Türkçe’nin lehçelerinden biri olan Tatar Türkçe’si Hazar
denizinin kuzey bölgelerinden Kırım yarımadasına kadar
konuşulmaktadır. Tatar Türkçe’si de Türkmen Türkçe’si gibi çok
eski köklere sahip olup, Ön-Türkçe ile bağları bulunmaktadır. Kendisi de
Tatar Türkü olan Nurihan Fattah
Tanrıların ve Firavunların Dili başlıklı bir kitap
yayınlamıştır.
(Selenge Yayınları, 2004, İstanbul) Bu
kitabında Tatar Türkçe’si ile Sümer dili arasında bağlar
kurmakta hatta Girit adasında bulunmuş olan Phaistos (Festos)
diskini dahi okuduğunu ileri sürmektedir.
3
Temmuz 1908 yılında Girit adasının Festos şehrinde bulunmuş
olan bu diskin üzerindeki resim yazısı Mısır Hiyeroglif
yazısını andırmaktadır. Merkezden başlayıp çevreye doğru
spiral bir helezon şeklinde kazılmış olan bu işaretler bugüne
kadar sırlarını korumaktadırlar. Gerek Yunanca gerekse Latince
ile uğraşan dil uzmanları bu işaretleri okumakta başarılı
olmamışlardır. Günümüzde bu işaretleri bilgisayara yükleyip,
makine mantığı ile çözmek için girişimler sürmektedir. Nurihan Fattah ise hem işaretlerin anlamını Türkçe ile
çözmekte hem de bu diskin ne zaman ve kimler tarafından
okunduğunu tahmin etmektedir. Büyük olasılıkla, evlilik töreni
sırasında gelin olacak olan genç kız bu diski çevire çevire
okumakta ve tanrılara, tanrıçalara dua ederek bir tür sadakat
yemini yapmaktadır. Resimde Festos diskinin bir yüzünü
görmekteyiz.
Phaistos
diski
Diskin
her iki yüzünde 45 farklı görünümde toplam 241 işaret
bulunuyor. Bu işaretlere ayrıntılı olarak anlam vermek elbette
ki bir uzmanlık konusudur. Ancak, elde belli bir dil
bulunursa, ilişkileri kurmak ve tutarlı bir şekilde yazıyı
anlamlandırmak mümkündür. Size resimdeki yüzün üzerinde yazılı
olan sözleri N. Fattah’ın kitabından (sayfa123) kendi
yorumumla aktarıyorum.
ADAMIMA (Atama),
TU ENİİMKE (nineme),
ES ENEM (asıl anama),
KARAUL EYİMKE
(Kara ulu bölgeme), SADAKA NİMEK (sadakat sözü),
BİNTİME (kız
kardeşime), İM EYİMKE (şimdiki yeni evime),
SAKAMA
(kralıma), İREKE DE (erime de), EMEKENİME
(kadın akrabama), İRKENEKİME (erkek akrabama),
ENİİME
(yeni anneme)...
şeklinde sürüp giden bir sadakat yeminidir. Burada ilginç kök
sözcükler bulunmaktadır. TU damgası UT olarak da okunabilir.
Bu da /dışta, ilerde olan/ anlamını taşıdığından /yüksek anne/
yani nine olmaktadır. ES kök sözcüğü de /var olan,
asıl olan/ anlamını taşıdığından /asıl anne/
beni doğuran
anne demektir. NİMEK sözü ise /dimek, sözünü etmek/ yani
sadakat sözü vermek şeklinde anlaşılmalıdır. ENEM
/anam/ olduğuna göre ENİİME de
kayın valdeme veya yeni
anneme demek olmaktadır.
Her
iki yüzünü de okuduktan sonra, herkesin önünde sadakat yemini
etmiş olan genç kızın evlilik töreni gerçekleşmektedir.
|