Orta Asya’nın dağlık ve düzlük bölgeleri
arasında yarı-göçer olarak yaşayan Ön-Türk toplulukları yazın
sıcak günlerinde yüksek yaylalara yerleşir, kışın ise düz
ovalara inerlerdi. Bu yaşam tarzına en uygun barınak türü
kolay kurulup kolay sökülen çadırlardı. Çadırlar genellikle
keçi kılından örülmüş keçe kumaşlarla örtülürdü.
Çadırların şekli yuvarlak olup geniş tabanlı ve sivri tepeli,
dağ görünümünde idiler. Çadır sözü
çatmak /uzun dalları
tepede birleştirmek/ sözünden türer. Kazak Türkleri bu yapıya
Ger adını verirler.
Ger sözü de /kumaş veya hayvan postlarını germek/ anlamını
taşır. Bering boğazı üzerinden Asya’dan Amerika kıtasına
geçmiş olan Ön-Türk toplumları barınaklarına
Tipi adını
vermişlerdir. Tipi sözü de /tepe/ (dağın tepesi) sözünden
türemiştir.
Resmin sol
üst köşesinde bir Etrüsk mezarı görülüyor. İtalya’nın
Cerveteri kasabasında bulunan bu yapıların yuvarlak kubbeli ve
dikdörtgen şeklinde girişli oluşları tesadüf değildir. Yapının
şekli tümüyle Asya kökenli Türkmen çadırını ve Kazak Ger’ini
andırmaktadır. Etrüsk kültürünün Asya kökenli olduğunu çeşitli
yazılarımda belirttim.
(Bkz. 15 ve 38 sayılı yazılarım)
Osmanlı camii mimarisindeki kubbe şeklinin Bizans kilise
kubbelerinden esinlendiği söylenir. Oysa ki Türk mimari
tarzında, kubbe şeklinde barınaklar inşa etmek çok eski
dönemlere kadar uzanır. Aslında, alıntının sanıldığı gibi
Bizans yapılarından olmadığı, tam tersine, Bizans kubbe mimari
şeklinin Türkmen çadırlarından ve Anadolu’ya gelmiş olan Kazak
boylarının Ger barınaklarından esinlendiği görüşündeyim.
Resmin sağ
üst köşesinde ise bir Amerika kızılderili boyu olan Sioux (su)
halkının barınağı görülüyor. Bu çadır şeklinin Kuş kültürüne
ait ehramlara olan benzerlikleri çarpıcıdır.
(Bkz. 22 sayılı Kadim Mısırda
Piramitler, başlıklı yazım)
Kazak
halkı Kazakistan’da Kazakça denen Türkçe’nin bir lehçesini
konuşur. Size birkaç Kazakça örnek cümle sunayım:
Mağan
konak üyge baratın joldı körsetingizşi.
(Bana
otelin yolunu gösterebilir misiniz)
Men
sizben koştaskalı keldim.
(Ben
size hoşça kalın demeye geldim)
Bu ifadede
hoşça kalın ile /koştaskalı/
sözcükleri arasındaki benzerlik çarpıcıdır.
Ol ağruğ, sonduktan jumıs istemeydi.
(O
hastadır, bu yüzden çalışmak istemiyor)
Kazakça
hasta
sözünün karşılığı /ağruğ/ olup,
ağrı çekmek, bir yeri ağrımak
ile ilişkilidir. Sonduktan
sözü ise /sonuç olarak, bu yüzden/ demek olmaktadır. Görüldüğü
gibi Kazakça bir Türkçe lehçesi olarak anlaşılması oldukça
kolay olan bir yapıya sahiptir. |