Metafizik

WWW.ASTROSET.COM

 

İlâhi Nizam ve Kâinat Kitabında
GÖRGÜ ve DENEYİM

Derleyen : Selman Gerçeksever  

  İdrakin, bireyin çevresinde olup bitenleri (ki bunların pek çoğunda kendisi layık ya da müstahak olmuştur) gözlemlenmesi ve gerekli uygulamaları yapmasıyla ilerlediğini / arttığını biliyoruz. İşte idrakin bu yolla kullanılışında ve artışında en etkili etmenlerden biri kişinin görgü ve deneyim birikimidir. Hem sağlıklı gözlem (1) yapılmasında, hem de olup bitenlerin içsel gelişim yönünden değerlendirilmesinde bireyin görgü ve bilgi birikiminin önemi / katkısı büyüktür. Enkarne varlığın, sağlıklı gözlem becerisi ve deneyim birikimiyle yaptığı bu anlamdaki değerlendirme ve uygulamalar idrak kapsamının genişlemesine katkı sağlar (127).

  Sağlıklı gözlem + deneyim birikimi +  olayların ve eprövlerin (yaşam sınavlarının) derinlemesine değerlendirilmesi sonucunda idrakin artış temposu yavaş yavaş hızlanır. Bu hızlanışla gelen liyakat kapsamında yeni yeni olaylar, yaşam sınavları ve gözlem olanakları da artar. Gelişi açısından bu olumlu ve makbul gidiş, beraberinde doğal olarak idrak artışını getirecektir. İdrak birikiminin, varlıktaki ( varlığın şuur altında) (144) özbilgi birikimine katkı sağladığını ve özidrakin varlıkta oluştuğunu; ayrıca varlığın özbilgi birikiminin özidrak kanallarıyla ruha yansıdığını biliyoruz.(128)

 Görüldüğü gibi, varlığın şuuraltında depolanan özbilgilerin birikimini hızlandıran ve besleyen mekanizmanın dünyadaki ucunda görgü ve deneyim birikimi bulunuyor. Bedenli yaşamda, sadece epröv, gözlem ve kıyas bilgisi artışı değil; idrak artışı da, görgü ve deneyim birikimiyle varlığın daha çok işine yarayacak şekilde değerlendiriliyor. İçsel gelişim açısından bu olumlu ve makbul durum, yaşam planının başarıyla uygulanması yaşamın en iyi şekilde değerlendirilmesi anlamına geliyor. Görgü ve deneyim birikiminin ve buna bağlı olarak idrak artışının bireye sağladığı bir kazanım da; yaşamın, vicdan birim düalitesinin olumlu zıtlarında geçirilmesidir (129). Çünkü vicdana egemen durumda olan idraktir (117).

Deneyim ve Özgürlük

  Enkarne varlığın deneyim ve görgü birikiminin başka bir yan ürünü de özgürlüklerinin artışıdır. Elbette ki idraklenme cehtinin sürekliliğine bağlı olarak, görgü ve deneyim artışı özgürlüklerin artışını da beraberinde getirir.

  Artık deneyimli ve görgülü varlık kendi gelişim mekanizmalarını doğrudan doğruya kendi (ya da ufak tefek yardımlarla kendi) ayarlayabilecek duruma gelmiştir. Bu deneyim birikimi, varlık için; daha az dış yardım ve müdahale ile kendi ayakları üzerinde durabilecek duruma gelmiş olmak bakımından birey için olumlu ve makbul bir puandır (165).

  Varlık, sâdece dünya planında değil, dünya ötesi alanda da iki temel tesirin altında sürekli olarak bulunur. Bunlar yatay ve düşey tesirlerdir. Özellikle enkarne varlığın sürekli tesir altında bulunmasının gereklerinden biri, şimdiki konumuz olan deneyim kavramıyla ilintilidir. Birey, idraklenme cehti içinde, deneyim birikimi artırmakla ve bu birikimle (yaşam planı gereği) değişik epröv ve bilgi uygulamalarında bulunabilme kapasitesini / performansını arttırır. Enkarne varlık olan bireyin yatay / düşey tesirler altında yaşıyor olmasının öteki gerekleri de (şimdi bu derlememizin konusu olmayan) kendi yaşam sınavları, gözlemleri ve öteki varlıkların gelişimine katkı (yani hizmet) kapsamında yapıp ettikleridir. Varlığın dünyadaki bedenli yaşamıyla ilgili çizilmiş olan mukadderat planının gereklerini yerine getirmek için beden organizmasına inen tüm tesirler üst planların sürekli kontrol ve gözetimi altındadır. Bu tesirlerin en zayıflarından en güçlüsüne kadar hiçbiri rastgele anlamsız ve gereksiz değildir. Bunların hepsi, varlığın yaşam planı gerekleri ve zorunlulukları kapsamında olan işlerdir (186).

