Nea Nepal'de

Bölüm 5

WWW.ASTROSET.COM

Buda aramızda yeniden doğdu

"Gerçeğe ulaşmak ancak benliğin bir hayal olarak tanınması halinde mümkün olabilir. Doğruluk ancak ruhumuzu egoizmanın ihtirasından kurtardığımız zaman uygulanabilir. Mükemmel huzur ancak bütün kibrin yok olduğu yerde yerleşebilir. En yüce gerçeği görmeden yüzyıl yaşamaktansa, en yüce gerçeği gören insanın hayatındaki bir gün daha değerlidir.”

  Budizm, tamamen spiritüel bir öğretidir. Buda'nın yaşam öyküsüyle Hinduizm'in temel kitaplarından biri olan Mahabarata destanının kahramanı Krişna, insan biçiminde dünyaya gelmiş Tanrı Vişnu ya da Şiva'dan başkası değildir. Ramayana destanının Kahramanı insan olarak dünyaya gelmiş Tanrı Rama'nın öyküsü ile İsa'nın öyküsü arasında büyük benzerliklere rastlanmaktadır.
  Buda'nın doğum tarihi kesin olarak bilinemiyor. En güçlü olasılık İ.ö. 563-483 yılları arasında yaşamış olmasıdır. Buda, burada Nepal yaylalarının etekleriyle Rapti ırmağı arasında kalan verimli, sulak, ovalık bölgedeki küçük Şakya Krallığının başkenti Kapilavastu'nun yakınında Lumbini Koruluğunda doğdu.

  Rehberimiz meraklı bakışlarımızı görünce aniden sözünü kesti ve 'sizi mutlaka oraya götüreceğim merak etmeyin' dedi. Özellikle ben derin bir soluk aldım, buralara kadar gelmişken hepsini görüp dönmeye öyle kararlıyım ki…  Ben size daha değişik, Vedik bir yaşam öyküsü anlatacağım bugün’ diyerek devam etti.

  Babası Şayka Kralı Suddhodana'dır. Buda'nın yaşam öyküsü bir destana benzer. Buda tradisyona göre Buda'lar dizisinin dördüncüsü ya da yedincisidir. Gotama Buda'nın kişisel öyküsüyse bundan çağlar önce yaşamış olan Sumedha'nın Buda olmaya karar vermesiyle başlar. Sumedha daha sonraki dünyaya gelişlerinde Budalığın gerektirdiği olgunluğa yetkinliğe giderek daha yaklaşmış sonuncu hayatında prens Vessautra adında bir ermiş kişi olarak yaşamını tamamladıktan sonra Buda olmak zamanı geldiği kanısına varmış ve Şakya Kralı Suddhodana’nın karısı Mahamaya'nın döl yatağına girmiş. Mahamaya çocuğunu cinsel ilişki ile dünyaya getirmemiştir. Buda ana karnına girmek için bir beyaz fil biçimine girmiş. Burada Krişna ve Rama destanları ile benzerliklere rastlıyoruz. Destanlarda hem Krişna hem Rama'nın doğumu cinsel ilişki sonucu olmamıştır.
  Hz. İsa'nın annesi Meryem'de aynı şekilde doğum yaptı biliyorsunuz, Vedik anlatımda böyle benzetmeler hep yapılmış, nedeni bilinmiyor.
  Derler ki, Buda doğduğu gün, körlerin gözleri açılmış, dilsizlerin dilleri çözülmüş, topallar yürümeye başlamışlar, bütün ağaçlar çiçek açmış. Bu sırada Himalaya dağının eteklerinde yaşayan bilge Asita gördüğü belirtilerden olağanüstü bir çocuğun doğduğunu anlamış, saraya giderek çocuğu görmek istemiş ve Asita çocukta 32 önemli belirti görerek, insanları ıstıraptan kurtaracak bir Buda olacağını müjdelemiş. Ama Kral bu habere hiç sevinmemiş. Çünkü tek isteği oğlunun kendisi gibi bir kral olmasıymış. Buda on altı yaşına basınca kral onu dünyasal yaşama daha sıkı bağlayacağını umduğu için evlendirmek istemiş ve Gotama'nın kardeş çocuğu Yosadhara'yı bulmuş. Gotama 29 yaşına gelene dek saraylar dışındaki yaşamdan, halkın çektiklerinden habersiz mutlu bir yaşam sürmüş.

  Kral Suddhodana oğlunun kahinlerin haber verdikleri gibi dinsel yaşamı seçmesinden korktuğundan onun gözlerinden yaşamın acı ve katı gerçekIerini saklamak için elinden geleni yapıyormuş. Gotama sarayları, koruları arasında altın yaldızlı arabasıyla gidip geliyor, şenliklere, eğlencelere katılıyormuş, güzelliği, uzun saçları, seçkin giysileriyle bir insanın dünyadan bekleyeceği her şeye sahipmiş.
  Bir gün genç prens arabacısı çanna'yla saraylarından birinden bir eğlence bahçesine giderken yol kenarında vücudu bükülmüş, yüzü buruşmuş çehresi kederli yaşlı bir adama rastlamış. Arabacıya bu adamın nesi var diye merakla sormuş. Arabacı gerçeği söylemeyi güçlükle cesaret edebilmiş.  "Bunlar yaşlılığın alametleridir."
  Tekrar yola koyulduklarında bu sefer de yol kenarında hasta bir adama rastlamışlar. Adam nefes nefese soluyor ve sancılar içinde inliyormuş. Sidarha Arabacıdan bu adamın ise hasta birisi olduğunu ve herkesin böyle bir durumla karşılaşabileceğini öğrenmiş. Daha sonra yakılacağı yere götürülen bir ölüyle karşılaşan Sidarta, yaşlılık ölüm ve hastalığın var olduğunu anlamış ve bütün zevkler ona adi görünmeye ve hayatın neşelerinden tiksinmeye başlamış.    Cenaze olayının arkasında ise yırtık giysiler içinde, huzur dolu bir yüzle dolaşan bir derviş görmüş ve bu derviş ona iç barışa ulaşmanın yolunu göstermiş. Daha sonra saraya döndüğünde karşılaştığı bu yeni olaylar yüzünden bir hayli canı sıkılan Sidarta bu konuyu derin derin düşünmeye başlamış ve sonunda gönül gözüyle görmüş olduğu semavi haberciyle karşılaşmış.Bu semavi habercinin kendisine söylediği sözlerden çok etkilenen Sidarta kafasında cevap bulamadığı sorulara nasıl cevap bulabileceğin yavaş anlamaya başlamış.

