halkı olup konuştukları dil de Hind-Avrupa
dili olmalıdır. Sonradan Yunan tarihçisi Herodot bu gurubu
Skuz olarak adlandırmıştı. Harflerin sessiz olmalarından
dolayı SKZ harfleri aslında AS-OK-UZ kök sözcüklerinin
birleşimi olup SKUZ olarak okunmuştur. Gümüş kap üzerindeki yazıyı
yukarıdaki resimde görüyoruz. Bu yazıyı Kazım Mirşan şöyle
okumuştur:
Ögün an onuyu öcü ok, ub-oz
uç esitiz oz-ötü onuy oy ekiç ekil alız at
Anlamı da şudur:
Asaletini (yüksekliğini) andığım (kişi) boynuzlaşmış bir
OK’tur. Uçarak yükselen onu (ruhunu) öteki dünyaya içeri
alınız (kabul ediniz) atalar.
Burada ÖG (yüksek), Ögün
(yükseklik, asalet) olmaktadır. Bugün dahi kullanmakta
olduğumuz /öğünmek/ sözü /kendini yükseltmek, methetmek/
anlamını taşır. UB-OZ ise /boynuz/ sözünün eski
şeklidir. Yukarıda sözünü ettiğim UB / BU damgasının diğer
okunuşu kullanılırsa BU-OZ = Boynuz olur. Fakat diğer bir
anlamı da /Buhar olup göğe doğru yükselerek özleşen/
demektir.
ÖCÜ-OK = Güçlü OK demektir.
Bugün bile ÖCÜ sözü korkulması gereken güçlü bir varlığı akla
getiriyor. UÇ-ESİTİZ (Uçan, uçarak)
yükselen şeklinde yorumlanıyor. Benim görüşüm bu sözcüğün
farklı bir anlam içerdiğidir. UÇ kök sözcüğü aynı zamanda
/lider, yönetici/ demek olduğuna göre UÇ-ESİTİZ =
Lider
yapınız demektir. Çünkü ESİTİZ = EDİNİZ şekline
dönüşmüştür.
OZ-ÖTÜ (yüksek ruhların
ülkesi, öteki dünya) dır. Ozlaşmak, aynı zamanda Özleşmek
demektir. Yani öze dönüp Gök tengri ile birleşmek anlamını
içerir. EKİÇ-EKİL ise (EKlemek ve
İÇeri alarak
İLetmek) kavramlarını ifade eder. ALIZ bugün dahi
kullandığımız /alınız/ sözüdür. Sondaki AT ise kanımca
Atalar demektir. Yani yazıt atalara hitaben yazılmıştır.
Bence bu okunuş oldukça akla yakın gelmektedir ve Ön-Türkçe
hakkında iyi bir fikir vermektedir.
Şu halde ufak bir
değişiklikle benim yorumum şöyle olmaktadır:
Güçlü bir OK
yöneticisi olan bu kişi buharlaşarak özüne doğru
yükselmektedir. Onu içeri alarak yönetici (lider) yapınız
atalar.
|