Türkmen adı ilk olarak Mahmut Kaşgarlı’nın
Divanü Lügat-it
Türk eserinde belirir. Türkmen halkı Oğuz Türklerinin bir
koludur. Günümüzde Türkmen Türkçe’si Türkmenistan’da
konuşulmaktadır. Ancak, Orta Asya bölgesinin geniş bir alanına
yayılmış olan Türkmenler dillerini halen konuşmakta devam
etmektedirler.
Türkmen dili Türkçe’nin bir lehçesi olup
onun da birçok yerel ağızları bulunmaktadır. Bu ağızlara
verilen isimler şöyledir. Teke, Salır,
Yomud, Gökleng, Nohur, Anav, Suhri, Kıraç, Çandır, Mukri,
Hatap, Bayat ve Arabacı.
Ayrıca,
kuzey Kafkasya’da konuşulan Türkmen ağzı ile Horasan’da
konuşulan Türkmen ağzı arasında farklar bulunur. Bu bakımdan,
Türkmen lehçeleri ve ağızları Oğuz Türkçe’sinin ana gövdesini
oluştururlar. Türkmen
Türkçe’sine örnek olarak birkaç basit cümleye bakalım:
Caayıng binaası berk uruldu.
(Binanın temeli sağlam
yapıldı)
Bu
ifadede berk /sağlam, güçlü/ ve
urulmak
/oluşturulmak, yerleştirilmek/ anlamlarını taşır. Her iki
sözcük çok eski kök sözcüklerdir.
(UR sözü için 15 sayılı yazıya bakınız)
İlginç olan ise /temel/ anlamına gelen sözcüğün Türkmen
Türkçe’sinde /bina/ oluşudur. Bir diğer örnek:
Zala münge golay adam sığyar.
(Buraya bin kişi kolayca sığar)
1000 sayısını ifade eden /bin/ sözü B
=> M değişimi sonucu /münge/ haline dönüşmüştür. İsveç’çe /monga/
pek çok anlamını taşımaktadır. Bir diğer örnek:
Uukısızlık zerarlı kellem ağralıpdır.
(Uykusuzluktan dolayı başım ağrıyor)
Dolayı sözünün karşılığı olan /zerarlı/
sözü /zarar veren, kötü etki yapan/ bir durum sonucu
olduğu anlaşılıyor. Bizim Türkçe’mizde
dolayı veya
sonucu sözlerini kullansak da /zarar/ sözü ile etkinin
şekli daha kesin ve açık olarak aktarılmaktadır. |