  Semavi habercinin "sen Bodhishata’sın, Buda seçilensin dünyayı aydınlatmak için tayin edilensin" sözleriyle artık kararını vermiş. Güzel giysilerini çıkararak, dilenci kılığına girerek huzur içinde güneye doğru yürümeye başlamış. Böylece tam 29 yaşına girdiği akşam Sidarta önceden belirlenen kaderine ilk adımı atmış... O gece sarayından ayrılan Buda arabacısı Çanna ile uzun bir süre yol aldıktan sonra bir ırmağa gelmişler. Irmağın öbür kıyısına geçtikten sonra, Prens arabacısına, "Ayrılma zamanı geldi, üstümdeki şu mücevherleri al, atımı da geri götür. Benim için hiç üzülme. Sen geride kalanlara acı", demiş. Sonra da Çanna’nın taşıdığı keskin kılıcı almış, saçlarını kökünden kesip suya atmış. O sıralarda oralardan geçen gezgin bir dervişle giysilerini değiştirerek yeni yaşamına başlamış. Bodhisatta gerçeği arayan bir gezgin olmuştu.
  İlk olarak, Alara ve Uddaka adlarında Brahmanlar arasında öğretmen olarak şöhret yapmış kişilerin ruhun egosu ve bütün işleri yapan 'atman' ya da ‘benlik’ hakkında görüşlerini dinledi. Ruhların göçü ve karma kanunu konusundaki fikirlerini inceledi. Fakat aradığını bulabilmiş değildi... 

  Buda daha iyi bir sistem aramak üzere yola çıkmıştı. Uruvela ormanında beş Bhikkhunun yerine geldi. Bu beş kişinin yaşama tarzını, nasıl duygularını faziletle kontrol ettiklerini, ihtiraslarına hakim olduklarını ve kendilerini disiplin altına aldıklarını görünce dürüstlüklerine hayran oldu ve onlarla kaldı.
  Burada tam 6 yıl yıl oruç tutarak bir keşiş gibi yaşadı. Kimi gün sadece bir tek pirinç tanesi yiyor, kimi zaman haftalarca hiç oturmadan ayakta duruyordu.
  Bhikkhular kendilerinden küçük olduğu halde onu usta olarak sayıyorlardı. İnziva ve çile hayatının en katı şekilleriyle bedenini eğitti ve ruhunu geliştirdi. Buda gerçek hikmeti aramış fakat yine de aydınlanma yoluna kendisini götürebilecek şeyi hala bulabilmiş değildi. Bunun üzerine çileciliğe son vererek kendini Orta Yola  adadı. Bu yol sonuçta faydadan çok zarar getiren bütün aşırılıkları reddediyordu.
  Buda yıllardır aradığı gerçekle ancak 35. yaşında, bir ağacın altında meditasyon yaparken karşılaşabildi. Her şeyin gerçek yapısını gören Buda artık bir Uyanmış olmuştu. O şimdi düşlerden uyanan bir adam gibiydi.

  "Eğer bir insan kendini de başkalarına öğrettiği gibi yetiştiriyorsa o takdirde, kendi boyun eğdiğinden, başkalarına da boyun eğdirebilir, Kişinin kendi benliğine boyun eğdirmesi gerçekten zordur.”   
   

  Kurtuluşa erişmiş, Nirvana'ya ulaşmıştı. Buda bundan sonraki 45 yılını insanlara nefislerinin ıslahı, ıstıraplarının kaynağı gibi konularda dersler vermekle geçirdi. Buda’nın öğretisi gerçek anlamıyla aslında kendini hatırlama ve kendini tanıma çalışmasıdır diyebiliriz. Buda rahiplerine mucize göstermemelerini, insanları akıl yoluyla ve iyilikle inandırmalarını söylüyordu.” Diyerek bitirdi sözlerini rehberimiz…

  Ne güzel anlattı sanki ‘Buda aramızda yeniden doğdu gibi hissettim, ya da tüm budaya benzeyenlerin ruhu… İnsan burada güçlü bir arınma derviş, ermiş, buda, gerçek yolcusu adı ne olursa olsun, işte öyle bir şey olmak istiyor. Yoksa hissettiklerimin burası ile ilgisi yok mu? Onlar da mı benim gibi hissediyor bunu sorayım bakayım ne düşünüyorlar acaba? Bana neler oluyor tanrım, hem seviniyor, hem şaşırıyorum.

<< Önceki Bölüm

Sonraki Bölüm >>

 

© Astroset 2004-2010