KH sesi ile
başlayan ve genizden kalın olarak birçok sözcük Ön-Türk
kökenlidir. KHAN sözünün Türk yöneticisi olduğunu hepimiz
biliriz. Aynı şekilde KUT sözünün aslı da KHUT olup /kutsal
varlık/ anlamını taşır. Kadim Mısır kültüründe Khut kutsal
yılanın adı idi. Aynen Maya kültüründe olduğu gibi, Kadim
Mısır kültüründe da yılan ile güneş Gök Tengri kavramının
simgeleri olmuşlardır. Hatta firavunlar da aynı simgeleri
başları üzerinde taşımışlardır. Türkçe /kadın/ sözünün aslı /khatun/
ve HAN’ım anlamına gelen
hanım sözünün aslı da /Khanum/dur. Bu sözlerden
anlıyoruz ki Ön-Türk kültürü büyük çapta anaerkil bir
toplumdur.
Güneş Tanrılar
Şekilde,
üst sol köşede Sfenks görülüyor. Firavun Khafra firavun
Khufun’un oğlu olup büyük bir ehrama sahiptir. Sfenks ise bu
ehramının önünde duran aslan vücutlu ve insan başlı iri bir
heykeldir. Heykelin başını örten bir kumaş sağda görülen
firavun Tutankhamun başını örten çizgili kumaşla aynıdır. Bu
başlığın çizgileri güneşin ışınlarını simgeliyor. Dolayısıyla,
firavun da güneş-tanrıyı simgeliyor. Tutankhamun’un başında
ayrıca bir yılan ve bir de kondor kuşu yanyana görülüyor.
Yılan güç simgesidir, kuş ise yüksekte uçan ve her insana
yukarıdan bakabilen varlık olarak yine güneşin simgesidir.
Ayrıca, kuş güneşe en yakın varlıktır, zira gökte, güneşin
bulunduğu ortamda uçabilmektedir. Bu bakımdan tanrı Horus
atmaca başlıdır. Başının üzerindeki güneş diskini de bir yılan
çevreliyor. Resmin sağ
alt köşesinde tanrı Horusun başı üzerindeki güneşi çevreleyen
yılanın adı KHUT dur.
(Kaynak: Ancient Egyptian Myths and
Legends, Yazan: Lewis Spence, sayfa 130) Görülüyor ki yılanın
adı olan Khut, aynı zamanda onun /kutsal
varlık/ olduğuna işarettir. Ön-Türk boyları Asya
kıtasından hem Mezopotamya bölgesine hem de kuzey Afrika,
Mısırdan Habeşistan’a kadar olan bölgelere yerleşmişlerdir.
Hatta kuzey Hindistan bölgesi ve bugünkü Pakistan tümüyle
Ön-Türklerin yerleşim bölgeleri olmuştur.
Hindistan'da
da kobra yılanı kutsal kabul edilmiş, ona birçok tapınak
adanmıştır. Bu geleneğin de Ön Türk kültürü ile ilgili olduğu
görüşündeyim. Hem Khufu hem de Khafra adlarının başında KH
hecesinin bulunması, her iki ismin kutsal kavramlarla ilişkili
olduklarını gösterir. Resmin orta
üst kısmında Kukulkan, altta ise bir Çimu güneş tanrısı
görülüyor. Çimu halkı güney Amerikanın Peru bölgesinde
yaşamışlardır. Güneş tanrıya taptıkları ve krallarını da
kutsal güneş tanrı olarak gördükleri biliniyor. Solda görülen
Vaşak reisin adı, bildiğimiz vahşi kedi olan vaşak ile
ilgilidir. Çünkü, vaşak bir kızılderili sözüdür ve vahşi
kediye verdikleri isimdir. KH sesi
içeren bir diğer sözcüğün OKH olduğundan söz ettim.
Mezopotamya ve doğu Akdeniz kıyılarına gelen Ön-Türk
toplumları damgalardan hece yazısına geçen ilk toplum
oldukları görüşündeyim. Sümer yazısı damga özelliğini korumuş
olmasına rağmen, doğu Akdeniz Ön-Türk halkı bir adım ileri
giderek hecelerden oluşan yazı türünü geliştirmişlerdir. Zaten
Sami ve kadim Mısır yazısı da sadece sessiz harflerden oluşur.
Her sessiz harf bir sesli ile birlikte söylenmesi
gerektiğinden tek başına bir hece oluşturmakta idi. Size
birkaç örnek sunacağım. Şimdilik OKH hecesinden başlayalım.
K
harfinin gelişimi Şekilde K
harfinin gelişimi görülmektedir. Finike yazısında aşağı doğru
bakan bir ok görüntüsünde iken ve KHAF olarak okunurken,
zamanla yön değiştirip bugün kullandığımız K harfi olmuştur.
OKH hecesi önceleri şekildeki 1 ve 2 görüntüsünden yaklaşık
M.Ö. 1000 yılları civarında değişikliğe uğramıştır. Fakat
Orhon abecesinde hem şeklini hem de adını muhafaza etmeye
devam etmiştir.
OKH hecesinden K harfine Şekilde bu
değişim görülmektedir. Etrüsk yazısında (M.Ö: 600 ile M.S. 100
yıllarında) aşağı doğru yönelmiş olan ok görüntüsü aynen
kalmıştır. Resmin sol alt köşesinde görülen kaya resmi
kollarını iki yana açmış insan ve başı üzerinde bir güneş
görülüyor. Kaya resmi İsviçre Alplerinin güney yüzündeki
Valcomanica
bölgesinde bulunuyor. Orası halen kuzey İtalya olup Etrüsk
halkının ilk yerleşim bölgesidir. Soldaki kaya resmi doğrudan Tengri damgasını çağrıştırıyor ve Ön-Türk kökenli olduğuna
işaret ediyor. İnsan yönetici ve tanrısal özelliklere sahip
OKH olmaktadır. Bu resimle antik Mısır ANKH arasındaki hem ses
hem şekil benzerliği çarpıcıdır.
Ankh Ankh aynı
zamanda tüm Mısır firavunlarının ve tanrılarının ellerinde
taşıdıkları bir simgedir. Aynı Ankh simgesi en baştaki resimde
Horusun elinde görülüyor. Anlamı da /güneş ile bütünleşmiş
yöneticinin tanrısal gücü/ olmaktadır.Horus da kadim Mısır
kültüründe güneş tanrının gözü olarak bilinir ve kabul edilir. Orhon
abecesindeki OK harfinin bir alıntı olması mümkün değildir.
Çünkü, batılı dilcilerin iddia ettiği gibi, eğer batı kaynaklı
bir alıntı olsaydı ok şeklinde değil modern K harfi şeklinde
olmalıydı. Orhon abecesinin M.S. 500 yıllarında oluşmuş bir
yazı türü olduğu görüşü hakimdir. Oysa ki, o tarihlerde Finike
abecesinde ve bu abeceden türemiş olan diğer Yunan
abecelerinde Khaf harfinin ok şekli çoktan terk edilmişti.
Demek ki, yayılma yönü batıdan doğuya doğru değil, tam tersine
doğudan batıya doğru olmuştur. Öyle anlaşılıyor ki alfabetik
yazıyı geliştirenler de Ön-Türk toplumlarıdır. |