Dünyada ve âlemde
tek gibi görünen her şey aslında, birbirine zıt karakterde
ve birbirinden asla soyutlanamayan (“bir kumaşın iki yüzü
gibi…” - Ergün ARIKDAL’ın benzetmesi) zıt durumda iki
değerden oluşmuştur. Bu zıtlar, bir tek birimin karakterini
oluşturan ve birbirine zıt görünüşlü iki unsurdur. Dünyanın
ilk maddesi bile, dualite ilkesinin dışında kalamaz.
Genel Giriş:
* Her şey(birim) bir
düalitedir(Birim düalitedir),
* Bir birim düalitenin
her bir zıddı da birer değerden ibaret değildir; her bir zıd
da birer birim düalitedir. Yani, zıtların her biri birer düalite
olan birimlerdir.
* Tüm hareketlerin
kaynağı da düalite ilkesinin kapsamı içindedir, Düalite
mekanizması olmaksızın hareket,
hareket olmaksızın da maddelerin halleri ve değişimleri
olamaz.
* En genel anlamda
ruh ve maddenin dünyadaki görünüşü(bize görünümü) düalitedir.
Ruh ve madde
düalitesinin dünyadaki görünümleri:
* Elektrikte à
”+” ve “-“
kutuplar,
* Atomda à
çekirdek ve elektron,
* Vicdan mekanizmasında
à
olumlu ve olumsuz zıtlar,
* Ailede à
anne ve baba,
* Beşeriyette à
kadın ve erkek,
* Evrende/âlemde à
yin ve yang,
* Yaratılışta à
Ruh ve madde
Beşeri toplumda kadın
ile erkeğin aile kurumundaki birlikteliği birim birim düalitedir.
Eşler birbirinin hem zıddı, hem de destekleyicisidir. Bu
birlikteliğin (birim düalitenin zıtları arasında ki denge
zaman zaman bozulsa da) dengesinin sürekliliği, aile kurumunun
sürdürülebilirliği ve esenliği demektir. Söz konusu
dengenin tam olarak bozulması “ailenin bozulması”
demektir.
Aile kurumundaki de dâhil,
genel anlamda, bir birim düalitenin; iki zıt değerinden
birine, ötekisine gelenden daha çok tesir gelmesi(değer yüklenmesi)
o birim düalitede “değer farklanması”nı oluşturur. Değer
farklanması hareketin / değişimin nedenidir. Yani harekete
neden olan değer farklanmasının da nedeni, zıtlardan
birinin, ötekine göre daha fazla değer alması demektir ve değer
bozulmasının da nedeni budur. Zıtlar arası değer farkı
dengeye gelene kadar hareket ve değişim sürer, yani bir denge
durumuna ulaşana kadar.
Düalite ilkesine göre
esas olan dengedir; bozulan bir dengenin yeniden kurulması için,
zıtların fazla değer yüklü olan tarafından öteki tarafa
doğru bir “akış” gerçekleşmelidir ki, bu “akış”
halinin maddedeki ifadesi harekettir/değişimdir. En genel
anlamdaki ruh ve madde düalitesinin dünyadaki görünümleri
kapsamına giren her şey “düalite ilkesi ve değer
farklanması mekanizması”yla olur. Hiçbir zerrenin, hiçbir
olay bu ilkenin dışında kalamaz.
Gelişmeye çalışan
enkarne varlıklar olarak bunlardan, bizleri en aykından
ilgilendiren vicdan birim düalitesi de bu esasa göre çalışır
ki bunu “vicdan” konulu derlememizde ele alınmıştık. Ayrıca,
bu konu için bkz. Kaynak eser , sayfalar 100+104.
|