Realite – Deneyim Bağlantısı

  Enkarne varlıklar olan bizler için içsel gelişimin, realiteden realiteye doğru bir gidiş içinde olduğunu biliyoruz. Şimdi esas konumuz olan deneyim ve görgü birikimi de dâhil, bu kavramlarla bağlantılı tüm öteki kavramlar (idrak, gözlem, uygulama vb.) içinde bulunduğumuz realite içinde olup bitiyor ve tüm bunlar bizi bir üst realiteye hazırlıyor. Belirli bir realitede, o realitenin getirdiği idrak düzeyini tutturmak için deneyimden deneyime geçerek görgüsünü arttırmaya çalışan bireyin o realiteyle ilgili bilgi birikimi kendi özvarlığında “öz bilgi birikimi” olarak toplanır.

  Realiteler, özvarlıkta sonuçlandırdıkları bilgi birikimi bakımından düşünülünce, onların (realitelerinin) birbirlerini tamamladıkları da unutmamak gerekir. Bu bakımdan, her realite, bir üst realiteyi hazırlayarak, varılması gereken noktaya kadar zincirleme giden bir bütünün parçasıdır. Esâsen dünya insanının görgü ve deneyimi de, beşeri realitelerin öz varlığında (asıl kendisinde) bilgi olarak birikmiş izlenimlerinden ibarettir. Yani geçmiş bir realite, bir sonraki realiteyi hazırlarken; gelecek realitenin özbilgileri içinde o geçmiş realitenin de izlenimi bulunur. Böylece, gelecek realiteler, geçmiş realitelerin sonuçlarını içine ala ala genişler ve varlığın görgü ve deneyim birikiminin artmasına neden olan (109). Derlememiz sonlarına doğru, enkarne varlığın deneyim ve görgü birikiminde etkili olan etmenlerden söz edelim. Bunlar obsesyon ve sevgi şeklinde yaşayan eprövlerdir.

Obsesyon Deneyimi

  Enkarne varlığın genel görgü ve deneyim birikiminin artmasında önemli etmenlerden biri, bireyin obsesyonla karşılaşmasıdır. Varlığın gelişiminin gerektirdiği çeşitli nedenlerden dolayı obsesyonla karşılaşması oldukça kaba bir deneyim ve ağır bir yaşam sınavıdır. Her şeyden önce obsesyonu yapacak varlığın çok “geri” ve dünyanın yoğun beşeri tabakalarına en yakın durumda olması gerekir. Böyle bir varlığın; idraki çok dar, tepeden tırnağa hodkâm, hırsları çok aşırı ve engel tanımaz durumdadır. Böyle “geri” düzeydeki bir varlıkla ortaklaşa deneyim geçirme durumunda olan bir varlığın doğrudan doğruya şuur üstü obsesif tesirlerin hedefi durumundadır. Bu nazik operasyon Yüksek İcaplar’ın kapsamında vazifeli rehberlerin yardımı ile oluşur ve gerektiği kadar sürer.

  Obsesyon deneyimi geçiren varlığın şuurüstüne gelen obsesif tesirler, oradan şuurdışı kanalıyla şuur alanına inince, beyin organına egemen olur. Bu egemenliğin ileri aşamasında, obsesif tesirler şuurüstüne kadar yayılır ve obsedör varlık şuurüstü alanını da tamamen elegeçirmiş olur, onun yerine geçer. Bu durumda obsesyona tutulmuş bireyin kendi özvarlığından gelen tesirler hemen hemen kesilir, onların yerine obsedör varlığın kaba tesirleri geçer. Obsede olan kimse; obsedörü, kendi özvarlığıymış gibi algılamaya başlar (Obsesyonla ilgili daha fazla bilgi için İLÂHÎ NİZAM ve KÂİNAT’ın 157+158+159+139+149 sayfalarına bakılabilir). Obsedör ile obsesyona tutulan birey arasında geçen bu ortaklaşa epröv, her iki tarafa da deneyim birikimi açısından çok verimlidir. Enkarne varlığın genel görgü ve deneyim birikiminin artmasında önemli etmenlerden biri de sevgidir.

Sevginin Deneyimlenmesi

  Evrensel câzibe etkisi olan sevgi, bedenin çok ince bir kısım madde bileşimlerinin yaydıkları yüksek frekanslı titreşimlerin tezâhüründen ibarettir. Böyle bir yüksek titreşim oluşumunun bileşenlerinden biri de bireyin deneyim ve görgü birikimidir. Söz konusu öteki etmenler ise; varlığın özbilgi birikimi, plan uygulamalarının gerekleri ve sonuçları, vazifeli varlıkların araya girmeleriyle beyin organının belirli kısımlarında oluşturulan madde bileşimleridir. Bu bileşimler şimdiki derlememizin konusu olmadığı için; onları başka bir çalışmamıza bırakarak satırlarımızı sonlandırıyoruz.

(1)Sağlıklı gözlem konusunda bkz. SADIKLAR PLANI TEBLİĞLERİ, sayfalar 26+62+262+281 (Ruh ve Madde Yayınları)

  Rakamlar İLÂHÎ NİZAM ’dan alıntılamaların sayfa numaralarıdır.

 Yayın Tarihi:24 Mayıs 2019 

<<  ÖNCEKİ BÖLÜM

 SONRAKİ BÖLÜM >>

 

© Astroset 2003-2019